Hani Türkiye Mazlumlar İçin Güven Yurduydu?
Türkistan bölgesinden Türkiye’ye gelen Müslümanlara yönelik “IŞİD”e üyelik adı altında operasyon ve tutuklamalar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Size soruyoruz! 80 yaşındaki bir kadına terörist damgasını nasıl vuruyorsunuz? 40 günlük bebekleri hangi gerekçe ile nezaretlerde tutuyorsunuz? Yapılan her uluslararası anlaşmada Müslümanları reel politiğe kurban etmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?
“Uluslararası İşbirliği İçin Kuşak ve Yol Forumu'na” katılmak üzere Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pekin'e giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi ile basına kapalı olarak 45 dakika görüştü. İki ülkenin heyetleri arasında; “suçluların karşılıklı iadesi anlaşması, uluslararası karayolları üzerinde taşımacılık anlaşması ve Çin Halk Cumhuriyeti ile karşılıklı kültür merkezlerinin kurulmasına ilişkin” anlaşma imzalandı. “Suçluların iadesi anlaşması” hakkında gazetecilerin; Spesifiki bir iade söz konusu olacak mı? sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Spesifik demeyelim de içeriğinde ifade ettikleriniz de söz konusu. Gerek BM mülteciler yüksek komiserliği kapsamında olanlar var. AB kapsamında olanlar var. Bunun dışında kalanlar ilk etaptadır. Onun dışında olanlar bir iadeye müsaitse olur. Bunun dışında yasal olarak verilmesi olanlar varsa verilebilir" dedi.
İşgalci Çin devleti uzun yıllardır Türkistanlı Müslümanlara yönelik katliamlar yapıyor. İslam’ın bütün emirlerini yasaklıyor, baskı ve işkence ile de bütün yasakların yapılmasını emrediyor! Bu durumda Türkistanlı Müslümanlar iki seçenek arasında kalıyor: Ya hapis, işkence ve ölüm! Ya da güvenli bir ülke bulmak için -denizleri aşabilirlerse şayet- Türkiye gibi ülkelere sığınmak. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün önce Çin zulmünden kaçarak onurlu bir yaşam sürmek isteyen Türkistanlı Müslümanlara bu kapıyı kapattı. Hâlbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan yaklaşık 2,5 ay önce şöyle diyordu: “Anadolu, şu topraklar bir göçmen yurdudur. Yüzyıllardır bu topraklar, ülkelerinde zulüm, baskı ve şiddet gören mazlumlar için güvenli bir liman olmuştur.”
Öyleyse Çin Halk Cumhuriyeti ile yapılan bu anlaşma neyin nesidir? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin devletinin işgalci bir devlet olduğunu bilmiyor mu? Çin’in, Doğu Türkistanlı Müslümanların tamamını “terörist” ya da “suçlu” olarak gördüğünü bilmiyor mu? Dinlerini yaşamak için doğup büyüdükleri toprakları terk ederek, nice umutlarla geldikleri Türkiye, yapılan bu anlaşma ile birlikte onları katil bir devlete teslim mi edecek? Mazlumlar için güven yurdu olmak bu mudur? Bu nasıl bir anlaşmadır? Bu nasıl bir pazarlıktır?
Kaldı ki; Çin ziyareti daha gerçekleşmeden önce kadın, erkek ve çocuklardan oluşan 21 Doğu Türkistanlı Müslüman Çin’e iade edilmek istendi. Kamuoyu tepki gösterince de geçici süreyle iade durdurma kararı verildi. Aynı şekilde Türkistan bölgesinden Türkiye’ye gelen Müslümanlara yönelik “IŞİD”e üyelik adı altında operasyon ve tutuklamalar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Size soruyoruz! 80 yaşındaki bir kadına terörist damgasını nasıl vuruyorsunuz? 40 günlük bebekleri hangi gerekçe ile nezaretlerde tutuyorsunuz? Yapılan her uluslararası anlaşmada Müslümanları reel politiğe kurban etmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?
Ey Müslümanlar! Türkiye’nin Çin ile yaptığı bu anlaşma Türkistanlı Müslümanlara yapılan büyük bir ihanettir. Rasulullah Sallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu: “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu düşmana teslim etmez.” O halde sizlerde kardeşliğinizi onlara sahip çıkarak gösterin. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu: “İnsanlar, bir zalimi görür de ona engel olmazlarsa, Allah’ın onları cezalandırması yakındır.” O halde zulüm kimden gelirse gelsin, zalimlere engel olun!
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!