İflas Eden Sistem Ne Başkanlık Ne de Yarı Başkanlık İle İflah Olur, Türkiye Yalnızca Hilafet İle Kurtulur

BASIN AÇIKLAMALARI

İflas Eden Sistem Ne Başkanlık Ne de Yarı Başkanlık İle İflah Olur, Türkiye Yalnızca Hilafet İle Kurtulur

Şüphe yok ki mevcut anayasa değişikliğinin esas nedeni, bazı maddelerin değiştirilmesi yada birtakım düzenlemelerin iyileştirilmesi değildir.

Uzun zamandır uygun atmosfer ve belli aralıklar dâhilinde kontrollü bir şekilde gündeme gelen başkanlık sistemi tartışmaları, son olarak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın açıklamaları sonucunda tekrardan gündemde yer almış ve mesele herkes tarafından tartışılmaya başlanmıştır. AKP Hükümeti'nin gerçekleştirmek istediği değişiklikleri önce tartışmaya açarak nabız yoklaması, artık klasik bir üslup olarak öne çıkmakta ve böylelikle neredeyse her meselede adım atmadan evvel tepkileri ölçmeye çalışmaktadır.

Şüphe yok ki mevcut anayasa değişikliğinin esas nedeni, bazı maddelerin değiştirilmesi yada birtakım düzenlemelerin iyileştirilmesi değildir. Meselenin özü, Soğuk Savaş dönemi ve öncesinden kalma sistemin değiştirilmesi ve Amerika tarafından AKP eliyle oluşturulan yeni Türkiye'nin bekasının sağlanmasıdır. Bu da sistemin darbeci unsurlarının operasyonlar, baskılar ve şantajlar yoluyla etkisizleştirilmesi, öte yandan sistemin temel dayanaklarını teşkil eden yasal ve anayasal düzenlemelerin Avrupa Birliği kriterlerini gerekçe göstererek gerçekleştirilmesinden geçmektedir.

Fakat unutulmamalıdır ki esas mesele, hangi sistemin daha faydalı olduğu, yeni anayasanın nasıl hazırlanması gerektiği değil, insan kaynaklı olan bütün sistemlerin ve anayasaların çürük, kokuşmuş ve Allah'ın şerefle yarattığı insan varlığını alçalttığı gerçeğidir. İster parlamenter sistem, ister başkanlık sistemi, ister yarı başkanlık sistemi olsun bunların hepsi İslam ile çelişen küfür rejiminin farklı üsluplarıdır. Bu çeşitlemeyle Amerika, küfür sisteminin ömrünü uzatmaya çalışmakta ve Türkiye üzerinde sağladığı etkinliğini bundan sonra şahıslara bağımlı tutmaktan ziyade, kalıcı sistemler yapılandırarak işini şansa bırakmak istememektedir. Zira İslam'ın yeniden hakim olacağından müthiş derecede korkmakta ve onu engellemek için her üsluba başvurmaktadır.

Beşer mahsulü, Amerikan patentli, sömürgeci Batı destekli ve gayrı İslami olan bütün bu sistemler, Müslümanları asla kalkındıramayacağı gibi, Allah'ın izni ile nihayetinde yıkılmaya da mahkûmdur. Bunun içindir ki her Müslüman'a düşen asli vazife, beşeri nizamların farklı biçimleri arasında tercih yapmak değil, ilahi bir nizam olan Hilafet'i yeniden ikame etmek için çalışmaktır. Bu uğurda çalışmak, yalnızca Türkiye'deki Müslümanları değil, yeryüzünün tüm Müslümanlarını kurtaracak yegâne çözümdür.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ 

Yoksa onlar Câhiliye yönetiminin (İslam dışı) mi peşindeler? Oysa kesin iman sahibi bir toplum için yönetimi Allah'tan (İslami yönetimden) daha güzel kim vardır? [Maide 50]

 

 

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.