CHP Lideri Deniz Baykal'a Açık Mektup
Milli Güvenlik Kurulu öncelikli tehditler listesinin başına Hizb-ut Tahrir'i koymuştu. Bizâtihi Erdoğan, Türkiye'deki tüm Hizb-ut Tahrir üyelerinin tutuklanması tâlimatı vermişti.
es-Selâmu Alâ Men'it Tebe'al Huda (Selâm, hidâyete tâbi olanların üzerine olsun)
26 Ocak Cumartesi günü partinizin İstanbul İl Kongresi'nde yaptığınız konuşmayı ve 31 Ocak Perşembe günü NTV'ye verdiğiniz röportajı mütalâa ettik. Laiklik (Dinsizlik) ve başörtüsü konuları üzerinde yoğunlaşan konuşmanızın detaylarına girmeyip Hizb-ut Tahrir hakkında sarf ettiğiniz tümceye yanıt vermekle yetineceğiz. Konuşmanızda, laiklik karşıtı politik güçlerden ve bunların, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Laiklik anlayışı üzerinde yaptıkları tahribattan dem vurup Hizb-ut Tahrir'in de bu çevrelerce 40-50 yıldır desteklendiğini iddia ediyorsunuz.
40-50 öncesi derken Hizb-ut Tahrir'in 1960'lı yıllarda Türkiye gündemini sarsan çalışmalarını kastediyor olmalısınız. O zamanın olaylarını yeniden incelerseniz, görürsünüz ki sizin gibi Laikler de, karşıtınız olarak gördüğünüz muhâfazakâr çevreler de o zaman el birlik Hizb'e ve Hilâfet'e saldırmış, mü'min gençlere yönelik geniş çaplı tutuklamalarla ortadan kaldırma çabasına girmiştir. 70'li yıllarda da, 80'li yıllarda da, 90'lı yılların sonlarında ve 2000'li yıllarda da aynı ortak birliktelik varlığını sürdürmüştür.
Söz konusu ettiğiniz AKP iktidarı döneminde ise, Hizb-ut Tahrir'e karşı daha şiddetli tutumlar sergilenmiştir. AKP Hükümeti, önceki koalisyon hükümetinden devraldığı İslâm'ı ve Müslümanları sindirme politikasını, aynı, hatta daha fazla bir kararlılık ve azimle devam ettirmiştir. AKP iktidarının başladığı 2002 yılının sonlarından itibaren Hizb'in güçlü olduğu her şehirde ve öncekine oranla daha kısa aralıklarla Hizb'e karşı operasyonlar gerçekleştirilmiş, yüzlerce üyesi ve destekçisi tutuklanmıştır. Bu tutuklama, baskı ve yıldırma çabaları halen, hem de artarak devam etmektedir. Halen hapishanede bulunan, Hizb-ut Tahrir'in Türkiye Vilâyeti'ndeki Resmî Sözcüsü Sayın Yılmaz Çelik, defalarca tutuklanmış, aleyhinde açılan dâvâ sayısı beşe yükselmiştir. İnternet sitenizde (www.chp.org.tr) AKP Hükümeti döneminde yapılan laiklik karşıtı eylemler arasında sıraladığınız, Hizb-ut Tahrir'in 2 Eylül 2005 günü İstanbul'daki Fâtih Câmii'nde düzenlediği gösteriye gelince; mâlumunuz olduğu üzere AKP Hükümeti yetkilileri, başta Başbakan Erdoğan, Hizb'e ve Hilâfet'e kötülükle dil uzatıp şiddetle saldırmışlardı. Bu saldırganlık bir hafta sonrasında Ankara'daki Hacı Bayram Câmii'nde kanlı hadiselerle açıkça gösterilmişti. Ayrıca Erdoğan ve tâifesi, o zamandan sonra medyaya Hizb-ut Tahrir'e karşı halen süregelen bir yayın ambargosu salık vermiş, o zaman Terörle Mücâdele Yüksek Kurulu yedi yıl aradan sonra ilk kez toplanmış, Milli Güvenlik Kurulu öncelikli tehditler listesinin başına Hizb-ut Tahrir'i koymuştu. Bizâtihi Erdoğan, Türkiye'deki tüm Hizb-ut Tahrir üyelerinin tutuklanması tâlimatı vermişti.
Ayrıca yılların politikacısı olarak, şu ayrımın farkına varmanız zor olmaz: Hizb-ut Tahrir, İslâmî Akîde'ye dayalı, İslâmî ideolojiyi benimseyen şiddet-dışı siyâsî bir partidir. Gâyesi; Râşidî Hilâfet Devleti'ni yeniden kurarak İslâmî hayatı yeniden başlatmak; böylelikle ülke içerisinde İslâmî hükümleri adâlet ve ihsân ile uygulamak, titizlikle korumak, Müslüman olsun yada olmasın her insan için yaşanabilir, onurlu ve huzurlu bir hayat sağlamak, Sömürgeci devletlerin topraklarımız üzerindeki her tür nüfûzunu, işgâlini ve sömürüsünü ortadan kaldırmak ve insanın aklını iknâ edebilen, fıtratına uygun ve kalbini huzurlu kılan bir inanç sistemi olarak İslâm'ı, tüm dünyaya bir hidâyet ve nûr olarak taşımaktır.
Oysa AKP kendisini laik ve muhâfazakâr demokrat bir parti olarak tanımlamaktadır ve bu, İslâm'a taban tabana zıttır. Müsterih olunuz, böyle bir partinin laiklik ile hiçbir sorunu yoktur ve bu laik devletin en güçlü koruyucusudur. 2001 krizinde kopma noktasına gelen devlet-millet köprülerini, belki de hiç olmadığı kadar sağlamlaştırmıştır. Erdoğan'ın, "Laikliğin güvencesiyiz" sözü size "takiyye" gibi gelmesin. Emin olunuz, İslâmî bir devlet kurmak şöyle dursun, gizli gündem olarak İslâm'ı yüceltmek gibi bir kaygıları bile kesinlikle yoktur. Çünkü bu parti, İslâm'a olan zıtlığını ve uzaklığını açıkça ortaya koymuştur. Bunun için yüzlerce örnek vardır. Aksine AKP'nin İngiliz tipi kurumlar ile bir sorunu vardır. Bugün AKP ve karşıtları arasındaki çekişme, bir Amerikan-İngiliz çekişmesidir. Onlar da sizin gibi laiktir, ancak onların emeli, sizin İngilizci laikliğinizi Amerikancı laikliğe dönüştürmektir, sizin İngilizci ulus-devlet anlayışınızı Amerikancı bir liberalizme çevirmektir, sizin İngilizci milliyetçiliğinizi Amerika'nın üst-kimlikçiliği içine sıkıştırmaktır, İngilizci devlet kurumlarını, Amerikancı devlet kurumları haline getirmektir, İngiliz tipi darbeci orduyu Amerikan tipi uysal bir ordu haline getirmektir. Bunun için Avrupa Birliği'ne üyelik gerekçesini ustalıkla kullanmakta, atmosferi demokratikleşme ve darbe karşıtlığı gazları ile doldurmakta, kemikleşmiş devlet kurumlarının kolonlarını sarsmakta, Amerikan destekli medyayı gerek satın alarak, gerek gözdağı vererek, gerek özendirerek bu uğurda kullanmakta, laik devlet kurumlarının güçlerini aldıkları anayasal konumları ve yetkileri kırpmakta, sivil anayasa söylemiyle, bilhassa referanduma götürme argümanıyla gözünüzü korkutmakta, kendisinin de gerçekte arzulamadığı hassas konuları önünüze atıp tartışmanızı ve öfkelenmenizi sağlayarak sizinle yapacağı pazarlıklarda elini güçlendirip kozlarını ve kartlarını çoğaltmakta, %47'lik halk desteği sonrasında sizi halk karşısında her vesileyle küçük düşürmeye uğraşmakta, hatta şahsınızla polemiklere girerek sizin sırtınızda popülaritesini artırmaktadır. Bütün bunları, ne İslâm için, ne de Müslümanlar için yapmaktadır, bilakis ancak ve sadece Amerika için yapmaktadır. Bütün bu politikalar, araçlar ve taktikler Amerikan patentlidir. Amerikalı politika üreticilerinin ve düşünce kuruluşlarının Türkiye hakkındaki raporlarını ve önerilerini incelerseniz, bunların yıllar öncesinden tasarlanmış olduğunu görürsünüz. Ayrıca İslâm ile "ılımlı İslâm" arasında dağlar kadar fark vardır ve bu ikisi bütünüyle ayrı şeylerdir. İslâm, hayatın tüm sorunlarını çözen kapsamlı bir nizâmdır. Fakat "ılımlı İslâm", Amerika'nın Soğuk Savaş sonrasında, "aşırılık-ılımlılık", "radikalizm-modernizm" vs. gibi yaftalarla İslâm'ı bölmeye yönelik şeytânî plânının sevimli gösterilen ve harâretle teşvik edilen yanıdır. Amerika bu suretle, küresel hegemonyasını yıkma potansiyeli bulunan İslâmî bir devletin, dünyanın jeo-stratejik açıdan bu en kritik bölgesinde kurulmasını engellemeye dönük beyhude bir çaba içerisine girmiştir. İşte AKP ve yandaşı kesimler, bu politikanın hizmetindedir.
Sonuçta diyebiliriz ki AKP'yi doğru yorumlamakta zorlanmaktasınız, çünkü Batı'dan ithal Laiklik, bakışlarınızı perdelemiş sizin. Ne Amerika'nın, ne de onun izmariti AKP'nin laiklik düşmanlığı vardır. Bilakis mesele, Amerika ile İngiltere arasındaki siyâsî bir çatışmadır ve her ikisinin bu kıymettâr ülkemizde pek çok kuklaları vardır. Çatışma bu "Hacivatlar" üzerinden taktik bir mücâdele olarak sürmektedir. Kimse Amerika'dan, İngiltere'den ve onların şerir sömürgeci politikalarından ve kullandıkları kuklalardan bahsetmemekte yada bahsedememektedir. Hizb-ut Tahrir hariç!
Hizb-ut Tahrir ise bu kirli çatışmanın bir parçası değildir ve olmayacaktır. Aksine Allah'ın emrettiği, Rasulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in izlediği ve nihâî zafere ulaştıracağı metodu üzere ilerleyecek, Allah için hiçbir kınayıcının kınamasından, hiçbir zâlimin zulmünden korkmayacak ve eninde-sonunda Hilâfet'i yıkan İngiltere'nin bu Müslüman halka rağmen diktiği bu Laik Cumhuriyet sistemini kökünden söküp yerine Allah'ın izniyle Hilâfet Devleti'ni yeniden kuracaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
İcâbet edeceğinizden tereddüdümüz olsa da sizi, Laik Demokratik Cumhuriyet fikrini derhal terk etmeye ve ömrünüzün sonunda da olsa İslâm'a sımsıkı sarılmaya çağırmayı ihmâl etmeyeceğiz. İlelebet pâyidâr kalacağını vehmettiğiniz bu Laik Cumhuriyet, Amerika tarafından dönüştürülmeye başladı, fakat Amerika bu işini bitirmeden, Allah'ın izniyle Hilâfet Devleti hem Amerika'nın, hem de İngiltere'nin işini bitirecek, Laiklik Hilâfet'i nasıl yıktıysa, Hilâfet de Laikliği öyle yıkacaktır, ama öyle Laikliğin habis üslupları ve entrikaları ile değil, İslâm'ın azameti ve Müslümanların azîmeti ile...
Hakkı ve hakîkati görmeniz ve gereğince hareket etmeniz dileğiyle.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü
PDF'i indirmek için tıklayınız#deniz baykal#erdoğan#islam#Hizbut Tahrir#İslam duşmanlığı#ümmet#hilafet#osmanlı
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!