Eğitim Meselesi, Demode Laik Müfredata İrtica Ederek Değil, İslami Eğitim Modeline Geçerek Çözülür
2018-2019 eğitim öğretim yılı, sistemde yapılan değişiklikler ve ailelerin kaygıları eşliğinde başladı. Son 15 yılda eğitim sistemi beş kez, sınav sistemi altı kez değiştirildi. Okulların yapısı, eğitim müfredatlarının içeriği ve sınav sistemleri bir türlü düzen tutmadı, her defasında farklı yaklaşımlar izlenerek kronik eğitim sorunu çözülmeye çalışıldı. Örneğin, 2015 Uluslararası PISA Testi sonuçlarına göre Türkiye’deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kalarak 72 ülke arasında 50. sırada yer aldı. Öğrencilerin ortalama eğitim süresi 12 yıl olmalıyken, yani her öğrencinin en azından liseyi bitirmesi gerekirken bu süre 7,5 yılda kaldı. İkili eğitim uygulanan, kütüphanesi, laboratuvarı, spor salonu ve çok amaçlı salonu olmayan okul sayısı oldukça yüksektir. Okullarda ve okul çağındaki çocuklar ve gençler arasında uyuşturucu, içki, sigara, zina, istismar, şiddet ve diğer suçların ve kötü davranışların oranı ürkütücü düzeydedir.
Bunlar, mevcut eğitim sisteminin kendi içindeki çelişkiler, başarısızlıklar ve kötü sonuçların yalnızca bir kısmıdır. Fakat mesele, daha da ötesi bu eğitim sisteminin İslam akidesine taban tabana zıt, laik bir temele dayanması, sahih İslami bakış açısına tümüyle ters bir bakış açısının ürünü olması ve içeriğinin önemli ölçüde İslam’a aykırı olmasıdır. Zira bir milletin veya ümmetin varlığı ve bekası, eğitim yoluyla gelecek nesillere kendi kültürünü öğretmesi ve benimsetmesine bağlıdır. Bugün Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi ve izlenen eğitim politikası tamamen Batı kültürüne ve Batılı kafirlerin bakış açısına göre şekillendirilmektedir. Oysa bu millet Müslümandır ve tarihinde, kültüründe, ilminde, bakış açısında tamamen İslam vardır. Bu Müslüman halka Batı kültürünü ve Batılı yaşam tarzını dayatmak eğitimdeki başarısızlığın başlıca sebebidir. Dini hayattan, toplumdan ve devletten ayıran laik eğitim sistemi, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana olduğu gibi, bu milleti Batılılaştırma, İslam’dan uzaklaştırma, tarihinden ve kültüründen koparma, varlık gayesini unutturma amacı taşıdığı sürece asla başarıya ulaşamayacak, gelecek nesillerimiz, Batı kültürü ve yaşam tarzı içinde erimeye mahkum olacaktır.
İslam’da eğitimin temeli İslam akidesidir, okullardan müfredata, öğrencilere yaklaşımdan eğitim tekniklerine kadar eğitime ilişkin her şey İslam akidesini esas alır. Eğitim politikası öğrencilerde İslami şahsiyeti, yani İslami akliyet ve nefsiyeti inşa etmek üzere belirlenir. Eğitimde hadarat-medeniyet ayrımı esastır. Hadarat ile bağlantılı her şey yalnızca İslam’dan, medeniyete bağlı hususlar ilim neredeyse oradan alınır. İşte İslam’da eğitimde budur, ümmetin inancına, fıtratına ve varlık gayesine tamamen uyumlu, hayatın her alanında yüksek başarı ve öncülüğün garantisidir. İslam bilim tarihini inceleyenler, İslami eğitim sisteminin günümüz bilim ve teknolojisinin temeli olduğunu, tüm dünyada eğitim odağının İslam toprakları olduğunu gayet iyi bilir de başımızdaki yöneticiler hala gaflet uykusundan uyanabilmiş değildir!
فَمَا لِهَؤُلاء الْقَوْمِ لاَ يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ حَدِيثًا
“Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamaya yanaşmıyorlar!” [Nisa 78]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!