Haftalık Değerlendirme Toplantısı - 7 Ekim 2025
"Sumud Filosu insanlığın vicdanının sembolü olmuştur, aynı zamanda 57 ülkenin de acizliğinin bir resmi ve göstergesi olmuştur."
7 EKİM’İN İKİNCİ YIL DÖNÜMÜ
Bugün 7 Ekim 2025, Aksa Tufanı Harekâtı’nın üzerinden 2 yıl geçti. Tam iki yıl önce bugün mücahitler, işgalci Yahudi varlığının ördüğü beton duvarları aşarak, sözde sınırları geçerek ona çok ağır bir darbe vurdular. Bu harekât ile bize, işgalci İsrail’in kâğıttan kaplan olduğunu gösterdiler, bu harekât Siyonist varlığın yenilmezlik unvanını yerle bir etti. Selam olsun, Filistin’in işgalden kurtulması için cihat eden Gazzeli mücahitlere, selam olsun, işgalci askerleri yerlerde süründürenlere… Selam olsun bu harekât ile Tel Aviv’in kalbine korku salanlara, selam olsun bu harekât ile Beyaz Saray’ı uykusuz bırakanlara… Selam olsun işgalci varlık ile normalleşmek için sıraya girenlerin planlarını bozanlara, selam olsun işbirlikçi devlet ve rejimleri zor durumda bırakanlara… Zulme boyun eğmeyen, düşmana teslim olmayan, cihat ve direniş ruhunu hep canlı tutan bir ümmet olduğumuzu bize yeniden hatırlatan Gazzeli ve tüm Filistinli Müslümanlara selam olsun. Zaferleri Nusret bulsun inşallah…
Gazze’de iki yıldır devam eden savaş, Gazze halkı ile işgalci Yahudilerin savaşı değildir sadece, bu savaş, ABD’nin başını çektiği Batılı kâfirler ile tüm Müslümanların savaşıdır. Amerika ve Batılı devletler 7 Ekim’den sonra işgalci İsrail’in yerle bir olan imajını düzeltmek için bütün güçlerini kullanarak ona destek verdiler. Müslümanların başındaki 57 lider ise onca orduya, silaha, askere sahip olmalarına rağmen İsrail lehine bu savaşı durdurmak için seferber oldular. 7 Ekim’de büyük bir şok yaşadılar, çünkü sadece geçit törenlerinde gösterdikleri, öve öve bitiremedikleri askeri güçlere sahip olmalarına rağmen kendilerinin yapmadığını, yapamadığını Gazzeli mücahitler yaptı. Önce itidal çağrısı yaptılar, sonra baktılar ki sözleri para etmiyor, on yıllardır işgal ve esaret altında yaşayan Filistin halkı sözlerini dinlemiyor, bu sefer toplandılar, konuştular kınadılar ve dağıldılar. Tarih bu iki yılı Müslümanların başındaki korkak ve pısırık yöneticilerin ihaneti ile sayfalara yazdı.
İşte ABD ve Batılı devletlerden güç, 57 liderden ise cesaret alan işgalci varlık İsrail, bu iki yılda Gazze’de tam bir soykırım yaptı. Gazze’de yaşayan 2,5 milyon insan soykırım, aç bırakma ve etnik temizlik politikalarına maruz kaldı. Gazze’nin %80’inden fazlası, ateş, yıkım, istilâ ve tehcir yöntemleriyle Yahudi varlığının işgali altına girdi. İşgalci varlık bu iki yılda Gazze’ye 200 bin tondan fazla bomba attı. 2 yılda Gazze’de şehit olanların sayısı 76 bin 639’u buldu. Bu işgalci varlık 20 binden fazla çocuk, 12 binden fazla kadını katletti. 9 binden fazla anneyi, 22 binden fazla babayı öldürdü ve 56 bin çocuk yetim ve öksüz kaldı. 2.700’den fazla aile yok edildi ve tamamen nüfus kayıtlarından silindi. Soykırımın başlangıcından bu yana 6.700’den fazla sivil, işgalci İsrail tarafından esir alındı.
Şimdi bu iki yılda yaşanan onca katliam, ölüm, yıkım ve soykırımdan sonra Gazze’de ve tüm Filistin’de cihadın ve direnişin tamamen bitmesi, işgalin kabul edilmesi şartıyla kâfir Trump ateşkes ve barış vadediyor. İki yıldır Gazze halkı için hiçbir şey yapmayan Müslümanların başındaki yöneticiler ise Trump’ın bu planını pazarlıyorlar. Her evden, her aileden şehit veren Gazze halkına ve mücahitlere, gelin bu plana razı olun, başka da bir şansınız yok diyorlar adeta… Efendilerinden izinsiz bir lokma ekmek, bir yudum suyu Gazze’ye ulaştıramayan bu yöneticiler, Trump güzellemesi yaparak övgü alma peşinde koşuyorlar. Ne diyelim Gazze’yi bu hale mahkûm eden yöneticilerden Allah çok çetin bir hesap sorsun.
Trump, Gazze’yi babasının malı gibi görüyor, çökmüş olan Amerikan’ın emperyalist projesini tekrar ayağı kaldırmak istiyor. Trump, şişmiş bir lağım faresi gibi dünyadan yardım istiyor. Müslümanların başındaki yöneticiler ise Gazze yakılıp yıkıldıktan sonra sanki büyük bir marifetmiş gibi, Trump’ın “barış” planını anlatıp bayram ediyorlar! Biz biliyoruz ki bu planı efendileriyle birlikte ilmek ilmek dokuyan ve küresel bir işgal projesine dönüştüren kendileridir! Bu plan Gazze’nin yeniden imarı söylemi ile yürütülen küresel bir işgal projesidir! Bunun bir sonraki adımı, Gazze’nin teslimiyetine, normalleşme sürecine ve Abraham Anlaşmalarına kapı aralamaktır. İşlediği cürümlerin bir ödülü olarak Netanyahu’ya tüm Filistin’i teslim etmektir. Bu sebeple Trump’ın planını kabul edip Gazze halkını teslim olmaya, mücahitleri silah bırakmaya zorlamak yöneticiler için büyük bir suçtur. Aynı zamanda, bu planı uygulamak isteyen rejimlerin yöneticilerine karşı harekete geçip cürümlerini reddetmek de ümmetin görevidir. Yöneticilere ve komutanlara, orduları Gazze’ye seferber etmeleri için çağrı yapmak Müslümanların en öncelikli işleridir. Eğer bu ordular, Aksa Tufanı ve Gazze’nin destansı direnişinden ilham alıp, Kudüs’ü ve çevresini özgürleştirmek için seferber olsalardı, eğer Gazze’den gelen yardım çağrılarına kulak verselerdi, bugün ne Trump’ın planı konuşulurdu ne de arabulucuların mücahitlere baskısı… Onun için Müslümanlar olarak bize düşen, yöneticileri kâfirler ve işgalciler ile barışa değil savaşa çağırmaktır.
Çünkü Rabbimiz onlardan dost olmaz diyor:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ *
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.” [Maide 51-52]
İKTİDARIN SUMUD İSTİSMARI
Bilindiği gibi Gazze’ye uygulanan ablukayı delmek için yola çıkan Sumud filosuna, geçen hafta açık sularda işgalci İsrail korsanları müdahale etmiş, filoda bulunan aktivistleri gözaltına alıp hapse atmıştı. Burada insanlık dışı bir muameleye tabi tutulan aktivistlerden, 36’sı Türk vatandaşı olmak üzere 137 kişi Türk Hava Yolları’na ait bir uçakla 5 Ekim’de İstanbul’a getirildi. Bununla birlikte de port edilme belgesini imzalamadıkları için iki gün daha hapishanede tutulan diğer Gazze dostları da bugün Türkiye’ye döndüler. Öncelikle bu filoya katılan aktivistlerin sağ salim ülkelerine dönmelerinden dolayı Rabbimize hamd ediyoruz. Her birine gösterdikleri gayret ve fedakârlık sebebiyle tüm Gazze dostları adına teşekkür ediyoruz.
Bu vesileyle buradan birkaç hususa değinmek istiyorum. Türkiye yönetiminin bu süreçte Sumud filosuna hiçbir somut desteği olmadığını biliyoruz. Ne organizasyon hazırlık aşamasında ne de denizde seferdeyken… İşgalci İsrail’in açık tehditlerine rağmen filoyu korumak için harekete geçmeyen iktidar, gönderdiği bir uçakla de port edilen aktivistleri ülkeye getirmekle övünüyor, yöneticilerin bu durumunu hayretle izlediğimizi belirtmek istiyorum. Süreç boyunca iktidara yönelik Sumud’a Barbaros ol, donanmalar Akdeniz’e çağrıları yöneltildiği halde, işgalci korsanlar canlı yayınlarda gemilere baskın düzenleyip aktivistleri esir aldılar. Bu aşağılık Siyonist varlığa haddini bildirmeyenlerin şimdi güya Sumud’a sahip çıkmış gibi PR çalışmaları yapmaları gerçekten çok üzücü… Siyonist bakan Ben Gvir’in aktivistleri terörist olarak gösterip küstahça açıklamalar yapması ve tehditler savurmasına gereken cevabı vermeyenlerin, şimdi çıkıp, bu filoyu siyasi rant malzemesi yapmalarını esefle takip ediyoruz.
İki yıldır Gazze’de yaşanan soykırım karşısında gereğini yapmadınız, somut adımları atmadınız, tamamen sivil inisiyatiflerden oluşan ve amacı Gazze ablukasını kırmak olan Sumud filosu içindeki vatandaşlarınızı da korumadınız. Şimdi aktivistleri Türk hava Yolları uçağıyla Türkiye’ye getirip çiçeklerle karşılayarak güya kahramanlık destanı yazmaya çalışıyorsunuz. Siz koltuklarınızda oturduğunuz, orduları kışlalara hapsettiğiniz için o insanlar gemilerle günlerce yol aldılar. Gazze’de abluka kırılsın diye bunu yaptılar. Oysaki bizler ve tüm Gazze dostları sizlere defalarca kez seslendik. Somut adım atmanız için çağrılar yaptık. Geçen hafta buradan size; “Şayet bu filo amacına ulaşmaz, Gazze’ye sokulmaz herhangi bir şekilde engellenir, hedefinden alıkonulursa bu, gemilerdeki Gazze dostları ve onları destekleyen milyonların başarısızlığı değil sizin başarısızlığınızdır.” dedik.
Onun için Sumud’a dair bir başarı varsa bu başarı da sizin bir payınız yoktur. Artık bu meseleyi siyasi rant için kullanmayı bırakın. Bir kez daha söylüyoruz; Sumud Filosu insanlığın vicdanının sembolü olmuştur, aynı zamanda 57 ülkenin acizliğinin de bir resmi ve göstergesi olmuştur.
Sumud filosuna dair değineceğim diğer bir husus şudur: Bu filonun amacı Gazze’yi ve Gazze’de yaşanan ablukayı kırmaktır. Bunun unutulmaması ve akıllardan çıkarılmaması lazım. Bu filo iki yıldır devletlerin harekete geçmemesi, yöneticilerin somut adımlar atmaması üzerine Gazze dostları tarafından inisiyatif alınarak ve Gazze’deki katliam ve soykırımı gündemde tutmak için yapılan bir girişimdir. Bu sebeple destek olmadığı halde filoyu birilerinin siyasi çıkar malzemesi yapmasına müsaade etmeyin, filo gündemi ile Gazze’deki ihanetleri örtmeye çalışmalarına izin vermeyin. Sizin üzerinizden PR yapmaya çalışanlara zemin hazırlamayı, hiçbir şeyin Gazze’nin önüne geçmesine fırsat vermeyin. Yükü vicdan ve insanlık olan bu filonun misyonunu, popülist siyasi söylemlere kurban ettirmeyin. Son olarak buradan, şu anda Gazze kıyılarına doğru yol olan içinde Vicdan gemisinin de bulunduğu filodaki sivil aktivistleri selamlıyor, bu girişimin Gazze’ye ulaşmasını ve Gazze ablukasının kırılmasına vesile olmasını temenni ediyorum.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
07 Ekim 2025
#hizbut tahrir#hizbut tahrir türkiye#gündem değerlendirme#7 ekim#7 ekim aksa tufanı#aksa tufanı#sumud filosu#özgürlük filosu#vicdan gemisi#aktivistler#gazze#gazze son durum
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!