Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilâyeti, Hakkâri'de Acımasızca Katledilen Evlatlarımıza Allah'tan Rahmet, Yakınlarına Başsağlığı ve Yaralılara Acil Şifalar Diler
Aktörleri içimizdeki odaklar olsa da esasen çatışma, Sömürgeci Kâfirlerin güç ve nüfuz çatışmasından ibarettir.
19 Ekim sabahı Hakkâri'de eşzamanlı düzenlenen saldırılar sonucu, şu ana kadarki bilgilere göre, 24 asker hayatını kaybetti, 18'i de yaralandı. Dün de Bingöl'de 5 polis ve 4 sivil benzer bir saldırıda hayatını kaybetti.
Yıllardır kanayan Kürt meselesinin, son dönemde yeniden alevlenme sürecini dikkatle izleyenler şunu göreceklerdir: Bu, sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti ile PKK örgütü arasında yaşanan veya Kürtlerin siyasal, sosyal ve kültürel haklarının verilmesi hakkında olan veya Türkiye Cumhuriyeti'nin güya bölücü teröristlere karşı giriştiği bir savaşın ürünü olan bir mesele değildir. Bunlar sadece görüntüdür. Meselenin aslı, Müslümanların toprakları üzerinde Müslümanların evlatları arasında Müslümanların liderliğine soyunan liderler tarafından icra edilen ve Kâfirlerin başkentlerinde tasarlanan bir çatışma olmasıdır. Aktörleri içimizdeki odaklar olsa da esasen çatışma, Sömürgeci Kâfirlerin güç ve nüfuz çatışmasından ibarettir. Zira Amerika, meselenin zehri olan demokrasiyi panzehir diye takdim eden yöneticiler eliyle Kürt meselesini siyasallaştırmak istemektedir. İngiltere ise Amerika'nın bu yolla İngiliz geleneklere bağımlı devleti kendi yörüngesine kaydırmaya çalışacağını fark etmektedir. Bu nedenle İngiltere, hem ordudan hem de PKK'dan olan uzantılarını kullanarak Kürt meselesini, Amerika'nın istediği şekilde siyasi bir mesele haline gelmekten uzaklaştırıp salt-güvenlik meselesine dönüştürmek için hem askerî operasyonların hem de şiddet eylemlerinin tahrik edilmesini sağlamaktadır. İşte son derece planlı organize edilmiş bu son olayları ile öncesindeki olaylar, birbirinin devamı niteliğinde olan halkalardır ve evlatlarımızın nezih kanları böylesi iğrenç siyasi projeler uğrunda heder edilmekte, ocaklarına ateş düşürülmektedir. Oysa tek bir Müslümanın bir damla kanının bile akıtılması, Allah katında Kâbe'nin taş taş yıkılmasından daha ağır bir cürümdür.
Ümmetin evlatları arasında, Ümmetin evlatları eliyle uygulanmak istenen ve Müslümanların canlarına, mallarına ve varlıklarına kasteden bu ve benzeri şerir plânları boşa çıkarmak, tahriklere kapılarak zalimlerin çıkarmaya çalıştığı yangına körükle gitmemek, Türk olsun, Kürt olsun, hangi ırktan, renkten, dilden olursa olsun, tüm Müslümanların, hatta insanlıktan birazcık nasibi olan herkesin kaçınılmaz vazifesidir. Bu da ancak Kâfirlerin uşaklığını yapan, kin, düşmanlık ve nefret tohumları saçan, yeri ve göğü fesada boğan tüm yöneticilerin ve fitnecilerin çarkını kıracak olan İslâmî Hilâfet Devleti'nin el-birlik kurulmasıyla mümkündür. Hepimizin Rabbi olan Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur:
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ
"Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın ve sakın parçalanmayın!" [Âl-i ‘İmrân 103]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü
PDF'i indirmek için tıklayınız#sömürgeci kafirler#erdoğan#islam#Hizbut Tahrir#İslam duşmanlığı#ümmet#hilafet#ABD#İngiltere
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!