Ali Yazar Veli Bozar: İşte Demokrasi Bu!
Erdoğan’ın son yaptığı Diyarbakır gezisinde karşılaştığı protestolar, birbiri ardına gelen yolsuzluk dosyaları AKP’yi ciddi anlamda sarsan gelişmelerdir.
Hatırlanacağı üzere AKP hükümeti, MHP’nin desteği ile sadece üniversitelerde başörtüsü serbestîsi getiren, Anayasanın 10. ve 42. maddelerini kapsayan kısmi bir anayasa değişikliği gerçekleştirmiş, DSP ve CHP, Anayasa Mahkemesine söz konusu madde değişikliklerinin iptali için başvuruda bulunmuş, Anayasa Mahkemesi de yapılan değişikliği iptal etmişti. Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararının gerekçesi 22 Ekim 2008 Çarşamba günü Resmi Gazete’de yayınlanarak açıklandı. Gerekçeli kararda önceki yıllarda Danıştayın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararlara atıfta bulunularak, şu ifadelere yer verildi: "Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gözetildiğinde, Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır."
Küresel mali krizin Türkiye’ye yansımaları, terörün tırmanışa geçmesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmek amacıyla daha önce açıklanan GAP acil eylem planının fos çıkması, Erdoğan’ın son yaptığı Diyarbakır gezisinde karşılaştığı protestolar, birbiri ardına gelen yolsuzluk dosyaları AKP’yi ciddi anlamda sarsan gelişmelerdir. Son olarak Anayasa Mahkemesinin üniversitelere yönelik başörtüsü düzenlemesini iptal eden gerekçeli kararı ise, AKP Hükümeti açısından Amerika adına AB bahanesiyle atmaya çalıştığı adımları geciktirecek bir gelişme olmuştur. Zira Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal gerekçesini şekil yönünden değil esas bakımından vermesi “sivil anayasa” etiketi ile gerçekleştirmek istediği ile top yekûn anayasa değişikliğin önünde ciddi bir engel oluşturacaktır. Dolayısıyla AKP’nin ilgilendiği yön burasıdır. Yoksa bir şer’i hüküm olarak örtünmeye değer vermesi kesinlikle değildir.
Bir yanda bu Müslüman halkın nefislerinden kazınamamış İslam akidesiyle çatışan demokratik küfür sistemi, öte yanda bu küfür sisteminin ürünü olan ve inançlarını kullandığı halkı sadece oy potansiyeli olarak gören küfür partileri. Sonuç hep mihnet, hep sıkıntı, hep hüsran, hep karanlık. Halbuki Müslüman Türkiye halkı “kargadan bülbül sesi beklenmeyeceğini” bilir. Artık tüm bunlardan sonra şunu da kesin olarak bilmelidir. Allah Subhanehu’nun hükümlerini top yekûn uygulayıp mahzunluğu Müslümanların üzerinden kaldırarak, geçmişteki izzetlerine kavuşturacak ancak ve ancak Nübüvvet Minhacı üzere kurulacak İkinci Raşidi Hilafet Devleti’dir. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey îmân edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat verene dâvet ettiği zaman icâbet edin!” [el-Enfâl 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü
PDF'i indirmek için tıklayınız#erdoğan#islam#Hizbut Tahrir#İslam duşmanlığı#ümmet#hilafet#DSP#Başörtü yasağı#anayasa mahkemsi#MHP
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!