Erdoğan Hükümeti'nin Seçim Sonrası İkinci İcraatı: Yine Hizb-ut Tahrir'e Operasyon!

BASIN AÇIKLAMALARI

Erdoğan Hükümeti'nin Seçim Sonrası İkinci İcraatı: Yine Hizb-ut Tahrir'e Operasyon!

Bu bile tek başına İslami hayatın Allah'ın izniyle yeniden başlatılmasının an meselesi olduğunu gösteren net bir göstergedir. Keşke bilebilselerdi!

24 Haziran 2011 tarihinde başta Ankara olmak üzere, pek çok ilde Hizb-ut Tahrir'e karşı düzenlenen operasyonlar henüz sıcaklığını korurken Yine 04 Temmuz 2011 tarihinde başka bölgelerde Hizb'e karşı operasyon düzenlenerek bazı gençler gözaltına alındı, bir kısmı serbest bırakılırken diğerleri tutuklandı.

Düzenlenen bu operasyonların Hizb-ut Tahrir'i yok edemeyeceği veya çökertemeyeceği açıktır. Kararlılığını ve azmini kırmayacağı da kuşkusuzdur. Hedefinden saptıramayacağı, Allah Subhânehu'nun buyurduğu gibi eziyetten başka hiçbir zarar vermeyeceği kesindir. Üstelik bu operasyonlar hiçbir yasal ve hukuki gerekçeye dayanmamakta, gözaltına yapılan suçlamalara hiçbir somut delil gösterilememekte, tamamen keyfi uygulamalarla Müslümanlara gözdağı verilmeye çalışılmaktadır.

Son dönemde Türkiye'nin yaşadığı değişim süreci, görünen o ki birtakım odaklara hiç ders olmamış. Düne kadar diktatörlük politikalarıyla, despotlukla, pervasızlıkla işlenen cürümlerin sahiplerinin dokunulmazlıkları tek tek kalkarken, elebaşları birer birer sindirilirken ve bütün bunlar aylardır medyanın başlıca gündem maddesi iken, halen daha böylesi hukuksuzca, mesnetsizce, pervasızca, haksızlıkla şiddetten uzak fikri-siyasi çalışmalar yürüten yüksek kültürlü, lider ve İslami şahsiyetleri hedef alma cüreti görülebilmektedir.

Demokratikleşme, hukuk devleti ve özgürlükler adı altında ülkeyi yeni bir reform dalgasına kaptıranlar, söz konusu İslam olunca, söz konusu İslam'ın hakimiyetini arzulayanlar olunca, söz konusu sömürgeci kapitalist devletlerin talepleri olunca, dün söylediklerini bugün yutabilmekte, verdikleri sözleri rahatlıkla çiğneyebilmekte, inanılmaz bir rahatlıkla "ülkede hiçbir düşünce suçlusu" olmadığını iddia edebilmektedir.

Bugün özelde Hizb-ut Tahrir'e, genelde İslam'ı ideolojik bir varlık olarak dünya sahnesine çıkarmak için çalışan Müslümanlara yönelik bu haksız, baskıcı ve zalimane uygulamalara başvurulmasının arka planında, hiç kuşkusuz İslâm'ın Hilâfet Devleti liderliğinde yeniden yükselişini engellemek vardır. Arap dünyasında yaşanan son olaylar, bu engelleme girişimlerinin yoğunlaşmasına yol açmıştır.

Bununla birlikte, düne kadar yıkılmaz, sarsılmaz, devrilmez, koltuğundan vazgeçmez denilen nice diktatörleri bugün sürgün edilmiş, kovulmuş, rezil edilmiş görüyoruz. Bu bile tek başına İslami hayatın Allah'ın izniyle yeniden başlatılmasının an meselesi olduğunu gösteren net bir göstergedir. Keşke bilebilselerdi!

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ 

Zulmedenler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bileceklerdir. [Şuarâ 227]

 

 

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.