Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm Konferansı / İstanbul

Toplumsal çöküşe dikkat çekmek için “Tehlikenin Farkında mısınız?” mottosuyla başlattığımız kampanya kapsamında ikinci konferansımızı İstanbul'un Esenyurt ilçesinde gerçekleştirdik.

Köklü Değişim Esenyurt Temsilcisi Ali Gürgün’ün moderatörlüğünü üstlendiği Nene Hatun Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa İstanbul halkı yoğun ilgi gösterdi.

ALİ GÜRGÜN

Program, Köklü Değişim İstanbul Temsilcisi Muhammed Emin Yıldırım'ın açış konuşmasıyla başladı. Toplumsal çöküşün herkes tarafından yakınen müşahede edildiğini söyleyen Yıldırım, "neden böyle bir rapor hazırlama ihtiyacı hissedildiğini" aile, gençlik ve İslam konusunda yaşanan sorunlardan örnekler vererek anlattı.

"Suç oranlarının tavan yaptığını, geçen yıl sadece mala karşı işlenen suç sayısının 2 milyon 500 bin civarında olduğunu" söyleyen Yıldırım, "4 milyon insanın uyuşturucu, 18 milyon insanın da alkol bağımlısı olduğunu" ifade ederek yaşanan tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Toplumsal sorumluluk gereği böyle bir kampanya hazırladıklarını ifade eden Yıldırım, tüm Müslümanların özellikle de İslami camianın bu konuda sorumluluk almaları gerektiğini hatırlattı.

MUHAMMED EMİN YILDIRIM

Muhammed Emin Yıldırım'ın ardından kürsüye çıkan Araştırmacı Yazar Musa Bayoğlu, CEDAW, 6284 Sayılı Kanun vb. yasal uygulamalarla aileye ve nesle savaş açıldığına, evliliğin önüne engeller konulduğuna, bu sebeple dünyada ve Türkiye'de evliliklerin hızla azalarak boşanmaların her geçen gün arttığına dikkat çekti. Konuşmasının devamında laik eğitim sisteminin gençlik üzerinde oluşturduğu tahribatı dile getiren Bayoğlu, yaşanan toplumsal çöküşün asıl kaynağının Batı'dan ithal edilen kanunlar ve bu konuda birinci sorumluluğun ise yöneticilere ait olduğunu ifade etti. Musa Bayoğlu son olarak toplumsal suç oranlarını istatistiklerle vererek günümüzle Osmanlı dönemini karşılaştırdı. Bayoğlu, “Toplumsal suçların müsebbibi fert ve toplum değil, tatbik edilen nizamdır” sözleriyle sunumunu tamamladı.

MUSA BAYOĞLU

Musa Bayoğlu'nun sunumumdan sonra söz alan İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu konuşmasına, “Tehlikenin farkında olduğumuz kadar asıl suçlunun kapitalizm ve türevleri, laik demokratik nizam olduğunun da farkındayız” sözleriyle başladı. Yaşanılan toplumsal çöküntünün esasi müsebbibinin kapitalizm ve üzerimize tatbik edilen demokratik laik yasalar olduğunu ifade eden İmamoğlu, çözümün ise ancak İslam'ın hükümlerini kamilen tatbik edecek olan Râşidî Hilâfet'in ikamesinde olduğunu söyledi. Hilâfet'in, İslam'ın tatbik edilebilmesinin şer’î metodu olduğunun altını çizen İmamoğlu aynı zamanda Hilâfet'i Rasulullah SallAlahu Aleyhi ve Sellem’in sözünde de buyurduğu gibi "kalkan" olarak betimledi. "Hilâfet Devletimiz varken toplumsal manada güvendeydik" diyen İmamoğlu, Hilâfet dönemine ait verdiği örneklerle Hilâfet'in ehemmiyetine dikkat çekti. Abdullah İmamoğlu’nun sunumundan sonra program sona erdi.