HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Haftalık Değerlendirme Toplantısı 27 Aralık 2022

 

2023 YILI ASGARİ ÜCRETİ BELİRLENDİ

Malum Asgari Ücret Tespit Komisyonu 7 Aralık’ta başlayan görüşmeleri nihayete erdirdi ve 2023 yılı için asgari ücreti net 8.506 TL olarak belirledi. Haftalardır yapılan onca tartışmadan sonra açıklanan rakam açlık sınırının birazcık üzerine çıktı. Böylece 14 milyona yakın çalışan ve aileleri sefalet ücretine mahkûm edildi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yürütülen bu çalışmalara aslında “Asgari Ücreti Tespit Tiyatrosu” demek daha doğru olur. Çünkü hayatında asgari ücretle çalışmanın ne demek olduğunu bilmeyen kişiler bu çalışmaya katılıyorlar. İşçi temsilcileri, işveren temsilcileri ve devleti temsilen bakanlık toplanıyor ve herkes rolünü oynuyor. İşçi temsilcisi son gün göstermelik olarak masayı terk ediyor. İşveren her zaman devletin yanında masada bulunuyor. Çünkü devlet her daim işverenin yani patronun yanında… Bu yıl asgari ücret toplantılarında da farklı bir şey olmadı. Aynı tiyatro, aynı aldatmaca devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücreti açıkladıktan sonra işçileri enflasyona ezdirmediklerini söyledi, daha önceki asgari ücret açıklamalarında da aynı ifadeyi kullanmıştı. Elbette Erdoğan’ın bu sözleri gerçeği hiç mi hiç yansıtmıyor. Daha çalışan ilk maaşını almadan gıda, giyim, barınma, ulaşım gibi temel kalemlere art arda zamlar yapıldı. Bu yıl boyunca elektrik ve doğalgaza %200’e yakın zam yapıldı. 2023 yılı vergi ve harç ödemelerine %122 zam yapıldı. Daha bugün yeni trafik cezalarına %112, İstanbul’da toplu taşıma, taksi ve servis ücretlerine %29 oranında zam yapıldı. Bundan sonrada yapılmaya devam edecek. Siz bakmayın Cumhurbaşkanı’nın tehdit içerek açıklamalarına, aç gözlü kapitalist şirketlerin zam furyasına bizzat devlet öncülük ediyor.

Şimdi hükumet asgari ücrete enflasyon oranında zam yaptık diyor ya, yalan söylüyor. Çünkü gerçek enflasyon %150… Kaldı ki meselenin çözümü asgari ücrete enflasyon oranında zam yapmak da değil. Çünkü zaten sorun kapitalizmin sömürü araçlarından olan asgari ücretin bizatihi kendisidir. Dahası asıl sorun fakirden alıp zengine veren, insana insan olarak bakmayan kapitalist nizamın kendisidir. Dolayısıyla o değişmedikçe işçi kardeşlerimiz hak ettikleri insanca yaşama ulaşamayacaklar ve emeklerinin karşılığını alamayacaklar. Peki çözüm nedir? Çözüm İslam İktisat Nizamıdır. İslam iktisat nizamında asgari ücret diye bir şey yoktur. İşin çeşidine, zorluğuna ve sağlanan faydaya göre işçi ile işveren arasında bir ücret belirlenir. İslam İktisat Nizamı serveti sadece zenginler arasında dolaşan bir meta olmaktan çıkarmıştır. İslam İktisat Nizamı’nın odaklandığı nokta dağıtımdır. Faiz, borsa, tahvil, hisse senedi ve stokçuluğun yasaklanmasıyla üretimin önündeki tüm engelleri kaldırmış ve dağıtımın adil olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla İslâm İktisat Nizamı’nda çalışanın hakkı en üst seviyede korunurken sermaye sahipleri kayırılmıyor. İslam İktisat Nizamı ölmeyecek kadar maaş alan ve adeta köleleştirilen işçilerimiz için kurtuluş reçetesidir. İslam İktisat Nizamı kapitalizmin pençelerinden kurtulmak isteyen herkes için, memur için, esnaf için, tüccar için, ev hanımı için, genç ve yaşlı herkes için huzur ve refahın yegâne adresidir. İşte bu nedenle dünya İslâm İktisat Nizamı’na muhtaçtır.

YENİ GAZ REZERVİ MÜJDESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, Fatih sondaj gemisinin, “Çaycuma 1” alanında 58 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfettiğini duyurdu. Erdoğan, "Karadeniz'deki gaz rezervinin yeni keşif ile birlikte toplam 710 milyar metreküpe ulaştığını söyledi. Malum Türkiye, bir seçim sürecine girmiş bulunuyor. Bu anlamda iktidar, peş peşe müjdeleri açıklamaya devam ediyor. Önce asgari ücret açıklandı, ardından MTV zammının aşağı çekilmesi, gübre ve yem fiyatlarının sabit tutulması, Aile Destek ödemelerinin öne çekilmesi haberi verildi. Tabi seçimlik müjdeler bundan sonrada devam edecektir…

Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağustos 2020'de de Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz rezervi keşfinin Karadeniz'de gerçekleştirildiğini açıklamıştı. Peki ne oldu bu gaza? Sayın Erdoğan, öncelikle şunu belirtelim, arkası gelmeyen bu müjdelerle “necip halkımızı” kandırıyorsanız, bu gerçekten çok büyük bir vebaldir. Bilesiniz… Şayet böyle bir gaz rezervi bulundu ise bu gaz, kamu malıdır ve halka aittir. Bunu da bilesiniz… Üzerinden siyaset yapmak yerine çıkarılacak doğalgazı bir an önce halkın kullanımına sunmak için gayret gösterin. Kombiyi açamayan ailelerin, soğuk kış günlerinde ısınamayan yuvaların sözde müjdelere, arkası gelmeyen vaatlere artık tahammülü yok! Akaryakıttan, doğalgaza, elektrikten oduna-kömüre gelen onca zamdan sonra hala daha halkı kandırıp oy devşirmenin hesaplarını mı yapıyorsunuz? Allah’tan korkun!

İslam topraklarında bulunan en önemli hammaddelerden olan petrol ve doğalgaz, İslâm ahkâmına göre kamu mülkiyeti kapsamında yer alan mallardandır. İslam, kamuya ait gelirlerin yine kamunun hizmetine harcanmasına veya halka nakit olarak dağıtılmasına hükmeder. Öyle, dağıtım şirketlerine veya iktidar dalkavuklarına, yandaşlara değil? İslam bütün halkın kamu gelirlerinden faydalanmasını esas alır İslam... Çünkü Rasulullah SalAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلاَثٍ الْمَاءِ وَالْكَلإِ وَالنَّارِ “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, mera ve ateş”

Su kaynakları, meralar, elektrik santralleri, petrol, doğalgaz, kömür madenleri… Tüm bunlar kamu mülkiyetindendir olup, tüm insanlar hak sahibidir. Peki bugün durum böyle mi? Mevcut laik düzen, iğneden ipliğe her şeye vergi uygularken, en temel ihtiyaç maddelerini dahi, halka yüksek fiyattan satıyor. Cumhurbaşkanı’nın gaz müjdesinin hemen ardından doğalgaz dağıtım hizmet bedeline % 84 zam yapılması bunun açık bir göstergesi…Dağıtım hizmet bedellerine yapılan yüksek zam halkın değil, dağıtım şirketlerinin korunduğunu göstermektedir. Köhne demokratik anlayış gereği her zaman olduğu gibi oyu halktan istiyorlar, servetleri ise kapitalist şirketlere dağıtıyorlar…

İSLAM DÜNYASI ANAYASA YARGISI KONFERANSI

Geçtiğimiz hafta 24 Aralık Cumartesi günü Anayasa Mahkemesi’nin ev sahipliğinde bir kongre düzenlendi. İstanbul’da düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı’nın Açılış Kongresi’ne İslam dünyasından anayasa yargısı yetkisini kullanan 32 anayasa mahkemesi, yüksek mahkeme ve uluslararası kuruluşlardan başkan ve temsilciler katıldı. Kongrede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’da bir konuşma yaptı. Zühtü Arslan, hukukun varoluş amacının adaleti tesis etmek olduğunu söyledi ve tüm dinlerin hukuk ve adaleti merkeze aldığını ifade etti. Zühtü Arslan konuşmasında zaman zaman Kur’an-ı Kerim’den adalet ile ilgili ayetleri örnek gösterdi. Dinin varlık sebeplerinden birisinin adaleti gerçekleştirmek olduğunu bunun için peygamberlerle birlikte kitabın ve mizanın (ölçünün) indirildiği söyledi. Bu sözleri ile Hadid süresinde geçen şu ayete vurgu yaptı:  Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle yani deliller ile gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. (Hadid-25)

Yine Zühtü Arslan konuşmasında İslam’ın olmazsa olmaz esaslarından bazılarının canı, malı ve nesli korumak olduğunu ifade edip, Anayasa yargısı kapsamına giren ilke ve değerlerin bize yabancı olmadığını bunların öz değerlerimiz olduğunu ifade etti. Zühtü Arslan’ın yaptığı konuşmadan bir noktaya daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum, sonra da bu konudaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşacağım Kıymetli Müslümanlar! Anayasa Mahkemesi başkanı diyor ki; Medeniyetimize ait olan adalet, eşitlik ve hürriyet gibi değerlerin hayata geçirilmesi, sadece Müslüman coğrafyada değil dünyada yaşanan sıkıntılara da derman olacaktır.

Sayın Arslan; öncelikle sondan başlayalım, İslam’ın hürriyete yüklediği anlam ile sizin hürriyete yüklediğiniz anlam aynı değil. Çünkü siz hürriyeti Batılılardan öğrendiniz. Batılılara göre hürriyet, insanın istediği gibi düşünmesi, istediği şeye, taşa, ateşe, ineğe, puta ne olursa olsun inanması, istediği yoldan istediği şekilde kazanması ve istediği gibi yaşamasıdır. İslam’ın hürriyete yüklediği anlam ise “İnsanların kula kulluktan Allah’a kulluğa kavuşmasıdır.” Hürriyet budur. Hürriyet beşeri düzen, fikir ve rejimlerin tasallutundan, zulmünden kurtulup İslam’ın adaletine kavuşmaktır. Siz neden bahsediyorsunuz Allah aşkına, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. Maddesinde ne yazıyor bilmiyor musunuz? “Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Siz, halk için yapıldığı söylenen Anayasa’nın ikinci maddesinde Atatürk milliyetçiliğine bağlılığı şart koşmuşsunuz? Hangi hürriyetten bahsediyorsunuz. Siz insanları Allah’ın dininden İslam’ın genişliğinden çıkarıp dar ve faşist milliyetçiliğe hapsetmişsiniz, hangi hürriyetten bahsediyorsunuz. Gelelim bugünkü beşerî anayasal değerler ile benzeştirdiğiniz İslam’ın canı, malı ve nesli korumasına… Evet İslam sadece canı, malı, nesli değil, aklı ve dini de korur. İslam’a göre bu değerler olmazsa olmaz korunması gereken değerledir.

Türkiye Cumhuriyeti defalarca kez silip, yeniden yazdığı anayasa ile neyi nasıl koruyor ben size söyleyeyim. 2021 yılında sadece bir yılda, Türkiye’de 2 milyon 500 bin adet suç işlenmiş mala karşı işlenen suç sayısı bu. Peki ya cana, bedene karşı işlenen suç, 1 milyon 300 binden fazla cana, bedene karşı suç işlenmiş.  2021’de sadece bir yılda 127 bin cinsel saldırı suçu tespit edilmiş. Anayasa ne güzel de koruyormuş? Adli verilere göre Türkiye'de 14 milyondan fazla kişi şüpheli suçlu…  Çocukları saymazsan her 4 kişiden 1’i suç işlemiş. Sayın Arslan; Bu ülkede uyuşturucuya başlama yaşı 14-15… 18 milyon alkol bağımlısının olduğu bir ülkede bahsettiğiniz Anayasa ne işlev görüyor? 4 Milyona yakın uyuşturucu bağımlısının olduğu bir ülkede siz neyi koruyorsunuz.

Kıymetli Müslümanlar bu durum bize bir sözü hatırlatıyor. Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Şeyh Takiyyuddin en Nebhânî’nin sözünü… “Bir toplumda suç, ender görülüyorsa insan; sık görülüyorsa tatbik edilen nizam bozuktur.” Nizam bozuk olunca o nizamın anayasası da yasası da kanunu da bozuk olur. O bozuk nizamdan ne hukuk çıkar ne de o hukuk ile adalet sağlanır. 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

27 Aralık 2022

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.