HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Haftalık Değerlendirme Toplantısı - 01 Ekim 2025

"Liderler, Gazze’de akan kanın durması ve bölgesel barış bahanesiyle asırlık Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan; tarihe kapkara bir leke olarak geçecek büyük bir ihanete hazırlanıyorlar."

“SÖZ DEĞİL İCRAAT BEKLİYORUZ!” DEDİK

 Gazze ile ilgili yoğun çalışmalarımız sebebiyle kısa bir süre ara verdiğimiz Gündem Değerlendirme Toplantılarımıza yine Gazze ile başlıyoruz. Malum 27 Temmuz’da “sözü muhatabına söylemeye var mısın?” çağrısı ile Ankara’da Külliye’ye yaptığımız yürüyüş çok gündem oldu. Birçok farklı İslami camianın desteği ve on binlerce Müslümanın katılımı ile yaptığımız bu amel sonrası “Gazze İçin Birleşelim” çağrısı ile tüm Türkiye’de doğudan batıya bütün bölgelerde ziyaretler gerçekleştirdik. Âlimler, mollalar, kanaat önderleri, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri, aktivistler, gazeteci ve yazarlar dâhil olmak üzere tam 880 kurum ve kişiye ziyaret yaptık. Gazze’nin 2 yılını konuştuk, sorumluluklarımızı, yöneticilerin sorumluluklarını, yapılması gerekenleri, atılması gereken adımları istişare ettik. Bu ziyaretlerden sonra ise İstanbul’da Büyük Gazze İstişare Toplantısı yaptık. Bu toplantıya katılanlar ile birlikte Gazze için ortak eylem ve söylem birliği oluşturarak 28 Eylül’de İstanbul, Ankara ve Şanlıurfa’da yürüyüş ve basın açıklamaları gerçekleştirdik. 

“İktidara ortak çağrı, söz değil icraat bekliyoruz” başlığı ve on binlerce Müslümanın katılımı ile gerçekleştirdiğimiz bu yürüyüş ve basın açıklamaları da kamuoyunda geniş etki ve tesir oluşturdu. Öncelikle bu amellerimizi birlikte yaptığımız İslami camianın değerli STK temsilcilerine, kıymetli hocalarımıza, kanaat önderlerine, âlimler ve tüm Gazze dostlarına teşekkür ediyoruz. Korkmadan hakkı haykıran, yöneticileri muhasebe eden âlim ve kanaat önderlerinden, Gazze’yi gündeminden düşürmeyen cemaat ve kitlelerden, kalbi Gazze ile atan tüm Müslümanlardan Allah razı olsun. Gazze için oluşturulan bu birliktelik için çok önemli görevler üstlendiler, fedakârlıklar ortaya koydular. Rabbimiz bu sürece emeği geçen bütün Müslümanlardan ve özellikle Gazze halkından razı olsun. Çünkü bu birlikteliğe onlar vesile oldular. 

Gerçekleştirdiğimiz bu yürüyüş ve basın açıklamalarında yöneticilere somut adım atmaları için seslendik: Terör yuvası olan İncirlik Üssü ve Kürecik Radar İstasyonu’nu kapatmasını, işgalcilerin ordusunda görev alan çifte vatandaşları vatandaşlıktan çıkartılıp yargılamasını, ticaretin tamamen bitirilmesini ve gayrı meşru varlık ile diplomatik ilişkilerin kesilmesini söyledik. Yine hiçbir işe yaramayan BM kararlarının yok sayılmasını, Gazze’ye insani koridorun açılmasını, Sumud filosunun donanma ile korunmasını, “İsrail”i terör varlığı olarak görmesini ve ABD’nin iki devletli çözüm planını artık dillendirmeyi terk etmesini istedik. Ne yazık ki, bu çağrımızdan bir gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı küstah Trump’ın planını desteklediğini ve kendisini takdir ettiğini açıkladı. Bu konuyu toplantımızda ayrıca birazdan ele alıp değerlendireceğim. Bu yürüyüş ve basın açıklamalarımızın Gazze’nin işgal ve ablukadan kurtulmasına vesile olmasını rabbimizden niyaz ediyor, sözü muhatabına söyleyen tüm Müslümanları buradan selamlıyorum. 

SUMUD 57 ÜLKENİN ACZİYETİNİ GÖSTERMİŞTİR

İki yıldan beri Gazze’ye uygulanan ablukayı kırmak için devletler hiçbir adım atmayınca, dünyanın farklı ülkelerinden Gazze dostları bir araya gelip, denizden bu ablukayı kırmak için büyük bir filo ile yola çıkma kararı aldılar. Haftalarca hazırlık yapıldı, sivil gönüllülerin çabalarıyla ve yardım paralarıyla gemiler alındı. İspanya’dan, Tunus’tan ve daha sonra da farklı ülkelerden katılımlar ile Sumud filosu yola çıktı. Zorluklar ve işgalci varlığın zaman zaman droneler ile gerçekleştirdiği tahrik saldırılarına rağmen şu an filo tehlikeli kırmızı bölgeye ulaştı. Sumud fİlosu dün geceden beri işgalci Yahudi varlığının donanma güçleri ve hücumbotlarıyla tahrik edildi. Bugün filoya müdahale edip etmeyeceğiniz göreceğiz. 

Gazze’deki ablukayı kırmak için yola çıkan ve şu anda Gazze’ye çok yaklaşan filoda, 45’i Türk vatandaşı olmak üzere 500’den fazla sivil gönüllü ciddi riskleri ve tehlikeleri göze alarak bu yola çıktılar. Ancak insanlığın vicdanını temsil eden bu gemilere maalesef hiçbir devlet, hiçbir donanma gereken desteği vermedi. Donanma göndereceğini ve Gazze’ye kadar filoyu takip edeceğini söyleyen İspanya, filo Gazze sularına yaklaşınca geri çekildi. Yine filoya yardım firkateyni gönderen İtalya, daha sonra tehlikeli sulara geldiğinde filodakilere çağrı yapıp gemileri terk etmelerini ve yolculuğa devam etmemelerini söyledi. Hatta İtalya Başbakanı Meloni, Gazze Planı’nın zarar göreceğini iddia ederek filoya ‘durun’ çağrısı yaptı. İşte Batılı devletlerin insanlık ve vicdandan anladıkları bu kadar, onlar gemiye destek olmak için değil sabote etmek için gelmişler. Batılı devletler propagandasını yaptıkları değerler ile çelişmemek için Gazze’yi sözde gündem yapıyorlar. Ama siyasi olarak Amerikan politikasının dışına çıkamıyorlar. Çünkü hem taraflar hem de korkaklar. 

Peki, Türkiye ne yaptı? Meydanlardan ve sosyal medya platformlarında yükselen “Sumud’a Barbaros ol, Donanmaları Akdeniz’e gönder” çağrılarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece Sumud gönüllülerine selam yolladı. Ardından bir Türk donanma gemisi filonun yakınlarında görüldü, ancak filo tehlikeli sulara yaklaşınca bu donanmada gözlerden kayboldu. Oysaki işgalci İsrail’in sözde Ulusal Güvenlik Bakanı ve askeri yetkilileri Eylül ayı başından beri defalarca konuştular, filoya müdahale edeceklerini, aktivistleri terörist olarak tanımlayıp gözaltına alacaklarını, gemilerin bir kısmını batırıp bir kısmına el koyacaklarını açıkladılar. İşgalci Siyonist varlığın bu tehditlerine rağmen, Sumud filosu Yahudi korsanlarının insafına terk edildi. 

Evet, aralarında Türk vatandaşların da bulunduğu onlarca gemi ve yüzlerce aktivist 57 yöneticinin 2 yıldır yapamadığını yapmak, Gazze’ye bir nefes olmak, terörist varlığının tüm tehdit ve saldırılarına rağmen Gazze’ye ulaşmak için çabalarken, yöneticilerden hiçbir çaba görülmedi. Oysaki bu filo yola çıktığı ilk gün Gazze’ye Selahaddin olamadınız bari Sumud’a Barbaros olun demiştik. Bu filoyu desteklediğinizi, herhangi bir gemiye yapılacak saldırıyı kendinize yapılmış bir saldırı gibi göreceğinizi ve askeri seçeneği devreye sokacağınızı açık bir şekilde beyan edin demiştik. Ancak iki yıldır Gazze için gerekeni yapmadığınız gibi bu insanlık filosu için de gereğini yapmadınız. Şayet bu filo amacına ulaşmaz, Gazze’ye sokulmaz herhangi bir şekilde engellenir, hedefinden alıkonulursa bu, gemilerdeki Gazze dostları ve onları destekleyen milyonların başarısızlığı değil sizin başarısızlığınızdır. Sumud Filosu insanlığın vicdanının sembolü olmuştur, aynı zamanda da 57 ülkenin acizliğinin bir resmi ve göstergesi olmuştur. 

TRUMP’IN GAZZE PLANI 

Gazze’deki savaş üçüncü yılına girerken, bu soykırımın en büyük destekçisi sömürgeci ABD’nin başkanı Trump geçtiğimiz Pazartesi günü Gazze’yle ilgili sözde bir barış planı açıkladı. “Trump Gazze savaşının sonu” başlıklı plan, önce 21 madde olarak açıklandı; daha sonra ABD ve Yahudi varlığı tarafından üzerinde bazı değişiklikler yapılarak 20 madde olarak kamuoyuna ilan edildi. Hiç sözü uzatmadan planı değerlendirmeye geçmek istiyorum. En sonda söyleyeceğimi en başta ifade ederek başlayayım. Küstah Trump’ın Gazze planı kesinlikle bir barış planı değildir, aksine Gazze’deki İslami direnişi silahsızlandırarak Filistin davasını tamamen yok etmeyi amaçlayan şerli bir ihanet planıdır. İşgalci Yahudi varlığının iki yılda savaşla başaramadığını anlaşma ve entrika yoluyla başarma girişimidir. 

Neden böyle bir yola başvuruldu? Çünkü kâfir Batı’nın coğrafyamızdaki ileri karakolu olan habis Yahudi varlığı, Gazze’de tam anlamıyla batağa saplanmıştır. Küçücük bir şeride 100 bin tondan fazla bomba attığı, her türlü katliam ve saldırı yönetimini uyguladığı halde askeri olarak hedeflediği hiçbir sonuca ulaşamamıştır. Hamas’ı ortadan kaldıramamış, direnişi bitirememiş, esirleri kurtaramamış; aç, susuz ve evsiz bıraktığı halde Gazze halkını tehcir edememiştir. Diğer taraftan işgalci varlık hem kendi içinde korku ve paranoya yaşıyor hem de dünyanın her yerinde nefret ve lanetle anılıyor. Yani artık ABD ve Batı için bu soykırım şebekesini savunmak sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. İşte bu sıkışmışlığa son vermek için ABD bizzat devreye girmek zorunda kaldı ve Trump’ın tehdit ve aldatmacalarla örülü Gazze planı açıklandı. 

Planın maddelerini tek tek analiz etmeye burada vaktimiz elvermez. Fakat planın her bir maddesinin Filistin halkı için koşulsuz teslimiyet içerdiğini söyleyelim. Planı okuyan herkes bunu görür. İlk maddede Gazze’nin “radikallikten ve terörden arındırılması” isteniyor. Yani Gazze’de işgalciye karşı topraklarını ve mukaddesatını savunan Müslümanlara “terörist” yaftası vuruluyor. Gerçek terörist bebek katili İsrail’in suçlarına ise tek bir atıf yok. Dördüncü maddede Hamas’ın elindeki esirlerin hepsinin bırakılması şart koşuluyor. Bunun karşılığında 1.700 Filistinli mahkûmun serbest bırakılacağı söyleniyor. Ancak bu konuda da bir güvence yok; zira Yahudi varlığı bıraktığı mahkûmları istediği zaman tekrar tutuklayabiliyor. 

Planın özünü oluşturan asıl maddeler ise altıncı ve on üçüncü maddeler. Bu iki maddeye göre Kassam mücahitleri silahlarını düşmana teslim edecek ve Gazze’deki tüneller ile silah üretim tesisleri imha edilecek. Böylece Gazze halkı tamamen Yahudi varlığının insafına terk edilecek. Eğer bunlar gerçekleşirse Gazze’ye insani yardım girecekmiş, yeniden inşa ve imar faaliyetleri başlayacakmış… Bahsedilen bu yardım insani ihtiyaçlara göre değil; sınırlı şekilde, azar azar, yine süründüre süründüre olacak. Üstelik Gazze’nin tamamına değil, onların tabiriyle “terörden arındırılmış” bölgelere. “Silahını bırak, Haçlı-Siyonist çeteye boyun eğ, davanı terk et, bir parça ekmeği kap.” Anlayacağınız, bugün uygulanan aşağılık düzen aynen devam edecek. Peki ya işgal bitecek mi, Yahudi varlığı Gazze’den çekilecek mi? Bu konu muğlak; çekilmenin aşama aşama olacağı yazılı ve bunun da “terörün bittiğinden emin olunursa” gerçekleşeceği belirtiliyor. Bu da demek oluyor ki işgal hiç bitmeyecek. İşte barış adı altında Gazze halkına reva görülen ve Hamas’a sunulan plan bu…

Zaten planın ne anlama geldiğini Trump’la görüşmesinden sonra Netanyahu hemen özetledi: “Her şey mükemmel gidiyor. Hamas bizi dünyadan izole edecek diye beklerken biz onu izole ettik.” dedi. “Arap ve Müslüman liderler, bizim şartlarımızı kabul ettirmesi için Hamas’a baskı yapacak.” İsrail ordusu Gazze’den çekilmeyecek; Hamas bütün esirleri iade etmek zorunda kalacak.” dedi. Evet, Trump’ın da Netanyahu’nun da sürekli dillendirdiği üzere planın amacı Gazze’yi teslim alıp işgal ve zulümlere devam etmektir; üstelik silahsız ve direnişsiz bir Gazze’de hiçbir bedel ödemeden.

Şimdi gelelim İslam ümmeti için en acı verici kısma: Netanyahu’nun “bizim adımıza Hamas’a baskı yapacaklar” dediği sözde Müslüman liderlerin ihanetine… Onlar bu büyük ihanetin tam ortasındalar. Zira planları yapan Trump olsa da uygulayıcısı bu liderlerdir. Gazze’nin bu kadar sahipsiz kalmasının, kâfirlerin bu kadar küstah ve pervasız olmasının sorumlusu bu liderlerdir. Ne Allah’tan korkuyorlar ne de ümmetten utanıyorlar. Trump kendilerini ne kadar aşağılarsa aşağılasın, onun dibinden ayrılmıyorlar; onunla 5 dakika görüşmek ve ondan meşruiyet almak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu liderleri önce New York’ta Trump’ın masasında otururken gördük; sonra Trump ihanet planını açıklayınca memnuniyetlerini bildirdiler. 

Şimdi bu liderler, Gazze’de akan kanın durması ve bölgesel barış bahanesiyle asırlık Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan; tarihe kapkara bir leke olarak geçecek büyük bir ihanete hazırlanıyorlar. Türkiye, Katar, Ürdün, Pakistan, Suudi Arabistan, Endonezya hep birlikte mücahitlere silahlarını bıraktırmak için mesaiye koyuldular. Çünkü bu konuda yazılı taahhüt vermişler. Sadece bununla sınırlı değil; aynı zamanda bu ülkelerden bazıları ordularını Gazze’ye gönderecekler. Gazze halkını korumak için mi? Hayır! Yahudi varlığının askerlerini Filistinli Müslümanlardan korumak için. Dahası var; bu ülkeler, Yahudilerin harabeye çevirdiği Gazze’nin yeniden inşa masraflarını üstlenerek günün sonunda ümmetin servetlerini kâfir Trump’a peşkeş çekerek Gazze’yi bir ganimet olarak ona sunmak için. Karşılığında Trump’tan sadece bir “aferin” alacaklar ve arkasından hızla Siyonist varlıkla normalleşmeye geçecekler. Gerçekten İslam ümmetinin tarihinde böyle büyük bir zillet görülmemiştir. 

Türkiye başta olmak üzere İslam beldelerinin yöneticilerine Allah katında bir hüccet olması ve belki de hakka dönerler diye şu nasihati yapmak istiyoruz: Gazze’deki mezalim ve bugüne kadar yaşanan ibretlik hadiseler göz önüne alındığında, Trump’ın planını kabul etmek ve başarılı olması için çalışmak büyük bir vebal olduğu gibi siyasi intihardır. Zira kâfir ABD ve Yahudiler anlaşmalarına asla uymazlar. Hatırlayın; Trump onca hizmetine rağmen İran rejimine vefa göstermedi; kendisine karşı askeri seçeneği reddettiğine inandırdı ve sonra ona yıkıcı bir darbe vurdu. Yahudi varlığı Suriye’yi, Lübnan’ı anlaşmalara bağlı kaldıkları halde vurmaya devam etti. Ve Katar! Arabulucu rolüne sahip olduğu halde ABD’ye askeri üs verip güvenlik anlaşması yaptığı halde, Trump’ın yeşil ışık yakmasıyla Yahudi varlığı onu bombaladı. Yakın ve uzak tarihte bunun nice örnekleri vardır. Gazze’de vaat edilen anlaşmanın akıbeti de bundan farklı olmayacaktır. Sömürgeci kâfir ABD’ye ve Peygamber katili Yahudi varlığına asla güvenilmez. Öyleyse gazaba uğrayan ve lanetle anılanlardan olmamak için Trump’ın değil Gazze’nin ve ümmetin yanında olun.

Son olarak Gazze halkına, Hamas’a ve mücahitlere, şehit İsmail Heniyye’nin sözlerini hatırlatarak sözlerimi tamamlamak istiyorum. İsmail Heniyye; "Vallahi bu baş bu gövdeden ayrılsa dahi, bu topraklardan Trump'ın planını geçirmeyeceğiz! demişti. Aynen onun dediği gibi ben de diyorum, Trump da kimmiş, Netanyahu kimmiş, bizim Allah’ımız var ve O plan yapanların en hayırlısıdır. 

“Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal 30

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

01 Ekim 2025

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.