“Daha üstün olduğunuz halde, sakın gevşeyip (düşmanlarınızı) barışa çağırmayın!” [Muhammed 35]

BASIN AÇIKLAMALARI

“Daha üstün olduğunuz halde, sakın gevşeyip (düşmanlarınızı) barışa çağırmayın!” [Muhammed 35]

Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın "Daha yolun başındayız, ihtiyatlı olmalıyız" dediği gün vukuu bulan hadisede Yahudi varlığı Gazze'de aralarında bir anne ile dört yavrusu da dâhil, aynı aileden yedi Müslümanı acımasızca katlediyordu.

Önceki hafta Katar’da düzenlenen bir forumda kanlı elleriyle tokalaştığı Yahudi Dışişleri Bakanı’ndan
aldığı mesajı Suriye’ye taşıyan Başbakan bu hafta sonu aynı maksatla Suriye’ye gitti. el-Vatan Gazetesi’nin,
22 Nisan Salı sabahı iletildiğini belirttiği mesajda Erdoğan, Beşar Esad’ı arayıp Yahudi varlığının Golan
tepelerinden geri çekilmeye karşılık Suriye ile barış yapılmasına hazır olduğunu bildirdi. Daha sonra Esad
da bu görüşmeyi “üçüncü taraflar üzerinden İsrail ile mesajlaştık” diyerek doğruladı. Suriye dönüşünde
açıklamada bulunan Erdoğan şöyle dedi: “Suriye’nin talebi var. İsrail’in de aynı şekilde talebi var. Bu çalışma, alt
kademelerden başlayıp eğer olumlu gitmesi değerse üst kademede de İnşallah noktalanır diye düşünüyoruz. Biz, gayret edeceğiz. Temennimiz o odur ki burada mevcut olumsuzluk ortadan kalksın.” Bu öneri aslında, 20 Nisan’da Carter’ın Esad’ın Golan’a karşılık Yahudi varlığı ile kilitlenen barış müzâkerelerinin canlandırılmasına istekli olduğunu açıklamasından sonra geldi. Bölgede bulunan Carter’ın her ne hikmetse bizzat iletmediği bu barış (!) mesajını taşıyan Erdoğan, bu sözde barış çabaları sırasında Gazze’de gündelik yaşanan katliamları görmezden geldi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın “Daha yolun başındayız, ihtiyatlı olmalıyız” dediği gün vukuu bulan hadisede Yahudi varlığı Gazze’de aralarında bir anne ile dört yavrusu da dâhil, aynı aileden yedi Müslümanı acımasızca katlediyordu. Bugün de Yahudi varlığının Dışişleri Bakanı, bu katliam için özür dilemelerine gerek olmadığını söylüyordu. Ayrıca Yahudi varlığının geçen sene Eylül ayında Suriye’de bir tesisi bombaladığını, o sırada Yahudi uçaklarından birinin yakıt tankının Türkiye toprakları üzerine düştüğünü, Yahudi varlığından beklenen “ivedi açıklama”nın bugüne kadar dahi yanıtlanmadığını unutuveriyordu. Kısa bir süre önce Suriye’nin başkenti Şam’da Lübnan Hizbullah’ının üst düzey yetkililerinden İmad Muğniye’nin Yahudiler tarafından katledildiğini nedense hatırlamak istemiyordu. Yaklaşık 60 yıllık meşum işgâli boyunca çiğnenmedik hiçbir insani değer bırakmayan Yahudi varlığını işgâlci düşman gözüyle değil, güya barış arzulayan bir mağdur biçiminde görüyordu. Tarih boyunca bu bölgede böylesine katliamcı, işgâlci ve azgın bir düşman varlık bulunmuş mudur? Yahudi varlığının, Golan karşılığı barış önerisi, Arap bir düşünürün tanımladığı gibi, biraz daha oyalansın diye Suriye’nin önüne atılmış bir kemiktir. Cumhurbaşkanı Esad da zaten bunun farkındadır ve önerinin ardından yaptığı açıklamada, doğrudan müzâkerelerin başlaması için yeni bir Amerikan başkanı seçilmesi gerektiğini söylemiştir. Şu halde Suriye’nin en güzel, en verimli ve en stratejik bölgelerinden biri olan ve yaklaşık 20,000 Yahudi yerleşimci bulunan Golan’dan Yahudi varlığının geri çekilebileceğine, işgâlci katil Yahudi varlığının gerçekten barış istediğine hangi ahmak inanabilir?

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.