Devletin İtibarı Görkemli Binalar Yaparak Değil, Küstah ABD’ye Had Bildirilerek Gösterilir!
Bilmez misiniz ki kâfirler hiçbir zaman Müslümanların dostu olamaz! Onların kin ve nefretleri, İslam’a, Kur’an’a, Müslümanlara ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’edir. Siz onlara ne kadar taviz verirseniz, onlar daha da fazlasını isteyeceklerdir.
2016 yılı Ekim ayında İzmir’de tutuklanan ve yaklaşık 2 yıldır cezaevinde tutulan Amerikalı rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılması için ABD Başkanı Trump başta olmak üzere birçok ABD’li yönetici Türkiye’yi açıkça tehdit ettiler. Amerika’nın tehditleri 19 Temmuz’da Trump’ın paylaştığı şu twit ile başladı: “Türkiye'nin cezaevindeki saygın Pastör Andrew Burnson'ı tahliye etmemesi tam bir rezalet. Çok uzun zamandır rehin tutuluyor. Erdoğan bu mükemmel Hristiyan eş ve babanın serbest kalması için bir şey yapmalı.” Ardından Başkan Yardımcısı Pence bir toplantıda şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetine ABD Başkanı adına bir mesajım var. Pastör Andrew Brunson'ı şimdi serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazırlanın.”
ABD’li yöneticilerin bu küstah açıklamalarından hemen sonra 25 Temmuz’da rahip Brunson tahliye edildi ve hakkında ev hapsi kararı çıkartıldı. Hâlbuki daha 7 gün önce yani 18 Temmuz’da yapılan duruşmada Brunson’ın tahliye talebi mahkeme tarafından reddedilmiş ve tutukluğuna karar verilmişti. Fakat Brunson hakkında verilen ev hapsi kararı Amerika’nın tehditlerini durdurmadı. Trump, Pence ve Pompeo, Brunson’ın tamamen serbest bırakılması için tehditlerine devam ettiler. En son ABD Hazine Bakanlığı ise Adalet ve İçişleri Bakanları hakkında yaptırım kararları aldığını duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yöneticiler, ABD’nin bu tehditlerine karşı aynı sertlik ve somutlukta mukabelede bulunmadılar. Aksine ABD’yi sadece üslup sertliğinden dolayı eleştirebildiler! Tehditler karşısında taviz verdiler ve Brunson’ı tahliye edip evine gönderdiler. Hatırlanacağı üzere aynı yöneticiler geçtiğimiz aylarda Alman Başbakanı Markel’in isteği üzerine “gazeteci” Deniz Yücel’i apar topar tahliye edip Almanya’ya göndermişlerdi. Şimdi Trump’ın tehditlerine boyun eğip rahip Brunson’ı da tahliye edip evine gönderdiler. ABD’nin bu tehdit ve yaptırımları karşısında hamasi söylemlerden başka hiçbir şey yapamadılar. Amerika ile dostlukları bozulmasın diye lafı eveleyip gevelediler. Amerika’nın ve Batı’nın Müslümanların ebedi düşmanı ve en büyük şer odağı olduğunu ifade edemediler. Seçim meydanlarındaki “Ey Amerika” ile başlayan sözlerini unuttular.
Ey Yöneticiler! Bu zilleti size yaşatanlara hâlâ nasıl dostum diyebiliyorsunuz? Amerika ile ilişkilerin bozulmasından endişe duyduğunuzu hâlâ nasıl ifade edebiliyorsunuz? Bilmez misiniz ki kâfirler hiçbir zaman Müslümanların dostu olamaz! Onların kin ve nefretleri, İslam’a, Kur’an’a, Müslümanlara ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’edir. Siz onlara ne kadar taviz verirseniz, onlar daha da fazlasını isteyeceklerdir. Şunu sakın unutmayın; sizinle işleri bitince dostlukları da bitecek ve sizi tarihin kirli çöplüğüne atacaklardır! “İtibardan tasarruf olmaz” ama itibar sadece görkemli lüks binalar ile de sağlanamaz!
Ey Müslümanlar! Sizler Halife Ömer’in torunlarısınız, siz İran Kisrası ve Bizans İmparatorunun karşısına yırtık elbiseleri ile çıkan ve onlara Rasulullah’ın davet mektubunu ulaştırarak süre veren sahabelerin torunlarısınız. Sizler bir mektup ile Fransa’da dans oyununu durduran Sultan Süleyman’ın torunlarısınız. Sizler Rumların eline esir düşen Müslüman kadını kurtarmak için beyaz atlardan ordular hazırlayan Mutasımların torunlarısınız. O halde sizlere şanlı ecdadınızın itibarı yakışır! Sizlere ABD’ye hamasi sözler ile değil, gerçek bir kuvvet ile had bildirecek olan Raşidi Hilafetin tebaası olmak yakışır.
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!