LPG ve Doğalgaza Yapılan Zam
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Sayın Mahmut Kar gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. - TBMM AÇILDI YENİ YASAMA DÖNEMİNDE NELER VAR? - LPG VE DOĞALGAZA YAPILAN ZAM - ERDOĞAN VE PUTİN’İN SOÇİ GÖRÜŞMESİ - CAMİİLER VE “DİN GÖREVLİLERİ” HAFTASI
Haftalık Değerlendirme Toplantısı
TBMM AÇILDI YENİ YASAMA DÖNEMİNDE NELER VAR?
Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantımıza hepiniz hoşgeldiniz. Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak biz mutad olarak her hafta sizlerin karşısına çıkıyoruz. Özelde Türkiye genelde ise tüm dünyada Müslümanların ve tüm insanlığın yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını buradan dile getiriyoruz. Özellikle halkı Müslüman olan ülke yöneticilerinin halka karşı görev ve sorumluluklarını onlara hatırlatıyor ve yanlışlarını, korkmadan, çekinmeden ve hiçbir hesap gütmeden yüzlerine söylüyoruz. Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan ve en önemlisi hukuki açıdan bunca sorun ve sıkıntısı varken TBMM 18 Temmuz tarihinden beri tatildeydi biliyorsunuz. Tam 75 gün tatilde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi geçtiğimiz cuma günü yeni yasama dönemine başladı. Peki TBMM’nin bu yeni yasama döneminde Türkiye halkının maslahatını, menfeatini gözeterek gündeme getireceği neler var? Siyasi partiler yasasında yapılacak değişiklikler var, seçim yasasında ve seçim barajında yapılacak değişiklikler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda meclisten geçirileceğini söylediği Paris İklim anlaşması var. Bunlarla birlikte 4. Yargı paketi ve yeni anayasanın meclis gündemine getirileceği konuşuluyor. Kıymetli Müslümanlar! Bütün bu gündemlerin vatandaşa, halka yansıyan herhangi bir tarafı var mı Allah aşkına. Siyasi partiler yasasında ve seçim barajında yapılacak değişikliğin kime yararı, kime faydası var? Sizi kandıran, size yalan söyleyen, seçim dönemlerinde meydanlarda size bol bol vaatlerde bulunup iktidara gelince bunları unutan parti başkanlarına, siyasilere faydası var size değil... İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çektiğini söyleyen Ak Parti, 6284 sayılı kanunu meclis gündemine getireceğini söyledi mi? Yok!
Vatandaşı vampir gibi emen tefecilerin sömürüsünü meşrulaştıran Bankacılık kanununda bir değişiklik yapılacak mı? Büyük ihalelerde milyar dolarlar ile sözleşme imzalayan kapitalist şirketlerin sömürü çarkını bozacak bir kanun değişikliği yapılacak mı? İşçi ve esnaftan alınan onlarca kalem haksız ve hukuksuz vergi kanununda bir değişiklik yapılacak mı?Hayır! Bunların hiçbirisi yapılmayacak. O halde bu meclis nasıl halkı temsil ettiğini söylüyor? Bu meclis nasıl halkın meclisi oluyor değerli Müslümanlar! Kuruluşunun üzerinden neredeyse 100 yıl geçti. Dile kolay bir asır... Tam bir asırdır bu meclisin size, vatandaşa, halka hiçbir hayrı dokunmamış. Vekalet verdiğiniz milletvekilleri, halkın refah seviyesini yükseltecek, ahlaki ve insani erdemleri yüceltecek hiçbir adım atmadılar. Yaptıkları yasa ve kanunlar ile hep kendi refah seviyelerini yükselttiler, hep sermaye sınıfı ve kapitalistlerin refah seviyesini yükselttiler. Çıkardıkları kanunlar ile huzur ve güveni inşa etmek bir yana dursun, toplumda ahlaksızlık, fuhşiyat ve kötülüklerin önünü açtılar.
Kumar, içki, faiz, zina ve uyuşturucu gibi bütün kötülük ve pislikleri serbest bıraktılar. Ve bütün bu yaptıklarının karşılığında bir de yüklü maaş aldılar. İhalelere fesat karıştırarak pirim aldılar, rüşvet aldılar. Sizin verdiğiniz vergilerden bunu aldılar, sizin cebinizden paranızı çaldılar adeta... Halkın hakkını ve hukukunu savunmak yerine vekilliğin kendilerine tanıdığı kanunsuz yetkiyi kullanarak akrabalarını iş güç sahibi yaptılar. İşte varlık sebebi bunlarla sınırlı olan meclisin yeni yasama döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan eskileri aratmayan bir konuşma yaptı. Konuşmasında yeni anayasadan Kürt sorunu tartışmalarına, Azerbaycan’dan Kıbrıs’a, Merkez Bankası rezervinden ekonomik büyümeye birçok konuyu gündeme getirdi. Allah aşkına ülke siyasi kaos ve eknomik kriz içinde debelenirken ne anayasası, kimin anayasası? 2010’da yeni diye referanduma sunduğunuz anayasa ne çabuk eskidi? Evet çığlıkları atanlar, yetmez ama evet diyerek sürecin parçası olanlar neden bunu Cumhurbaşkanı’na sormuyorlar? Merak ediyorum doğrusu... 2017’de uçuşa geçeceğiz vaatleriyle Referandumdan geçirdiğiniz Başkanlık Sistemi ne çabuk eskidi? Ekonomik krizlerle boğuşanlar bunu iktidara neden sormazlar? Hem Meclis Başkanı Şentop’un hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kahraman diyerek dünyaya örnek gösterdikleri meclis bugüne kadar hangi konuda dünyaya öncü ve örnek oldu söyler misiniz? Küresel güçlerin her dediğine onay veren, uluslararası her anlaşmayı kabul eden, batılı devletlerin ağzına bakarak hareket eden bir meclis nasıl kahraman olur, nasıl dünyaya örnek olur? Türkiye Büyük Millet Meclisi idealist bir meclismiş. Bu ifadeden ne anlamalıyız bi zahmet açıklar mısınız? Neymiş idealleriniz; daha fazla demokrasi üretmek mi, devleti daha laik bir zemine oturtmak mı? Kapitalizme daha fazla hizmet etmek mi? Yoksa Batı ile daha fazla iş birliği, Amerika ile daha sıkı müttefiklik mi? Yapmayın beyler, etmeyin ağalar! Yıllardır ekonomik krizler, siyasi kamplaşmalar ile boğduğunuz bu halka, ümmetin evlatlarına laik demokratik anayasaları yeni diye pazarlamayın! Onların umutlarını, hayallerini, beklentilerini yeni hiçbir özelliği olmayan köhnemiş kanunlar ile tüketmeyin! Sizi darbelerden kurtaran, zora düştüğünüzde çekip çıkaran, bütün sıkıntılara rağmen sabırla, tahammülle size arka çıkan bu halka yalan söylemeyin! Hiç olmazsa onları kendi haline bırakın, bu halk bir çıkar yol bulur, bir faydanız yok gölge etmeyin bari!
LPG VE DOĞALGAZA YAPILAN ZAM
TBMM’nin yeni yasama dönemi açıldı dedik. Aynı gün, meclisin açıldığı 1 Ekim Cuma günü hem LPG’ye 71 kuruş hem de sanayi bazlı doğalgaza %15 zam yapıldı. Maalesef zamların ardı arkası kesilmiyor ve kesilecek gibi de görünmüyor. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en fazla LPG sistemi ile çalışan aracın bulunduğu ülke konumunda. Peki, neden böyle? LPG ile çalışan araçlar daha yüksek performanslı olduğu için mi? Hayır! LPG benzin ve motorine göre daha ucuz olduğu için! Tabi düne kadar böyleydi artık böyle değil... Bu nedenle ülke genelinde neredeyse dar gelirli tüm aileler LPG’li araç kullanıyor. Dolayısıyla bu zamlardan en fazla dar gelirli vatandaşlarımız etkilenecek. Öyle ya motor gücü yüksek, yakıt tüketimi daha fazla olan lüks makam araçlarına binen devlet erkânı LPG zammından etkilenmeyecek.
Çünkü tok açın halinden anlamaz. Kıymetli Müslümanlar! Biraz önce de belirttiğim gibi sadece LPG’ye değil aynı şekilde doğalgaza da zam geldi. Ancak bunlar ne diyorlar? Evlerde kullanılan doğalgaza değil sanayide kullanılan doğalgaza zam geldi diyorlar. Hatta neredeyse bundan dolayı vatandaşın sevinmesini bekliyorlar. Sanki bize büyük bir lutüf ve ihsanda bulunmuşlar… Oysa ne olAcak bu zam bir şekilde bize de yansıyacak. Bize elektirik zammı olarak yansıyacak. Nasıl mı, bakın anlatayım; Türkiye elektrik üretiminin büyük bir bölümünü doğalgaz ile sağlıyor. Dört tarafı denizlerle çevrili, her bölgesi göller, nehirler ve ırmaklar dolu Türkiye gidiyor Rusya’dan fahiş fiyatla ihtiyaç fazlası doğalgaz ithal ediyor. Sonra bu doğalgazı depolayıp elektirik üretiminde kullanıyor ve yüksel maliyetli bu elektiriği halka satıyor. Yani doğalgaza yapılan %15 zam çok yakın bir zamanda elektrik fiyatlarına yansıyacak ve hemen hemen her ürünün üretim maliyeti artacak. Zaten hayat pahalılığı ile mücadele eden ve açlık sınırında bir yaşam süren halkımızın üzerindeki yük daha da ağırlaşacak. Bakın, aylık 88 bin lira maaş alan ve Emine Hanım’dan başka bakmakla yükümlü olduğu kimsesi bulunmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan market fiyatlarının gayet uygun olduğunu söylüyor değil mi? Öyle ya 88 bin lira maaş olan birisi böyle düşünebilir. Ancak 88 bin lira değil, 2.825 lira 90 kuruş alan bir asgari ücretli için market fiyatları uygun değil, siz söyleyin uygun mu Allah aşkına? Marketten çeşit çeşit meyve, mantı, gevrek, kuruyemiş, şalgam ve meyve suyu, çikolatalar, bisküviler kurabiye, gofret ve cips alan Cumhurbaşkanı’nın yaptığı alışveriş tamı tamına 1002 TL tutmuş. Dikkat edin edin hiçbir temel gıda yok, buna rağmen Erdoğan ailesinin toplam alışverişi asgari ücretle geçinen bir ailenin maaşının %35’ine tekabul ediyor. Bu aile bir alışverişte maaşın 3’te birini harcasa ayın geriye kalanında ne yiyecek. Kirayı nereden verecek, faturaları nasıl ödeyecek. Çocukların okul masraflarını nasıl karşılayacak? Vallahi yöneticiler bir vadide, halk başka bir vadide, ne diyeyim, haya etmiyorsanız dilediğinizi yapın! Başka da bir şey demiyorum.
ERDOĞAN VE PUTİN’İN SOÇİ GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, 1,5 yıl aranın ardından geçen hafta Rusya'nın Soçi şehrinde bir araya geldiler. Toplantı sonrası herhangi bir basın açıklaması yapılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmenin çok verimli geçtiğini Putin ise “çok yararlı ve önemli” olduğunu söylediler. Lakin Rusya açısından neyin yararlı, Türkiye açısından neyin verimli olduğu kamuoyuna açıklanmadı. Çünkü görüşme Putin ve Erdoğan arasında baş başa gerçekleşti. Hani “kapalı kapılar ardında görüştüler” denir ya işte öyle bir görüşme oldu. Görüşme gizli tutulmaya çalışılsa da ana konunun Suriye meselesi olduğu herkes tarafından biliniyordu. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan New York’ta iken bunun sinyallerini verdi, çünkü Rusya Suriye’deki bombardımanlarını fazlasıyla artırdı. Özellikle Ağustos ve Eylül ayında 200’ün üzerinde saldırı gerçekleştirdi. Hatta Rusya Türk birliklerinin olduğu bölgeleri de bombalayarak Türkiye’yi tehdit eden bir tavır sergiledi. Adeta Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne zaman geleceksin der gibi bunu yaptı...
Kıymetli Müslümanlar! Rusya’nın Suriye’de batağa saplandığı, yaptığı harcamalar nedeniyle ekonomisinin her geçen gün daha da kötüye gittiği bir sır değil. Rusya Suriye’den bir an önce çıkmak istiyor, ama sürecin hakimi olan Amerika buna izin vermediği için bir türlü çıkamıyor. Yani Rusya, Suriye’den ya rezil ve eli boş bir şekilde çıkacak ya da Amerika’nın siyasi planı tamamlana kadar çaresizce beklemeye devam edecek. İşte bu durum Rusya’yı öfkelendirdiği için İdlib’e hava saldırıları düzenleyerek hem Amerika’ya hem de Suriye’de Amerikan çözümü için çalışan Türkiye’ye mesaj veriyor. Türkiye ise Rusya’nın bu öfkesini yumuşatmak için taviz üzerine taviz veriyor. Bakınız, 2015 yılında Rus jetinin düşürülmesinden bugüne 70 aylık sürede Erdoğan ve Putin tam 26 kez görüşme yaptılar. Bu da şu demek oluyor; ortalama her 2,5 ayda bir Putin ve Erdoğan görüşme yapmışlar. Bu zaman zarfında Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı projesi anlaşması Rusya ile imzalandı. Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alındı. Astana görüşmeleri ve Soçi Mutabakatı’na rağmen Rusya, Suriye’de yüzlerce bombardıman gerçekleştirdi. Bu saldırılarda binlerce sivil ve hatta onlarca Türk askeri hayatını kaybetti. Türkiye bu saldırılara bir kez olsun karşılık vermedi. Rusya aynı zamanda Suriye’de Türkiye’nin kırmızı çizgi olarak gördüğü PKK-YPG güçleri ile de birlikte çalıştı, açlışmaya devam ediyor, hatta örgütlere Moskova’da ofis açtı. Bütün bunlara rağmen Türkiye, Suriye meselesini Rusya ile birlikte çözmenin dışında alternatifin olmadığını söylüyor. Çünkü ABD böyle istiyor. Kıymetli Müslümanlar, Sayın Basın Mensupları! Mevcut tablo Türkiye’nin Suriye meselesinde nasıl bir siyasi oyunun içinde olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye’nin ABD’ye bağımlı dış siyasetinin faturası özelde Suriye halkına genelde ise tüm Müslümanlara kesildi. Bununla birlikte Suriye’de Rusya ile partner olarak çalışması, siyasi ve ekonomik anlaşmalarda Rusya’ya tavizler vermesine sebep oldu. Bu süreçte hem S-400’lerin alımı hemde enerji anlaşmaları ile Rusya’ya milyar dolarlar ödedi ve ödemeye devam ediyor. Dolayısıyla ABD’nin sinsi planına teşne olan Türkiye, Rusya ile ortaklığının faturasını ağır ödüyor, bu faturayı ise Türkiye halkının sırtına yüklüyor. Fatura o kadar ağır ki yapılan görüşmeler, kararı alınan ve imzalanan anlaşmalar kamuoyuna açıklanamıyor.
CAMİİLER VE “DİN GÖREVLİLERİ” HAFTASI
1-7 Ekim tarihleri arası Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde Camiler ve Din Görevlileri haftası olarak anılıp kutlanıyor. Biz de toplantımızda bu konuyu gündemimize alma gereği duyduk. Zira camiler bizimdir, camiller Müslümanlarındır, oralar Allah’ın mescitleridir. Camii İslam’ı temsil eder, minarelerinden günde beş vakit ezan sesi yükselir. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi; Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli Dolayısıyla din yani İslam ve Camii bu toplumun perçini ve vazgemeyeceği en önemli 2 şeydir. Canını bu iki şey için feda eder ve bu iki şeye sahip çıkar. ''Din görevlileri'' ya da “din adamları” terimine gelince bu İslam’a ait bir kavram değildir. Zira İslam’da “din adamı” diye bir sınıf yoktur. Din işleri ile devlet işleri birbirinden ayrılmaz. Her Müslüman dininin görevlisidir, dininden mükelleftir. Dolayısıyla “din görevlisi” ya da “din adamı” yerine dinine sahip çıkan adam, malıyla bu dine yardım eden adam, canıyla din uğrunda şehit olan adam, namusunu koruduğu gibi bu dini koruyan müslüman, imam, öncü böyle denilmesi daha doğrudur. Kıymetli Müslümanlar! Zengini, fakiri, yaşlıyı, genci, kadını, erkeği bu dine rağm eden tek bir saik vardır. O da islam akidesidir. Her Müslüman bu akide ile hayata bakar, her şeyini bu akide, bu esas üzerine inşa eder. Bu akide ile öğrenir ve öğretir. Evet dini mükellefiyet her Müslümanın üzerindedir. Ancak İslam ümmeti, dönem İslam’ı anlatan imamlara, davette öncülere, alimlere, kanaat önderlerine ihtiyaç duymuştur. Hele hele günümüzde bu ihtiyaç daha da barizdir.
Bu sebeple bugün, kürsü ve mimberlerden hakkın ve hakikatin mübelliği olan, İslam’ın davetini taşımada öncü olan imamlar daha çok olmalıdır. Bu vesileyle buradan imamlara ve alimlere sesleniyor ve diyoruz ki; Ey değerli öncüler, Ey kıymetli imamlar, Ey faziletli alimler! Türkiye’de yaşayan Müslümanlar ve tüm İslam ümmeti, sizlerin söyleyeceği hak bir söze hasret ve aç. İslam’ın ikamesi için sarf edeceğiniz sözler ve harcayacağınız kıymetli zaman, onları da harekete geçirecek. Siz Rasulullah’ın adımlarını takip edin ki Müslümanlar da sizin adımlarınızı takip etsinler ve sesleneceğiniz tarafa gelsinler. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in “uğrunda canımı veririm” dediği o kutlu yolu, sünneti seniyeyi anlatmanızı bekliyorlar. Dinin ikamesi için hayatını adayan Asr-ı Saadetin güllerini, küfürle mücadelelerini, İslam Devleti’nin ikamesi yolundaki şevk ve arzularını anlatmanızı bekliyorlar. Ey imamlar, ey öncüler! Kürsü ve minberlerden cihadı, Din-i Mübin-i İslamı izzetli kılacak Hilafeti anlatın! Müslümanlara izzetli ve o şaşalı günleri yeniden hatırlatacak, onları tek olan Allah’a kulluğun zirvesine taşıyacak kelime-i tevhidi anlatın. ''La ilahe İllallah'' kelime-i tayyibesini, eğip bükmeden mimberlerden ve kürsülerden bu topluma öğretin. Anlatın ki insanlık, yeryüzünün hakiminin yanlız Allah olduğunu bilsin. Anlatın ki hakimiyetin yanlız Allah’a ait olunduğu bilinsin. Anlatın ki kurtuluşunun “La ilahe İllallah Mühammedün Rasulullah’a sarılmakta olduğu idrak edilsin. Anlatın ki Rasulullah’a hakaret edenlerin elleri kırılsın, ahirete kalmadna bu dünyada hesapları sorulsun! Ey İmamlar, Ey öncüler! Demokrasiyi değil, İslam’ı ve onu hayata hakim kılmayı anlatın! Dindarlığı değil, dine sahip çıkmayı anlatın, Dini siyasete alet edenleri değil, dinin ''siyaset'' olduğunu anlatın! Ömer’i anlatın, anlatın ki ümmetin derdi ile dertlenen gerçek yönetici kimmiş bilinsin! Ebubekir’i anlatın, anlatın ki Allah’ın tek bir hükmünü çiğneyenlerine nasıl yürünürmüş görülsün! Tarihin şanlı zaferlerine imza atmış olan komutanları ve sultanları anlatın, anlatın ki izzet, güç ve kuvvet nerede bilinsin! Anlatın anlatın ki geçmişiyle övünen bu ümmet silkinsin ve yeniden ayağı kalksın! 100 yıldır çiğnenen, izzetimizi, değerlerimizi ve en önemlisi dinimizin hükümlerini yerden kaldırsın. Anlatın anlatın ki Allah’ın vaadi ve Rasulullah’ın müjdesi gerçek olsun. Allah Subhanehu ve Teala Şöyle Buyurdu: “Allah sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerindne öncekileri yeryüzünde halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerinin (İslam’ı) yeryüzünde hakim kılacağını, geçirdikleri bu korkularını güvene çevireceğini vaat etti...” (Nur-55)
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
05 EKİM 2021
#hizbuttahrir#hizbuttahrir türkiye#islam#müslüman#hilafet#haftalık değerlendirme toplantısı#tbmm#yeni yasama dönemi#tbmm açıldı#mustafa şentop#anayasa#yeni anayasa#doğalgaz#lpg#zam#lpg ve doğalgaza zam#fahiş fiyatlar#enflasyon#dolar#faiz#erdoğan#putin#soçi#suriye#kafir#rusya#türkiye#camii#camiler#diyanet#diyanet işleri başka
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!