HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Barış Pınarı Hareketi ve Vatan Sevgisi

Biz, Hizb-ut Tahrir olarak, halkımız ve Müslümanlar yerine sömürgeci kafirlere hizmet eden hiçbir projeye destek vermedik, bundan sonrada vermeyeceğiz. Biz zalimlere, kafirlere ve onlara uşaklık edenlere karşı yürütülen her mücadelenin her harekatın elbette yanındayız.

Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı

BARIŞ PINARI HAREKATI VE VATAN SEVGİSİ!

Türkiye’nin ve bölgenin ana gündem konusu malum Barış Pınarı Harekâtı. Harekâtın başladığı günden bu yana kamuoyunda, siyasi çevrelerde ve özellikle sosyal medyada vatan sever ve vatan haini söylemleri dillerden düşmüyor. Sosyal medyada harekata destek tweeti atmayıp sessiz kalanlar bir anda vatan haini ilan edildiler. Siyasi baskı sebebiyle alıntı cümleler ile tweet atanlar bile alkışlandılar. İşte sanal dünya böyle bir şey, fikirler sanal, duygular sanal, öfke ve kızgınlıklar sanal dolayısıyla düşmanlıklar da sanal. Gerçeklerden uzak yapmacık bir dünya yani!

Peki gerçekte vatan nedir biliyor muyuz? Vatansever nedir, kim vatan sever, kim değil biliyor muyuz? Vatanı sevmek, vatan sever olmak, sınırları yabancılar tarafından belirlenmiş toprak parçasını sevmek değildir! O toprak parçası üzerinde yaşayan halkın, adaletli, onurlu, mutlu, huzurlu, refah içerisinde yaşaması için çaba harcamaktır vatanı sevmek. Vatan sever olmak o toprak parçası üzerinde yaşayan halkın Allah'ın razı olduğu bir hayatı yaşaması için çaba harcamaktır. Bunun için kendi rahatından ödün vermektir, gerekirse bu değerler uğrunda kendini feda etmektir!

İstanbul’un Bebek sahilinde, Taksim’de, Nişantaşı’nda cafe-barlarda, restoranlarda eğlenirken Barış Pınarı Harekatı’na destek mesajı atanlar mı vatan sever? Yoksa huzur ve mutluluğun, onur ve refahın Allah'ın dininin hayata hâkim olmasıyla mümkün olacağını savunan, bunun için çalışan ve bunun için yaşayan Müslümanlar mı? Kemalist dürtüler ile kendisini ülkenin sahibi ilan eden, bu halkın dinine ve kültürüne düşman olan, Allah diyene “defol İran’a”, “defol Arabistan’a” diyen Batı hayranı laikler mi vatan sever? Yoksa sömürgeci kafirlerin servetlerimizi sömürmesine razı olmayan, bu sömürüyü ifşa eden ve ortadan kaldırmak için gece gündüz çalışan Müslümanlar mı vatan sever?

Biz, Hizb-ut Tahrir olarak, halkımız ve Müslümanlar yerine sömürgeci kafirlere hizmet eden hiçbir projeye destek vermedik, bundan sonrada vermeyeceğiz. Biz zalimlere, kafirlere ve onlara uşaklık edenlere karşı yürütülen her mücadelenin her harekatın elbette yanındayız. Biz  وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَص۪يرًاۜ “Rabbimiz bize katından bir yardımcı gönder” diye dua eden mazlum ve mustazaf halkların yardımına koşan her ordunun destekçisi ve neferiyiz. Ama aynı zamanda biz, mazlumların arasında ayrımcılık yapılmasına da karşıyız. Fırat’ın doğusunda mazlum halkların yardımına koşanlar, Esed, İran ve Rusya’nın İdlib’de katlettiği mazlumlar için ne yapıyor? İşte biz bu kör olası sessizliğe karşıyız!

 

Biz Amerikan beslemesi terör örgütlerine harekât başlatılmasına değil, diğer Amerikan beslemesi katil Esed’e göz kırpılmasına karşıyız. Biz Amerikan beslemesi terör örgütlerine karşı olduğumuz gibi ABD’nin Suriye’deki uşağı katil Esed’in ve zalim rejimin her daim karşısındayız. Hizb-ut Tahrir olarak biz Barış pınarı harekâtı başlamadan önce ne söylediysek bugünde aynı şeyleri söylüyoruz. Sözlerimizin kelimesi kelimesine arkasındayız. Toplumsal baskıya boyun eğmeden doğruları haykırmaya devam edeceğiz. Zira biz, sanal, yapmacık ve çalıntı cümlelerden kurulu Twitter mesajları ile bu halka efendilik taslayanlardan değiliz. Biz, hakkın yolunda, halkın hizmetindeyiz! Dün öyleydi bugün öyle, yarın da Allah'ın izniyle öyle olacaktır. 

HAREKATI KINAYAN VE DESTEKLEYENLER

Türkiye'de neredeyse tüm partiler ve genel olarak kamuoyu harekata destek veriyor, bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinden ise farklı tepkiler geliyor. Fransa ve Almanya'nın başını çektiği AB ülkeleri harekatın derhal durdurulması gerektiğini söyleyen bir kınama mesajı yayınladılar. Aynı şekilde İngiltere başbakanı Johnson'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak harekâtı durdurmasını istedi. Gerekçeleri ise sivil halkı korumak, yeni insani krizlerin doğmasını ve İŞID'in yeniden ortaya çıkmasını engellemekmiş! Oysa gerçekte onlar, Suriye’deki ayrılıkçı terör örgütlerini korumayı amaçlıyorlar.

Biz biliyoruz ki insani kriz ve işgal denince ilk olarak akla Avrupa ve Batı gelir. İşgal denince akla, Cezayir'de 1,5 milyon Müslümanı katleden, Ruanda'da 800 bin kişiyi öldürüp soykırım yapan Fransa gelir. İnsani kiriz denince Afrika'nın zenginliklerini sömürüp insanlarını açlığa ve köleliğe mahkûm eden Fransa akla gelir. Almanya'da ondan farklı değil. 2. dünya savaşını çıkarıp 50 milyona yakın insanın ölümüne sebep olan Almanya’nın kendisidir. Bu konuda İngiltere'nin sicili daha bozuktur. O Pakistan, Afganistan ve Hindistan’ı sömürdü. Afrika ve tüm Ortadoğu’yu yağmaladı. Osmanlı Hilafet Devletini yıktı ve topraklarını parçaladı. Müslümanların arasında ırkçılık ve vatancılık fitnesini körükledi. Müslümanların evlatlarını Milliyetçilik zehri ile Türk-Kürt diyerek birbirine kırdırdı.

İslami beldelerin başına kendisine bağlı işbirlikçi yöneticiler atadı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın harekâtı kınayan açıklamaları işte bu kirli iş birliği ile açıklanabilir. Kıymetli Müslümanlar! Sicili bu kadar bozuk olan Avrupa ve Batı’nın Kürt halkını korumak diye bir duyarlılığı olabilir mi? Bunlar asla ve asla insani krizlerin çıkmasından endişe duymazlar, aksine kendi çıkarları için endişe duyarlar. Çünkü onların tek kutsalı çıkarlarıdır. Yaptıkları kınama açıklamalarının nedeni operasyonun asıl planlayıcısı olan ABD'ye baskı yapmaktır.

Harekâtı Arap Birliği’de kınadı biliyorsunuz. Filistin işgal edildiğinde, Mescid-i Aksa’nın izzeti Yahudiler tarafından çiğnendiğinde konuşmayan bu birlik şimdi neden konuşuyor sizce? Ümmet nezdinde sözü para etmeyen bu birlik kendisi mi konuşuyor yoksa efendisi mi konuşturuyor. Tabi ki efendisi konuşturuyor. Gelgelelim harekata destek veren ülkelere; 1 Amerika, 2 Rusya... Evet Amerika ve Rusya Barış Pınarı Harekatı’na destek veriyor. Bu normal bir şey mi peki? Soruyorum size bu harekât Müslüman Türkiye ve Suriye halkının menfaatlerine olmuş olsaydı ABD ve Rusya buna destek verir miydi? Hayır! O halde bu harekât bizim menfaatimize değil, ABD, Rusya ve Esed rejiminin menfaatine… İki kere iki dört… Allah için biraz meselelere basiretle bakın!

Evet ABD bu harekata destek veriyor, çünkü harekatın planlayıcısı bizatihi ABD’nin kendisidir. Avrupa ülkeleri BM’den Türkiye’nin kınamasını istiyor. ABD ve Rusya veto ediyor. Normal mi sizce? Çünkü Rusya bu harekatın Esed rejiminin işine yarayacağını çok iyi biliyor. Bu harekatın planlamasının Astana toplantılarında konuşulduğunu söylersek yalan söylemiş olmayız. Gizli anlaşmalar ile yapılan bu harekatın bir sonraki aşamasında İdlib'in rejime teslim edilmesi var. Tabiri caizse ABD ve Rusya Türkiye'ye mıntıka temizliği yaptırıyor. İşte bugün Esed güçleri, İran milisleri Membiç’e girdi. ABD’nin bölgedeki lejyoner ordusu YPG, 2012’de tek kurşun atmadan Esed güçlerinden aldığı toprakları ona geri vermek için Suriye rejimi ile el sıkıştı. Fakat bu gerçekler milli ve vatancı duygular öne çıkarılarak halktan gizlendi gizlenmeye devam ediyor. Allah Subhanehu ve Teala her şeyi gören ve bilendir. Hiçbir şey ona gizli kalmaz.

Türkiye ne zaman, kafirleri dost edinmek yerine mü'minleri dost edinirse işte o zaman Allah’ın yardımı da bize ulaşır. Ne zaman zalimlerle bir olmak yerine mazlumları korumak için harekete geçerse, sömürgecilerin çizdiği sınırları korumak yerine onları kaldırmak için mücadele ederse işte o zaman tüm ümmet bizimle olur. Türkiye ne zaman gölgelerle uğraşmayı bırakıp asıl düşman olan Amerika ve diğer sömürgeci kafirlere savaş başlatırsa işte o zaman terör de zulüm de yok olup gider. İşte o zaman bu topraklarda yeniden huzur, refah ve adalet hâkim olur, işte o zaman kardeşliğimiz baki olur.

 

 

 

TRUMP’IN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALARI

ABD Başkanı Trump Barış Pınarı Harekâtı başladı başlayalı küstahça açıklamalarına devam ediyor. Ne dediği ne anlatmak istediği çözülemeyen bu adam adeta herkesle dalga geçiyor. Bazen kendi kendini yalanlıyor, bir bakıyorsun her iki tarafı suçluyor, bir bakıyorsun her iki tarafı haklı buluyor. Son açıklaması daha bir cüretkâr ve daha tehditkâr. Türkiye’ye yaptırım kararı aldığını, bu karara göre çelik tarifelerinde yapılan %50'lik indirimin kaldırıldığını duyurdu. Ticaret bakanlığı tarafından yürütülen 100 milyar dolarlık ticaret anlaşmasının durdurulacağını açıkladı. Bunların yanında yöneticilerin mal varlıklarına el koyma, Amerika’ya giriş yasağı gibi yaptırım tehditleri de var.

Küstah Trump, ABD'nin dünyaya neler yaptığını sanki kimse hatırlamıyormuş gibi insanların aklıyla alay edercesine şöyle diyor: “Bu başkanlık kararnamesi ABD’nin Suriye’de insan hakları ihlalleri, ateşkesi önleme, yerinden edilmiş kişilerin evlerine dönmesini engelleme, mültecileri zorla geri döndürmeye çalışma, Suriye’de barışı güvenliği istikrarı tehdit etme eylemlerinde bulunacak kişilere de güçlü yaptırımların uygulanmasına olanak tanıyacak.”

Ey Trump!

Suriye'de, Irak'ta, Afganistan ve Yemen'deki tüm katliamların, tüm işkencelerin, tecavüzlerin, tehcirlerin, zulümlerin baş aktörü asıl sensin! Asıl aktör senin şu an başkanı olduğun ABD'nin kendisidir! Halkına ihanet etmiş o yönetici bozuntularıyla birlikte İslam topraklarında taş üstünde taş bırakmadınız! Şimdi kalkmış insan hakları ihlallerinden bahsediyorsun! Seni bu denli küstah, bu denli cüretkâr kılan şey Müslümanların sahipsizliğidir! Parayla, Siyasi rüşvetlerle, makam ve mevki ile Müslümanların başındaki yöneticileri satın aldınız! İslam beldelerinde istediğiniz gibi at koşturup istediğiniz gibi tehditler savuruyorsunuz! Ancak unuttuğunuz bir şey var! Tarihe dönüp bir bakın! İslam ümmeti, sendelemiştir, zayıflamıştır, savaş kaybetmiştir, toprak kaybetmiştir ama asla ve asla Allaha olan imanını ve geleceğe olan ümidini kaybetmemiştir! Her sendelemeden, her tökezlemeden daha güçlü bir şekilde çıkmış ve yeniden ayağa kalkmıştır! Müslümanlar küllerinden yeniden dirilmiş ve zalimleri kasıp kavuran bir ateş olmuştur!

Ey Trump!

Geçmişteki müstekbirlerin sonu sizin de sonunuz olacak! Mağlup olacaksınız! Yenileceksiniz! Yıkılacaksınız! Ne senin dolarların ne de o çok güvendiğin Amerikan ordusu, yok oluşunuzu engelleyemeyecek! Sizinle bizim aramızdaki fark işte burada! Siz kapitalizmin azgın ümmetisiniz, siz menfaatin, paranın, şehvetin ve sömürünün ümmetisiniz! Biz ise İslam'ın, Rasulullah’ın, adaletin, huzurun, merhametin ümmetiyiz! Suskunluk yakında kırılacak ve diz çöken ümmet yeniden ayağa kalkacak! Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isteyenlerin sonu sizin de sonunuz olacak!

 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
15.10.2019

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.