“Kudüs “İsrail’e” Başkent Değil! Mezar Olacaktır!”
Sömürgeci kâfir ABD’nin küstah ve hadsiz Başkanı Trump Çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıdığı hezeyanında bulundu. Bizim nazarımızda yok hükmünde olan bu safsatanın sinyalleri ise birkaç gün önceden verilmişti. Bu açıklamadan sonra Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti, “Kudüs “İsrail’e” Başkent Değil! Mezar Olacaktır!” başlığı altında 14 şehirde 15 ayrı merkezde binlerce kişinin katılımıyla basın açıklamaları düzenledi. Perşembe akşamı İstanbul’da ABD Konsolosluğu önünde ve Bursa şehir merkezinde yapılan basın açıklamalarını, Cuma günü Ankara, Adana, Diyarbakır, Diyarbakır/Ergani, Bitlis/Tatvan, Van, Mersin, Hatay, Konya, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa düzenlenen açıklamalar takip etti. Cuma akşamı ise Yalova ve Aydın’da basın açıklamaları düzenlenecektir.
Tüm dünya da olduğu gibi Türkiye’de de Ümmet olma bilinci ile hareket eden Müslümanlar, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıktı. Küstah Amerikan Başkanı Trump’ın: “Kudüs'ü resmen “İsrail”in başkenti olarak tanımanın zamanı gelmiştir” açıklamasına, Türkiye halkı da: “artık Raşidi Hilafeti ilan etmenin zamanı gelmiştir” diyerek karşılık verdi. Basın açıklamaları boyunca Müslümanlar tekbirler getirerek Hilafet sloganları attı.
Yapılan açıklamalarda şu hususlar vurgulandı: “Ey Müslümanlar! Sizler de biliyorsunuz ki Kudüs, İsra ve Mirac topraklarıdır. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesidir. Kudüs bize Allah Rasulü’nün emanetidir. Bundan dolayı Kudüs asla Yahudi varlığının başkenti olmayacaktır. Tekrar tekrar ifade ediyoruz ki Kudüs; olsa olsa ancak onlara mezar olacaktır.”
Yine Amerika’nın bu küstah girişimi üzerine aciz ve korkak bir şekilde kınama yarışına giren İslam ümmetinin başındaki yöneticilere ise şöyle seslenildi: “Ey Müslümanlar! İsra ve Miraç topraklarını gasp eden mücrim Yahudi varlığına “Orta Doğu’da ihtiyacımız var” diyen ve her fırsatta gasıp Yahudi varlığı ile sıcak ilişkiler kurmaya çalışan yöneticiler, bu aciz halleriyle Kudüs’e sahip çıkabilirler mi? Yapılan kınama açıklamaları, İslam’ın ve Müslümanların düşmanı Amerikan Başkanı Trump’ı ve Yahudi varlığını ne kadar caydırabilir? Bunların en fazla yaptıkları şey “şiddetle kınamak” değil midir? Yemekli toplantılar yapmaktan öte hiçbir etkisi ve yetkisi olmayan İslam İşbirliği Teşkilatı, Yahudi varlığına ya da Amerika’ya karşı ne yapabilir? Söyler misiniz İsra ve Miraç topraklarını bunlar mı savunacak? Mescidi Aksa’yı bunlar mı kurtaracaktır?”
Meselenin çözüme ilişkin ise: “Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın kurtuluşu ancak, Kudüs işgal altında iken bize gülmek haram olsun diyen Selahaddinler gibi komutanlarla mümkündür. Kudüs’ü fethettiğinde şehre deve ile değil de güzel bir at üzerinde girmesi istenildiğinde “Eğer biz İslam’dan başka izzet ararsak Allah bizi zelil eder” diyen Hz. Ömer gibi Raşid Halifelerle mümkündür. Yüklü miktarda paralar karşılığında Filistin’den toprak vermesini isteyen Yahudilere karşı, “Ben size bir karış dahi toprak satmam, zira o beldeler bizim değil İslam Ümmetinindir” diyen Abdülhamit gibi basiretli yöneticilerle mümkündür. Velhasıl Kudüs sözlerle değil ordularla kurtulur.” denildi.
Açıklama: “Ey Rabbimiz! Bizlere yeniden Raşidi Hilafeti nasip et. Kâfirlerden değil sadece Allah’tan korkan Halifeler nasip et. Sözlerle değil, ordularla cevap veren yöneticiler nasip et. Kudüs Yahudi işgali altındayken uykuyu ve gülmeyi kendine haram kılan komutanlar nasip et. Kudüs’te tek bir gasıp Yahudi kalmayıncaya kadar kışlalarına dönmeyecek ordular nasip et. Kudüs’te 55 yıl nöbet tutan Hasan Onbaşı gibi askerler nasip et! Rabbimiz Müslümanların saflarını birleştir. Sözlerini birleştir, amellerini birleştir, kalplerini birleştir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden ikame etmek için hedeflerini birleştir.” dualarıyla sona erdi.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!