HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Haftalık Değerlendirme Toplantısı 17 Mayıs 2022

Halkı meydana ve stadlarda toplayan partilerin verdikleri mesajlara baktığımızda ne görüyoruz? Hepsi ezberlerini tekrarlıyorlar...

19 MAYIS GERÇEĞİ VE KUTLAMALAR

Bu hafta toplantımıza 19 Mayıs sözde gençlik bayramı adı altında düzenlenen festivaller ve siyasi partilerin 19 Mayıs mesajları ile başlamak istiyorum. Kutlama ve mesajlara geçmeden önce 19 Mayıs’ın gerçek vakıası hakkında kısa bir değerlendirme yapmakta fayda görüyorum. Zira 19 Mayıs’ta ne olduğunu tam olarak öğrenmeden ne kazanıp ne kaybettiğimizi anlamak mümkün olmayacaktır. Şu bir gerçek; Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Müslüman Türkiye halkına bayram olarak sunulan ne kadar olay varsa hepsinin temelinde İslam’a düşmanlık var. Aynı şekilde İslam’ın yönetim şekli olan Hilafet’e ve ecdadımıza düşmanlık var. Bu düşmanlık, 100 yıldır “vatanın kurtuluşu”, “milletin bağımsızlığı” gibi süslü yalanların içine gizlenerek halkımızın zihnine adeta zehir gibi işleniyor. Sanki Müslümanlar cumhuriyetten önce hür değilmiş gibi 1300 yıllık şanlı Hilafet tarihine insafsızca ve hayasızca saldırılıyor. Bayram güzellemesiyle kimliğine ve tarihine düşman kesilen, cellatlarına aşık olmayı onur sayan köksüz bir nesil yetiştirilmek isteniyor.

Kıymetli Müslümanlar! Her yıl kutlanan 19 Mayıs işte bu sözde bayramlardan biridir. 19 Mayıs 1919’un üzerinden tam 103 yıl geçti. Geçen bu sürede 103 yıllık yalanın hakikatini ortaya koyacak kimse çıkmadı maalesef. Demokratik zeminde siyaset yapan hiçbir siyasi parti, resmi tarihte yazılanları yaşananlar ile çek edip insanları aydınlatmadı.  Oysa feraset sahibi insanlar için her şey çok açık. Yıldırım Ordularını Suriye cephesinden Halep’e geri çekip İngilizlerin önünü açan Mustafa Kemal’e 15 Mayıs 1919’da İstanbul’u terk etmesi için İngilizler tarafından vize verildi. Sultan’ın izni olmadan İstanbul’u terk eden Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a değil İzmir’e çıktı. Ardından yine Yunan ordusu ile kurgulanmış bir savaş yapıldı. Sonrasında Ankara hükümeti ile İngilizler arasında Mudanya Mütarekesi ve Lozan ihanet anlaşması imzalandı. Ve en sonunda, 3 Mart 1924’de Hilafet ilga edildi. İslam hayattan kovularak laik cumhuriyete geçildi. Evet! İslam’a son darbeyi vurarak Hilafet’i kaldırmak için çıkılan bu yolda 19 Mayıs 1919 tarihi, iyi bir mizansendir. Asıl gaye Anadoluyu düşmandan temizlemek değildi, asıl gaye Hilafeti kaldırmaktı onu yaptılar. Bundan sonrasını anlatmaya gerek yok kıymetli Müslümanlar.

İşte bakınız, “Gençlik Bayramı” adı altında düzenlenen ahlaksız festivallerle gençliği nasıl heba ediyorlar. Belediyeler Türkiye’nin dört bir yanında müstehcen kıyafetli şarkıcılara konser verdirerek gençliğin haya duygularını yok etmek için birbiriyle yarışıyorlar. Halk açlık sınırında geçim sıkıntısıyla boğuşurken bunlar kamu malını eğlenceler için çarçur ediyorlar. Eskiden bu tür organizasyonlar sadece Kemalist zihniyet tarafından yapılırdı. Fakat artık Ak parti de nesillerin ifsat projesine dahil oldu. 20 yıl boyunca iktidarını korumak için her türlü haram meşru görüldü, müstehcen şarkıcıların konserleri bile... Artık CHP gençliği gibi Ak parti gençliği de DJ’ler eşliğinde kızlı erkekli dans ederek eğleniyor. Adana’daki Ak Parti’nin gençlik şöleninde bu rezalete şahit olduk. Eserinizle övünün sayın Erdoğan! Dindar nesil sayenizde laik nesil olma yolunda ilerliyor. Gerçi sizin için çok fark etmiyor. Yarın çıkıp “iktidar olduk ama kültürel iktidar olamadık” gençliğin yetiştirilmesi konusunda sıkıntılarımız var” diyerek işin içinden çıkarsınız. Hedef 2023 dersiniz 2053 dersiniz 2071 dersiniz. Nasıl olsa sizin sattığınız hayalleri savunan çok sayıda trol ve saray alimi var. Bende diyorum ki Allah var, ahiret var, hesap var.

Aynı hatırlatmayız; 19 Mayıs’ı kutlama yarışına giren sözüm ona Müslümanları temsil ettiğini söyleyen partilere de söylüyorum. 19 Mayıs için “Gençlik bayramı” diyorsunuz ya; Türkiye’de uyuşturucu kullanım yaşı 9’a kadar düştü bunu biliyor musunuz? Milyonlarca genç uyuşturucu bağımlısı oldu biliyor musunuz? Milyonlarca genç gelecek kaygısı yüzünden hayata küsmüş durumda, 5 milyon genç işşiz var. Gençler arasında eşcinsellik yaygınlaşıyor ve evlenme yaşı gittikçe yükseliyor. Boşanma oranları hergün artıyor. Bu köhnemiş laik düzen devam ettiği sürece geleceğin bugünden daha vahim olacağına hiç şüphe yok. Bu durumda sizin gençliğe İslami çözümlerden başka vaad ettiğiniz hiçbir şeyin onlara bir faydası yok. Artık resmi tarih yalanlarını terk edin! Artık gençliği aldatmayı ve oyalamayı bırakın. Şunu da sakın unutmayın: Siz ne yaparsanız yapın hakikat yalana mutlaka galip gelecek ve gençlik özüne, İslam’ına, Hilafetine dönecektir. İşte o zaman tarih adil bir şekilde yeniden yazılacak ve kim hain kim kahraman ortaya çıkacaktır.

PARTİLER 2023’E HAZIRLIK MİTİNGLERİ

Türkiye’de henüz resmi olarak seçim sathı mahalline girilmemiş olsa da siyasi partiler seçim çalışmalarına start verdiler. Geçtiğimiz hafta sonu Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımı ile CHP İstanbul Maltepe’de bir miting düzenledi. AK Parti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile Adana’da şehir stadında bir gençlik şöleni düzenledi. Deva Partisi ise Ali Babacan ile Gaziantep’te ilk mitingini yaptı. Aynı gün 3 şehirde 3 parklı parti neredeyse aynı saatlerde program yapıyorlar. Bu tesadüf değil elbet, 2023 seçimleri partiler için zor geçecek ve sandık hiç kimse için garanti değil durum onu gösteriyor. 

Halkı meydana ve stadlarda toplayan partilerin verdikleri mesajlara baktığımızda ne görüyoruz peki? Hepsi ezberlerini tekrarlıyorlar. İktidar 6’lı masa üzerinden muhalefeti eleştiriyor, hamaset dilinden vazgeçmiyor. Muhalefet ise mülteci meselesi üzerinden, tek adamlık ve otoriter rejim üzerinden iktidarı eleştiriyor. Hukuk ve adalet üzerinden, ekonomik kriz üzerinden iktidar eleştirisi yapıyor. Kendileri iktidara gelse ne olacak peki? Ne ekonomik kriz ile ilgili, ne yaşanan hukuksuzluklar ile ilgili ne de yaşanan ahlaki toplumsal kriz ile ilgili ortaya koydukları bir çözümleri bir projeleri yok. Gündemlerinde özellikle de CHP’nin gündeminde varsa yoksa Suriyeliler, varsa yoksa mülteci düşmanlığı... CHP mültecileri Suriye’ye davul zurna ile gönderecekmiş, Ak Parti Kuzey Suriye’de yaptıracağı TOKİ konutlarına yerleştirecekmiş.  Yani biri çalgı çengi ile biri beton ve inşaat ile siyaset yapıyor.

AKP’nin ekonomik kriz ile ilgili çözümü düşük faizli konut kredisi dağıtmak. CHP’nin zaten o bezde hiç tarağı yok.  Deva Partisi Genel Başkanı Ali BABACAN’da daha önce ben düzelttim şimdi yine ben düzeltirim diyor. Neyi düzeltti ise? Ak Parti iktidarında bakan iken ülkede ne var ne yok liberal politikalar gereği satıp özelleştirdiler. Şimdi AKP’nin Yeni Havalimanı’nı Suudilere satma planını eleştiriyorlar. Sormak lazım siz de satmadınız mı? Ülkenin kaynaklarını, önemli üretim tesislerini satarak paraya çevirip sanal geçici bir okonomik rahatlık oluşturmadınız mı? Şimdi eleştirdiğiniz Ak Parti iktidarı da aynı şeyi yapıyor. Borç çok, para lazım onun için elde olanı satıp günü kurtarmaya çalışıyor.  Ne farkınız var, mesele satmak ise en büyüğünü AKP satıyor işte...

Bir diğeri de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener; o da Sultan Abdulhamid’e vurarak despotizm eleştirisi yapıyor. Güya hürriyetten, musavatdan meşveretten bahsediyor. Abdulhamid’e karşı olanlar ile Gezicilerin ruhu aynı diyor. Evet aynı; Abdulhamid’i tahttan indiren ittihatçılara Batılılar akıl verdi. Londra ve Paris’te okuyup onlardan akıl aldılar.  Gezicilere de aklı yine onlar veriyor. Beslendikleri kaynak aynı, evet ruhları aynı. Farklı olan şey ne biliyor musunuz Sayın Akşener! İttihatçıların karşısında dik duran ve İslam ile bağını hiç koparmayan bir Halife, adam gibi bir adam vardı. Avrupa’dan fonlanan gezicilerin karşısında öyle bir adam yok. O gücünü İslam’dan değil başka yerden alıyor, sırtını Amerika’ya yaslamış. Şimdilik sağlama almış kendini ama ABD arkasından çekilince destek kalkar o güç yok olur gider.  İslam’a bağlanan, Allah’a güvenen kazanır. ABD’ye bağlanan Amerikan başkanlarına güvenen ise kaybeder.

Bakın daha yeni Yunanistan Başbakan’ı Miçotakis ABD Kongresinde Türkiye’ye karşı neler söyledi. Türk jetlerinin Yunan adaları üzerinde uçuş ihlali yaptığını belirterek ABD’ye şikayette bulundu. Türkiye’ye F16 satışı yapılmaması için kongreden yardım istedi. Kıbrıs Adasında iki devletli çözümü kimse kabul edemez dedi. Nerede dedi? Temsilciler Meclisi ve Amerikan Kongresi’nin ortak oturumunda. Başkan yardımcısı Kamala Herris ve bütün kongre üyelerinin Miçotakis’i ayakta alkışladıkları bir oturumda... Türkiye yöneticilerinin barış ve diyalog görüşmeleri yaparak boy boy poz verdikleri bu adam, Miçotakis, Kıbrıs Adası 48 yıldır işgal altında ve acılar içinde dedi. Evet! Türkiye yöneticilerinin çok ama çok güvendikleri, dost ve müttefik dedikleri ABD Kongresinde bunları söyledi.

Kıymetli Müslümanlar! Siz hiç Türkiye yöneticilerinden böyle bir açıklama duydunuz mu? Kıbrıs’ın tamamı bizimdir diye bir şey söylediklerine şahit oldunuz mu? Rumlar ve Yunan Kıbrıs’ta işgalcidir, Kıbrıs tamamı ile bir İslam toprağıdır dediklerine şahit oldunuz mu? Bırakın Amerikan Kongresi’nde bunu söylemelerini, kendi grup toplantılarında, miting meydanlarında bunu söyleyeni gördünüz mü? Yok!  

Biz diyoruz; “Kıbrıs fetih ile alınmış bir İslam toprağıdır, aslına rucü etmesi için tamamının Türkiye’ye ilhakı gereklidir.” Diyoruz, Peki ya siz?  Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU çıkmış ne diyor bakın! "ABD Kongresi'nde konuşan herkes alkışlanıyor. Bu bir gelenektir, gocunacak bir şeyimiz yok.”diyor. Ha, yani bizim liderimiz de orada konuşsa o da alkışlanır demeye getiriyor. Dertlendiği şeye bakar mısınız? Sonra da; ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile konuştum, “Yunanistan ve Kıbrıs politikalarında hep bir denge güdüyordunuz bu dengeyi kaybettiniz.”dedim. Blinken de cevaben “o dengeyi korumaya devam edeceklerini” söylemiş. Ne iyi ne ala... Meseleyi yine ABD’ye havale ettiniz. Sizi de çağırırlar birde sizi konuştururlar olur biter değil mi? Orada konuşunca büyük devlet olmuş olursunuz! Dünya devlet adamı görsün demeye başlarsınız, kıskananlar çatlasın dersiniz birde... İzzet ve şeref yerlerde ama siz hala daha izzet abidesi kartondan heykeller dikmeye devam ediyorsunuz.  

Kıymetli Müslümanlar! İşte durum ortada; ne iç siyasette ne dış siyasette gidişat hiç ama hiç iyi değil. Partilerin miting alanlarında verdikleri mesajlara bakmayın, halkın kanayan yarasına merhem olacak somut hiçbir bir çözüm önerileri yok.  Ağır ekonomik krizler insanların canını yakarken, geçen her gün alım gücü daha aşağılara düşerken bunlar meydanlarda şov peşinde... Enflasyon tavan yaparken, yoksulluk ve fakirlik artarken, insanlar karınlarını doyurmakta dahi zorlanırken bunlar 2023 için prim topluyorlar. Umut bağladığınız, güvendiğiniz ve desteklediğiniz bu demokratik partilerin hali pürmelali bu.

Şimdi sorarım sizlere; Hilafet yıkıldıktan ve İslam hayattan uzaklaştırıldıktan sonra bu partiler hangi yaranıza merhem oldular? Hangi sorununuzu çözdüler? Hangi derdinize deva oldular? Her defasında aldatıldınız. Hep defasında fakirlik ve yoksulluğa mahkûm edildiniz. Tabiri caizse kaderinize terkedildiniz. Kendi siyasi çıkarlarını gerçekleştirmek için sizi her defasında kullandılar. Siz hiç umurlarında olmadınız. İktidara gelebilmek için sizdenmiş gibi göründüler. Fakat aslında hiçbir zaman sizden olmadılar. Koltuklarını korumak ve küçük bir azınlığı memnun etmekten başka bir dertleri olmadı. O halde size hiçbir fayda sağlamayan, sizin derdiniz ile dertlenmeyen, sorunlarınıza çözüm getirmekten aciz kalan bu demokratik partilerden uzak durun! Ona oy vermeyelim de öbürü mü gelsin demeyin! Hepsi aynı, iktidara gelen kendini besliyor, kendi zengin oluyor sizi fakir bırakıyor. Hiç oy vermemek olmaz vebaldir demeyin. Asıl vebal oy verdiğinizde olur. Çünkü bu partilerin yaptıklarından sizde sorumlusunuz. Siz Allah’ın dinine bağlanın, şeri hükme bağlı kalın. İslam dini, küfür düzeninde, demokratik sistemde siyaset yapan partileri desteklemeyi men etmiştir. Sakın eski hataları bir daha tekrarlamayın! Kanmayın kandırılmayın!    

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

24 Mayıs 2022

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.