Memnun Edilmesi Gereken İslam Düşmanı Trump Değil, Mazlum Müslümanlardır!
Hangi bahane ve gerekçe altında olursa olsun başta Amerika olmak üzere kâfirlerin Müslümanlar üzerinde otorite kurmaları asla caiz değildir. Dolayısıyla Amerika’nın yaptığı işgallere meşruiyet katan tüm yöneticileri şiddetle kınıyor, bu günahlarından derhal dönmelerini ve Amerika yerine mazlumların memnuniyetine önem vermelerini istiyoruz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 Mayıs 2017 tarihinde çok kısa süreli de olsa ABD Başkanı Trump ile ilk defa yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinin öncesinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ön görüşmeler için geçen hafta Washington'da idiler. Bu heyet sözde PYD/YPG’nin terör örgütü kabul edilmesi ve Gülen’in iade edilmesi talebini muhataplarına iletecekti. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan daha ABD’ye gitmeden önce Trump, YPG’ye silah yardımını onayladı. Böylece Erdoğan’ın kırk değişik şekilde dile getirdiği: “Siz bizimle mi berabersiniz yoksa bu terör örgütü PYD ve YPG'yle mi berabersiniz?” sorusunun cevabı da artık net olarak verilmiş oldu!
Trump’ın PYD/YPG/PKK’ye silah verilmesini onaylaması üzerine kamuoyu, haklı olarak Erdoğan’ın bu ziyaretini iptal etmesini bekledi. Ancak Erdoğan: “Endişelerimizi Trump'a bizzat ileteceğim”, “Yapacağımız görüşme virgül mesafesinde değil, nokta mesafesinde olacaktır” diyerek Türkiye kamuoyundaki beklentiyi yükseltmeyi başardı. Fakat her zamanki gibi sonuç öyle olmadı! Görüşmenin sonunda bir muhabirin Erdoğan’a: “Nokta mı, virgül mü koyuldu, nasıl değerlendiriyorsunuz, hangi aşamaya gelindi” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan: “nokta koyarsak olmaz” diyerek cevap verdi. Diğer taraftan Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyaretini değerlendiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, YPG'ye karşı angajman kuralları uygularız mesajını ABD’ye ilettiklerini ve ABD’den “YPG'ye verilen silahlar bize karşı kullanılmayacak” sözünü aldıklarını söyledi.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikan ziyareti ve saptırıcı medyanın oluşturduğu algı hakkında aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
1- Türkiye, Suriye meselesindeki omurgasız dış siyasetinde sözde Esed karşıtlığından, Esedli geçişe destek vermeye, ılımlı silahlı guruplara şartlı sponsorluktan gruplar arasında fitne arabuluculuğuna kadar her türlü kirli siyasete imza attı. Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriye mazlumlarına değil de Esed’e kalkan olmayı başardı. Cenevre’de elde edilemeyen sonuçlardan sonra muhalif gurupların yönünü Astana’ya çevirerek anlaşmalara zorladı. En son da “çatışmasızlık bölgeleri” kararına imza atarak Esed rejimine kalkan oldu. Türkiye bunların tamamını yörüngesinde bulunduğu Amerika’nın çıkarları için yaptı.
2- Amerika, “terörle savaş” adı altında koalisyon güçlerini, Rusya ve bölge devletlerini Suriye’ye çekerek, aynı zamanda etnik ve mezhepsel çatışmayı körükleyerek muhlis Suriye devrimini yok etmek istemektedir. Dolayısıyla zalim Esed rejiminin ömrünü uzatarak istediği siyasi çözümü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bunun için tüm işbirlikçi devlet ve örgütleri kullanmaktadır. ABD’nin bu planına ister devlet, isterse örgüt veya grup bazında olsun kim teşne olursa, İslam ümmeti nezdinde alnına hainlik damgası vurulacaktır.
3- Türkiye’nin, ABD’den “Rakka operasyonunda TSK’yı kullan” talebi, Amerika’nın Müslümanlarla savaşına meşruiyet kattığı gibi aynı zamanda Türkiye halkını da küçük düşürmektedir. Zira ne zamandan beri Müslüman Türk askeri Amerika’nın piyadesi olmuştur!
4- Verilen tepkilerden anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’ya yaptığı bu ziyarette görüşülen konular ne Suriye meselesi, ne PYD/YPG’ye silah verilmesi ne de Gülen’in iadesi meselesi değildir. Zira tüm bu meseleler önceden ABD’ye giden heyetler ile görüşülmüş konulardır. Medya tarafından kasıtlı olarak abartılan bu ziyaret, efendilerine meftun olmuş ve onların rızasını almayı büyük bir onur sayan yöneticilerin, sadakatlerini göstererek koltuklarını sağlamlaştırdıkları ziyaretler mesabesindedir!
5- Hangi bahane ve gerekçe altında olursa olsun başta Amerika olmak üzere kâfirlerin Müslümanlar üzerinde otorite kurmaları asla caiz değildir. Dolayısıyla Amerika’nın yaptığı işgallere meşruiyet katan tüm yöneticileri şiddetle kınıyor, bu günahlarından derhal dönmelerini ve Amerika yerine mazlumların memnuniyetine önem vermelerini istiyoruz!
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti olarak; Müslüman halkımızı, Batı ile işbirliği yapan yöneticilere ve algı operasyonları icra eden medyanın saptırıcı oyunlarına karşı uyarıyoruz. Aldanan ve aldatan yöneticilere güvenmeyin! “Nokta koymaya gidiyoruz” deyip “nokta koyarsak olmaz” diyen yöneticilere aldanmayın! Öyleyse hem Amerika ve avenelerini ortadan kaldıracak, hem de İslam’ı bir hidayet meşalesi olarak âleme taşıyacak olan Raşid-i Hilafet Devletini kurmak için gece gündüz çalışanlarla beraber sizlerde çalışın!
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ
“O gün Allah'ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 6-7]
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!