Gazze Sahipsiz mi Kaldı?
Gazze’de ölüm, yıkım ve kuşatma artık sıradanlaşmış bir manzara haline gelmiştir. Bu trajedinin artık medyada yer almaması ve ümmetin dikkatinden kaçması gerçekten üzücü. Şam’da da durum öyle. Yahudi ordusu, Esed rejimin Şam topraklarında bıraktığı silahları hedef almaktadır. Bu silahların Allah’ın dinini yücelten, Kudüs’ü kurtarmayı hedefleyen ve Gazze halkına yardım etmeyi görev bilen bir yönetimin kontrolüne geçmesinden endişe etmektedir. Perde arkasında, Filistin Yönetimi ve güvenlik birimleri, Yahudi varlığının bir uzantısı gibi hareket ediyorlar. Mücahitleri kovalıyorlar, keskin nişancılar yerleştirip tıpkı Yahudi varlığı gibi, tıpkı Şam’daki Beşşar ve şebbihaların yaptıkları gibi soğukkanlılıkla onları öldürüyorlar.
Gazze halkı ve tüm Filistinliler, Şam halkının zalim diktatörden kurtuluşuna her Müslüman gibi sevinmektedir. Ancak Yahudi varlığı ordusu, bu sevincin gölgesini bile onlara çok görmektedir. Gazze, zulmün karanlık bulutları altında nefessiz kalmış durumda. Evlerinde kalsalar bombalanıyorlar, dışarı çıksalar kurşunlanıyorlar, hastanelere sığınsalar öldürülüyorlar. Gazze halkı, mücrimlerin pençesinde sıkışmış durumda. Cani Yahudi varlığı, Gazze üzerindeki ablukasını işbirlikçi yöneticilerin desteğiyle sıkılaştırıyor. Hainlerin bu desteği, en hafif haliyle suskun kalmak ve halkın sesini bastırmakla sınırlıyken, en ağır haliyle ise Gazze’de soykırıma devam etsin diye düşmana silah ve mühimmat sağlamak olarak tezahür etmektedir. Gazze, tam anlamıyla terk edilmiş bir vaziyette ne bir destek veren var ne de onun acısını yüreğinde hissedip ağıt yakanlar.
Şam’ın sevinci, Suriye’nin ve Golan’ın acıları, Gazze’nin katliamı ve Filistin’in esaretiyle yarım kalmıştır. Mübarek toprak, yalnız, kimsesiz, ölü ve işgal altında olduğu sürece bu sevinç hep yarım kalacaktır. Zira Beytülmakdis, Şam’ın incisi ve tacıdır. Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’ya çıktığı yerdir. Tacı esirken ve Gazze kan ağlarken, Şam’da gerçek bir mutluluk nasıl yaşanabilir?
Ey Şam halkı, kahramanları ve mücahitleri! Peygamberinizin SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Miraç yolculuğunun gerçekleştiği kutsal topraklar size oldukça yakın bir mesafededir. Filistin halkı, sizden büyük bir iyilik beklemektedir. Nasıl beklemesinler ki, onlar sizin kanınızdan, canınızdan halkınız ve kardeşlerinizdir! Bu kardeşleriniz, yaralı olsanız bile kuzey cephesini açmanız için size çağrıda bulunuyorlar! Mısır’ın askerleri, sizin kendi tiranınızı devirdiğiniz gibi, onlar da kendi tiranlarına karşı ayaklandıktan sonra güney cephesini açmalı. Ürdün’ün askerleri de İngilizlerin oradaki kuklasını devirdikten sonra doğu cephesinden hücuma geçmeli. Ümmet, Yahudi varlığını dört bir yandan kuşatıp onu batıda denizde boğmalı ve Allah’ın izniyle onun sonu sizin ellerinizle olmalıdır.
Bu, Şam ve Mısır’da, Hittin ve Ayn Calut’ta olduğu gibi yeniden özgürlüğün meşalesi ve kurtuluşun öncüsü olması için bir çağrıdır! O gün Gazze ve tüm Filistin halkı, Şam ve Mısır halkı, hatta tüm İslam ümmeti sevinecektir. Bunun dışında elde edilen her zafer eksik bir zaferdir. Dikkat edin, zaman ve hainlerin tuzakları bu sevinci acıya ve kedere dönüştürebilir. Filistin ve Gazze yalnızlığın acısıyla baş başa kalabilir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” [Muhammed 7]
No: FL-BA-2024-MB-TR-20 |
H. 12 Cumâde’s Sânî 1446 |
حزب التحرير |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi |
E-Mail: [email protected] |
PDF'i indirmek için tıklayınız
#Hizbut Tahrir#Filistin#Gazze#Suriye#Şam#Devrim#Basın açıklaması#Hilafet
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!