Hizb-ut Tahrir/Türkiye Vilayeti Resmi Sözcülüğü Adına Bir Heyet, Bangladeş'in Ankara Büyükelçiliği'ne, Açık Bir Mektup Teslim Etti
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ "Onlardan sadece, Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam alıyorlar." [el-Buruc 8]
26 Rabî-ul Evvel 1432 el-muvafık M. 02 Mart 2011 Çarşamba günü, Hizb-ut Tahrir/Türkiye Vilayeti Resmi Sözcülüğü adına bir heyet, Hizb-ut Tahrir üyelerinin Bangladeş hükümeti tarafından maruz kaldığı vahşi işkenceleri ifşa eden açık bir mektup iletmek üzere Bangladeş'in Ankara'daki Büyükelçiliği'ne gitti. Büyükelçi ile yapılan görüşme öncesinde heyetin nereden-hangi amaçla geldiği ve görüşmeyi İngilizce mi yapacağı soruldu. Heyetin görüşmeyi Türkçe gerçekleştireceğini belirtmesine ve elçilikte çalışan Bangladeşli görevlilerin dahi Türkçe konuşabilmesine rağmen görüşme talebini kabul eden büyükelçi, heyetin işini zorlaştırma umuduyla görüşmede tercüman bulundurmayıp görüşmeyi İngilizce gerçekleştirdi. Büyükelçi önce hizbin Bangladeş'teki Resmi Sözcüsü Prof. Muhyiddîn Ahmed'i tanımazmış gibi davrandı. Ancak daha sonra konuşmasında "terörist" olarak niteledi. Hizbin heyeti Muhyiddin Ahmed'in terörist olmadığını İslam ideolojisine sahip bir şahsiyet olduğunu Hizb-ut Tahrir'in de İslam ideolojisine dayalı bir parti olduğunu ortaya koydu. Daha sonra heyet, İngilizce, Türkçe ve Arapça olarak düzenlenmiş "Hizb-ut Tahrir Üyelerinin Bangladeş Hükümeti Tarafından Maruz Kaldığı Vahşi İşkenceler Hakkında İnsan Hakları Örgütlerine ve Sivil Toplum Kuruluşlarına Açık Bir Mektup" başlıklı ve 14 Şubat 2011 tarihli açık mektubu kendisine takdim ederek ayrıldı.
Söz konusu mektup; Hizb-ut Tahrir'in, 2001 yılından bu yana seminer, yürüyüş ve protesto gibi herkesçe bilinen ve kabul edilen siyasi araçları kullanarak Bangladeş'te aleni bir şekilde çalışmaya başlamış olmasına ve Hizb-ut Tahrir'in bir gün olsun hiçbir şiddet eyleminde bulunmadığı çok iyi bilinmesine rağmen, Bangladeş hükümetinin, Hizb-ut Tahrir'i "genel barışı tehdit etmek için" çalıştığı iddiasıyla yasaklı bir hizb olarak ilan ettiğini, Bangladeş hükümetinin kararına yönelik hizbin tepkisini göstermek için basın toplantısı düzenleme girişiminde bulunmasından dolayı hizbin Resmi Sözcüsü Prf. Muhyiddîn Ahmed'i hapsedip aleyhinde haksız suçlamaların yapıldığını, aralarında Resmi Sözcü Yardımcısı Mürşid-il Hakki ve seçkin üye Prof. Dr. Seyyid Gulâm Mevla'nın da bulunduğu beraberindeki hizbin onlarca üyesi ve aktivistinin hapiste bulunduğunu, Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik süregelen despotik politikalar altında 22 Aralık 2009 ve 19 Ocak 2011'de hizbin üyelerinin tutuklandığını ve bu kişilerin, tutukluluk dönemleri içerisinde hizb ve liderleri hakkında bilgi vermeleri için insanlık dışı vahşi işkencelere maruz kaldıklarını, ifşa etmektedir.
Mektubun sonunda Bangladeş hükümetine bağlı azgın soruşturma ekiplerinin vahşi işkenceleri ve bu işkencelere maruz kalan hizb şebabının listesi ile bu işkencelerin son bulması için insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarına üzerilerine düşen görevleri yerine getirme hususunda çağrıda bulunulmaktadır.
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
"Onlardan sadece, Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam alıyorlar." [el-Buruc 8]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü
PDF'i indirmek için tıklayınız#bangladeş#erdoğan#islam#Hizbut Tahrir#İslam duşmanlığı#ümmet#hilafet#osmanlı#tek ümmet
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!