Haftalık Değerlendirme Toplantısı - 05 Aralık 2023
Mahmut Kar, "Arap Birliği üyeleri Araplıklarını, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri Müslümanlıklarını, Batılı devletler ise yüz yıldır dünyaya pazarladıkları insani argümanlarını Yahudileri korumak için sattılar."
“İSRAİL” GAZZE’DE HEZİMETİ YAŞADI
Bu hafta toplantımıza yine Gazze’de yaşanan savaş ile başlamak istiyorum. 7 Ekim’de Aksa Tufanı Harekâtı ile başlayan savaşın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Geçen bu iki aylık sürede işgalci “İsrail” ağır silahlar ve bombalar ile Gazze’nin birçok semtini adeta hayalet şehre dönüştürdü. Sivil yerleşim yerlerini, camileri, okulları, hastaneleri en ağır silahlar ile bombaladı. Tanklar ve zırhlı araçlar ile Gazze’nin Kuzeyini harabeye çevirdi. Ancak buna rağmen savaşta başarı sağlayamadı. Gazze halkının onurlu direnişi, mücahitlerin cesur ve stratejik hamleleri karşısında rezil oldu ve ateşkese mahkûm oldu.
Düşünebiliyor musunuz, sömürgeci ABD ve Avrupa devletlerinin desteğini arkasına alan bu işgal gücü bir avuç Müslüman karşısında zilleti ve mağlubiyeti tattı. Sadece fiili savaşta değil, psikolojik savaşta da mağlup oldu. “Gazzeli teröristler” diyerek yürütmeye çalıştığı propaganda tutmadı. Dünya halkları gerçekte teröristin kim olduğunu, katliam ve soykırımı kimin yaptığını gördüler. Ateşkes kararının alındığı bir hafta içinde esirlerin serbest bırakılması süreçlerinde her şeye apaçık şahit oldular. Esir alınan Yahudi kadın ve çocuklar serbest bırakıldıklarında Gazze halkına ve mücahitlere teşekkür ettiler, el salladılar. Yüzlerinde korku değil güven ve mutluluk vardı. Dünya bütün bunları gördü. Aynı şekilde işgalci “İsrail”in hapishanelerinde Filistinli çocuklara işkence ettiğini de dünya gördü.
Ve işgalci Yahudi varlığı bir hafta nefes aldıktan sonra yine katliamlarına ve soykırıma devam etti. Ateşkesin bittiği Cuma sabahından bu güne 2 bine yakın çoğunluğu kadın ve çocuk Gazzeli Müslüman katledildi. Son 10 gün içinde üç bine yakın Filistinli Müslüman’ı gözaltına alıp tutukladı. Yahudi varlığının bu barbarlığına, bu ahlaksızlığına rağmen yöneticiler hala daha süresiz ateşkes ve iki devletli çözümden bahsediyorlar.
Katar’da gerçekleştirilen Körfez İşbirliği Konseyi 44’üncü Zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan burada süresiz ateşkesin yapılması gerektiğini söyledi. Süresiz ateşkes “İsrail”den başka kime yarayacak, ayrıca bu işgalci varlı bu güne kadar hangi ateşkes kararına uymuş ki buna da uyacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar’daki zirvede yaptığı konuşmada diyor ki İslam İşbirliği Teşkilatının Riyad’da aldığı kararların takibini yapmamız çok önemlidir. Dışişleri Bakanları tarafından kurulan temas heyetinin çalışmaları çok önemlidir ve devam etmelidir. Allah aşkına Sayın Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aldığı kararların hangisi hayata geçti. Bu kararların Gazze halkı için somut bir faydası oldu mu, olduysa söyle biz de bilelim.
Ayrıca diyorsunuz ki Netanyahu tüm bölgenin güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu sözü nasıl söylersiniz? Bu söz ile kime ne mesaj veriyorsunuz. Bu bölgenin, Ortadoğu’nun ve Filistin’in güvenliği için en büyük tehdit, en büyük tehlike zaten işgalci “İsrail”in kendisi değil mi? Hala daha iki devletli çözüm için garantörlük dahil bölge ülkeleri ile birlikte her türlü sorumluluğu aldığınızı ifade ediyorsunuz. Bu sorumluluğu size kim verdi söyleyin. Amerika bize rol verdi, iş verdi, iki devletli çözümün hayata geçmesi için görev ve sorumluluk verdi deyin açıkça. Ordusu, silahı, ekonomik gücü, bağımsız bir iradesi olmayan ve başında hain Mahmud Abbas yönetiminin olduğu bir Filistin devletine Gazze halkını ve tüm Filistin’i razı etmeye çalışıyorsunuz. Boş ve beyhude bir çaba peşindesiniz. Allah’ın izni ile bunu gerçekleştiremeyeceksiniz. Gazze’deki bu direniş tüm bölgeye, bütün Müslümanlara umut olacak ve bu topraklarda Müslümanların istediği o Hilafet kurulacak. O zaman işgalci “İsrail” yok olacak, bu topraklardan sökülüp atılacak ve hayaliniz olan Amerika’nın iki devletli çözüm planları da çöp olacak inşaAllah.
GAZZE ÖLÜRKEN DUBAİ’DE İKLİM ZİRVESİ YAPILDI
Biraz önce bahsettiğim gibi Yahudi terör varlığı Gazze’de büyük bir soykırım arpken Gazze halkının direnişi ve sabrı tüm maskeleri düşürmeye devam ediyor. Rabbimizin çevresini mübarek kıldığını söylediği cihat ve ribat toprakları, aynı anda hem İslam beldelerindeki rejimlerin ihanetini ifşa etti hem de sömürgeci batının iğrenç yüzünü tüm çıplaklığıyla açığa çıkardı. Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler… Ne kadar kapitalist devlet ve kurum varsa hepsi katil Yahudi varlığına açık veya üstü örtülü destek verdiler. Hala da bu desteklerinin devam ettiriyorlar. Şairin dediği gibi tek dişi kalmış canavar medeniyetinin temsilcileri söz konusu Müslümanların hakları ve hukuku olunca, kendi değerlerini hiç düşünmeden ayaklar altına aldılar. Arap Birliği üyeleri Araplıklarını, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri Müslümanlıklarını, Batılı devletler ise yüz yıldır dünyaya pazarladıkları insani argümanları Yahudileri korumak için sattılar.
7 Ekim’den bu yana geçen sürede bunun birçok örneğine şahit olduk. En sonuncu ise Dubai’deki İklim Zirvesinde ortaya çıktı. Hani meşhur bir atasözümüz var ya “koyun can derdinde, kasap et derdinde” diye. İşte tam öyle bir vakıa ile karşı karşıyayız. İnsanlık ölürken sessiz kalan 180’den fazla devlet ve hükümet başkanı, Birleşmiş Milletler Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nde bir araya geldiler. Yahudi varlığının Gazze’de yaptığı soykırım için tek adım atmayan dünya liderleri, bebek katili “İsrail’in” Cumhurbaşkanı Herzog’u da aralarına alarak aynı karede poz verdi.
“İsrail” şu ana kadar 3 atom bombası etki ve gücünde bombalar ile Gazze’yi harabeye çevirirken bu ahlaksız, bu yüzsüz, bu vicdansız liderler, güya temiz çevre için toplandılar. Gazze halkı temiz su ve gıdaya erişmekten mahrum iken, vefat eden 7 bine yakın insanın naaşları enkaz altında çıkarılmayı beklerken, insanlığa düşman bu liderler güya karbon ve emisyonu tartışıyorlar. Gerçekte ise dünyayı özellikle de petrol ve gaz zengini İslam beldelerini kendi teknolojilerine nasıl bağımlı hale getiririz nasıl daha iyi sömürürüz onun hesabını yapıyorlar. Bunu da yeşil enerji diyerek insanlığa yutturmaya çalışıyorlar.
Hadi kâfir batı devletlerini anlıyoruz. Onların varlıkları da siyasetleri de sömürgecilik üzerine kurulu. Tarihlerinde barbarlık ve talandan başka bir şey yok. Ellerindeki Müslüman kanı henüz kurumuş değil. Peki ya onların peşinden koşuşan, onların aralarında olmak ve fotoğraf vermek için can atan İslam beldelerinin yöneticilerine ne demeli? Yahudi varlığı Gazze’de her gün onlarca sabiyi, çocuğu, kadını katlederken böyle bir zamanda terörist Herzog ile aile fotoğrafı vermekten daha büyük bir utanç var mı siz söyleyin. Yazıklar olsun… Bu kadar lider içinde “Onlar varsa biz yokuz” diyecek, en azından Yahudi varlığını boykot edecek tek bir adam çıkmamış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze konusunda batıya esip gürlemesi,“İsrail’in” terör devleti olduğu söylemesi her zamanki gibi gaz almak ve hamaset yapmak içinmiş. Demek ki Cumhurbaşkanı için Netanyahu Gazze Kasabı, Herzog ise yeşil dostuymuş…
Sayın Cumhurbaşkanı! Müslümanlara hitap ederken Mescidi Aksa kırmızıçizginiz, kâfirlerin yanına gidince uluslararası kanunlar kutsalınız oluyor. Bu ne yaman çelişki Allah aşkına… Hem Amerika ve “İsrail’in” savaş suçu işlediğini söyleyip hem de onlarla dostluğa devam etmek nasıl oluyor Sayın Erdoğan?
Gazze’de yeryüzünün en büyük katliam ve soykırımlarından biri yaşanırken, iklim zirvesinde ortaya çıkan bu resim, çevreyi ve insanlığı kimlerin kirlettiğini ve dünyanın ve insanlığın asıl düşmanlarının kimler olduğunu gösteriyor. Ve dünyanın Hilafet'e ne kadar muhtaç olduğunu apaçık ortaya koyuyor.
HÜKÜMETİN ENFLASYON KANDIRMACASI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 Kasım ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre Enflasyon, Kasım’da aylık bazda yüzde 3,28 artarken yıllık bazda yüzde 61,98 oldu. Tabi bu veriler TÜİK’e ait. Aynı şekilde Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da enflasyon verilerini açıkladı. ENAG’a göre enflasyon Kasım’da aylık bazda % 5,58 artış yaptı, yıllık bazda ise % 129,27 oranında bir enflasyonun olduğu ifade edildi. Evet, görüldüğü gibi açıklanan değerler arasındaki fark tam 2 kat... Peki, bu durumda hangi değerler doğru? Hangisine inanacağız, yapılacak değerlendirmelerde hangisi dikkate alınacak?
Bizler bu kürsüden enflasyon rakamları üzerinden halkın nasıl aldatıldığını, sepet oyunları ile nasıl kandırıldığını defaatle söyledik. Hükümetin enflasyon değerlerini düşük çıkarmak için sürekli sepet oyunları yaptığını, hissedilen gerçek enflasyonun açıklanan bu oranların kat be kat üzerinde olduğunu dile getirdik. İşçinin, memurun ve tüm çalışanların alın teri heba ediliyor, Türk lirası her geçen gün değerini yitiriyor, alışveriş sepetleri her geçen gün daha da küçülüyor, halkın gelirleri ile harcamaları arasında ki uçurum her geçen gün daha da derinleşiyor, bütün bunlar yaşanırken hükümetin türlü sepet oyunları ile enflasyon yakanı da sürüyor. Öyle akıllı bir enflasyon sistemimiz var ki, vergilere ve harçlara zam yapılacağı zaman yükselen, memura, emekliye ve işçiye zam yapılacağı zaman düşen bir enflasyon… Çok ilginç değil mi?
Evet, malumunuz 2024 yılı yaklaşmakta, yeni yıl ile birlikte başta asgari ücretliler olmak üzere her kesimin gözü kulağı hükümetin açıklayacağı zam oranlarında. Bunun için de enflasyonun aşağı seviyelerde gösterilmesi lazım ki, zam yapılırken bu değerler baz alınsın. Çünkü biliyorsunuz hükümet yıllardır işçimizi, memurumuzu, emeklimizi, enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz türküsü söylüyor. Hani derler ya bir yalanı 40 defa söylersen artık kendin bile inanırsın diye, hükümetin bu cümlesi tam da böyle. Yahu ezilmeyen kim kaldı şu devirde, bir söyleyin Allah aşkına.
Tek kişinin kazancı ile bir evin masraflarını karşılamak neredeyse imkânsız hale geldi. İnsanların birçoğu bırakın rahat bir hayat sürmeyi, borçsuz harçsız bir şekilde ayın sonunu getiremez oldu. Büyük şehirlerde asgari ücret bir dairenin kirasını karşılayamaz oldu. Buna rağmen yöneticiler ısrarla kimseyi enflasyona ezdirmediklerini iddia ediyorlar.
İşte yine Ocak ayı geliyor, önce aşağı çektikleri enflasyonu baz alarak asgari ücrete zam yapacaklar, kürsüden gövde gösterisi yapıp medya ve trolleri eliyle kamuoyunda pozitif bir hava estirecekler. Akabinde iğneden ipliğe, gıdadan enerjiye, vergilerden harçlara kadar her şeye yeni yıl zammını yapıştıracaklar. Daha ücretliler ilk aylıklarını ceplerine koymadan aldıkları zam farkı çoktan erimiş olacak. Söyleyin kıymetli izleyiciler bu her sene böyle olmuyor mu? Her sene aynı sürece şahit olmuyor muyuz? Bu pişkin yöneticiler her sene alay ederek yalanları ile sizi kandırmalarına daha ne kadar razı olacaksınız?
Geçen seneki seçimleri hatırlayın, seçimlerden önce miting meydanlarında ekonomiyi şaha kaldırmış, seçimlerin hemen akabinde ise, başta vergi oranları ve ek vergiler olmak üzere, her ürüne zam yaparak halkı zor bir yıla mahkûm etmişlerdi. Sizler şahitsiniz ki, hala bu zor süreci yaşıyoruz. İşte yine bir seçim dönemi yaklaşıyor, bakın daha birkaç gün önce büyüme istatistikleri açıklandı, enflasyon aşağı çekildi ve ekonomide kalkınma ile alakalı içi boş vaatler verilmeye başlandı. Evet, pembe tablolar şimdiden çizilmeye başladı. Ve süreç aynı yere doğru gidiyor.
Ama biz, daha önce hatırlattığımız gibi sizlere tekrar hatırlatıyoruz; Karşı karşıya kaldığımız ekonomik sorunlar şu anki yöneticilerin çözemeyeceği kadar büyük. Çünkü uygulanan kapitalist iktisat sistemi, temelden yanlıştır. Bunun üzerine ne bina ederseniz edin asla doğru ve kalıcı bir çözüm getirmeyecektir. Bu hakikati yöneticiler çok iyi bildikleri için sizleri sürekli oyalıyorlar, eğer gerçekten bu sorunu çözmeye muktedir olsalardı bunu çoktan yaparlardı. Sizler artık onların yalan ve aldatmalarına daha fazla kanmayın. Müslümanlar için tek doğru var. O da Âlemlerin Rabbi olan Allah Subhanehu ve Tealadan gelen İslam Nizamının uygulanması ve İslam İktisat sistemine geçilmesidir. Gelin artık bu çağrıya kulak verin ve İslam’ı hayata hâkim kılmak, Hilafeti yeniden kurmak için çalışın.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
05 Aralık 2023
#Hizbut tahrir türkiye#gündem değerlendirme#gazze#iklim zirvesi#enflasyon
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!