NATO'nun Libya'yı İşgali Amerika Büyükelçiliği Önünde Protesto Edildi

FAALİYETLER

NATO'nun Libya'yı İşgali Amerika Büyükelçiliği Önünde Protesto Edildi

Amerikan Büyükelçiliği önünde düzenlenen basın açıklamasında, NATO'nun Libya'ya gerçekleştirdiği saldırı, binlerce Müslümanın katılımıyla protesto edildi.

Basın Açıklamasında "Ne Kaddafi'nin Zulmü, Ne Batı'nın Küfrü", "NATO'nun Libya'da Ne İşi Var (R.T. Erdoğan)", "B.O.P'a Karşı Hilafet", "AKP+CHP+MHP, NATO Emrine Amade", "Afganistan, Irak, Libya, Ya Sonra ?", İşgalciye Tezkere, Eş Başkan'dan Hediye", "Ne Kaddafi, Ne NATO, Tüm Zalimlere Veto" ve "Küfür Tek Millettir" pankartları açıldı.

KöklüDeğişim Dergisinden Muhammed Hanefi Yağmur'un ilk konuşmayı yaptığı Basın Açıklamamız, daha sonra vahdethaber.com editörü Bülent Uğur Koca'nın yaptığı konuşma ile devam etti. Daha sonra ise Medarik Yayınları adına M. Emin Akın bir dua yaptı.

KONUŞMA METNİ:

Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in مَنْ أصْبَحَ وَلمْ يَهْتَمّ بِأمْرِ الْمًسْلِمِينَ فَلَيْسَ  مِنَّا "Kim Müslümanların işlerini, dertlerini önemsemeksizin sabahlarsa bizden değildir." hadisine icabet ederek; yine Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in, الْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا وَشَبَّكَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ "(parmaklarını birbirine kenetleyerek) Müminler birbirlerine kenetlenmiş bir binanın tuğlaları gibidirler." (Buhari) hadisi ve diğer şer'î nasslar gereğince hareket ederek burada toplanmış bulunuyoruz.

Kelimelerin duygularımızı ifade etmede kifayetsiz kaldığı bugünde, sömürgeci Haçlı Ordular tarafından bombalanan Libya'da ve diğer İslâm beldelerinde direnen kardeşlerimize destek olmak, İslâm Ümmeti'nin diğer milletlerden ayrı ve tek bir ümmet olduğunu göstermek için, bu basın açıklamasını yapıyoruz. Rabbim, burada bulunan bu topluluğu, O'nun ipine sımsıkı sarılan ve böylece kurtulacak olan topluluklardan eylesin... Hepiniz hoş geldiniz. Rabbim buraya gelirken sarf ettiğiniz tüm emekler adına, atmış olduğunuz her adım başına sizleri ecriyle mükâfatlandırsın İnşaAllah.

Kardeşlerim; yine aynı senaryo, yine aynı kirli tezgâh! Yine "sizi kurtaracağız" bahanesiyle başlatılan kanlı bir operasyon! Yine bombalanan bir İslâm beldesi ve yine katledilen Müslümanlar! Müslümanlara kan kusturan ise, ABD liderliğindeki yine aynı sömürgeci güçler; BM ve NATO adı altında birleşen şer odakları ve onları destekleyen işbirlikçi yöneticiler!

Müslümanların mahremine yapılmış olan bu melun Libya saldırısı ile alakalı olarak, şüphesiz ki söylenecek çok şey var. Libya'daki vahim tablo, 42 yıllık Kaddafi iktidarının bugünlerinde, akıl almayacak zulümlerin işlendiği, sayısı on binleri bulan katliamların yapıldığı bir duruma gelmiştir.

Fakat hem zaman hem de mekânın dayattığı şartlar sebebiyle biz burada duygu ve düşüncelerimizi sizlere kısa maddeler halinde şu şekilde sıralamak istiyoruz:

1- Şu anda Haçlı zihniyetiyle sömürgeci kâfirler tarafından bombalanmakta olan Libya, M. 647 yılında Ukbe b Nafi komutasındaki İslâm ordusu tarafından fethedilmiş ve 1911 yılında İtalyanlar tarafından işgal edilinceye kadar da İslâm hâkimiyeti altında kalmış bir İslâm beldesidir. Bu nedenle Gazze'den, Keşmir'den, İstanbul'dan, Medine'den ve diğer herhangi bir İslam beldesinden farklı değildir. Unutulmamalıdır ki, tüm İslâm topraklarında yaşanan her türlü mesele, bütün Müslümanların meselesidir ve özellikle sömürgeci kâfirlerin buralarda yaşanan olaylar hakkında söz söyleme ya da çözüm koyma hakları yoktur.

2- İslâm âlemi, bu operasyondan önce de, "zulüm gören insanlara insanî yardım edeceğiz" bahanesiyle BM ve NATO adına gerçekleştirilen, ancak hiçbir zaman bölge halklarının kurtuluşuna, huzuruna ve refahına sebep olmayan, aksine daha da kötü esarete düşmesine sebep olan daha nice olaylara sahne olmuştur. Daha dün Irak'ta yaşananlar halen hafızalarımızdaki yerini korurken, bu şer güçleri Afganistan'da şu anda bile aynı cinayetleri işlemektedir. O yüzden kimse bu operasyonun Libya halkına huzur getireceğini söyleyemez. Afganistan'a ve Irak'a demokrasi getireceğiz diyerek, "kurtaracaklarını" iddia eden Amerika ve koalisyon güçleri, milyonlarca Müslüman kardeşimizi katlederek, kadınlarımızın ırzına el uzatarak, camileri ve mescitleri yıkarak, tüm kutsal değerlerimizi çiğnemişlerdir? Zulümde Kaddafi'den daha beter olan Saddam, Irak işgali sonrası mumla aranmamış mıdır? Sömürgeci kâfir Batı'nın demokrasi yalanına Müslümanlar aldanmamalı ve İslam'dan başka bir nizam asla kabul etmemelidirler! Rabbimiz bakın ne buyuruyor:

وَاِذَا قيلَ لَهُمْ لا تُفْسِدُوا فِى الاَرْضِ قَالُوا اِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ اَلا اِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلٰـكِنْ لا يَشْعُرُونَ

"Onlara yeryüzünde bozgunculuk yapmayın denildiğinde, biz sadece ıslah edicileriz derler. Onlar gerçekten bozguncular değiller mi? Fakat bunun farkında değillerdir" (Bakara: 11-12)

3- Küfürde ittifak etmiş koalisyon güçleri; Fransa, İngiltere ve Amerika'nın, Libya'ya karşı başlattığı ve daha sonra BM ve NATO güçlerine devretmeye çalıştıkları kanlı "Odesa Şafağı Operasyonu"nun, İslâmî açıdan hiçbir meşru zemini bulunmamaktadır. Allah katında kâfirler tarafından hiçbir Müslüman'ın kanının akıtılması veya İslâmî bir beldenin bombalanması asla meşru değildir.

4- BM ve NATO'nun Halepçe'de soykırıma karşı neden sesi çıkmamıştır? Bugün halen insansız uçaklarıyla Afganistan ve Pakistan'da yüzlerce Müslüman sivili katledenler, bu şer ittifakı değil midir? Şu anda dahi Gasıp Yahudi varlığı Filistin'de çocukları katlederken, neden aynı meşru gerekçeler neden oluşmamıştır? Avrupa'nın gözü önünde, Bosna'da topluca yapılan katliamlara niçin en son aşamada müdahale edilmiş ve Srebrenitsa'da BM güçleri neden Müslümanları zalim Sırplara teslim ederek katledilmelerini beklemişlerdir? NATO'nun kuruluş amacında, "düşman" olarak vasıfladığı Rusya'nın, Çeçenistan'da yaptığı katliamlara neden tepkisiz kalınmış ve neden meşru müdahale hakkı kullanılmamıştır? Bu işgalci sömürgeci güçler, neden aynı hassasiyeti Keşmir'de ve Bangladeş'te göstermemişler ve göstermiyorlar?

5- Libya'daki kanlı iç savaşın, Batı'nın askeri müdahalesine araç kılınması gerçekten bir trajedidir. Arap yöneticilerinin, daha doğrusu İslam beldelerindeki tüm yöneticilerin, Kaddafi'ye karşı Libyalılara yardım etmeyip, NATO ve BM safında yer alarak askeri müdahaleye katılımda bulunmaları, ayrı bir trajedidir. Oysa onların yapmaları gereken şey, Libya Tağutu'nun belini kırmak ve batılı devletlerin Müslümanların topraklarına girmelerini engellemek için ordularını harekete geçirmek suretiyle Libya'lılara yardım etmektir. Kışlalarında besledikleri ordularını katliamlar bittikten sonra oralara göndermek ancak ve ancak sömürgeci devletlerin planlarına katkıda bulunmak anlamına gelir.

Kanlı katliamlarda bulunan Kaddafi'ye karşı, Libya halkına yardım etmeyen ve onları bu zalimden kurtarmayan yöneticiler, maalesef Libya halkı için insanlık adına(!) 1973 sayılı BM kararının ardından, Batılı devletlerin askerî olarak da Libya'ya girmeleri için gerekli ortamı oluşturma suçuna iştirak etmişlerdir.

Ey Müslümanlar! Bu ümmetin musibeti, yöneticileridir. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler yalanlarıyla, fitneleriyle kendilerini kandıran saptırıcılara inanarak, bu zalim yöneticilere karşı sessiz kalarak bu belalara adeta davetiye çıkartanlardır. Bu sessizliğin sonunda ise, şu anda İslam dünyasındaki yöneticilerin yaptıkları zulümler ortaya çıkmıştır.

Suriye'de babasının izinden giderek Dera Kenti'nde göstericilerin üzerine ateş açan ve yüzlerce, hatta binlerce Müslümanı katleden Beşar Esad gibi katil yöneticiler ortaya çıkmıştır. Yemen'de 32 yıldır iktidarda olan Ali Abdullah Salih de, yüzlerce Müslümanın katledilmesi için elinden geleni ardına koymamıştır. Müslümanların yaşadıkları tüm bölgelerdeki yöneticilerin zulmü sayfalara sığmayacak kadar çoktur.

Bir de bunların yanında bu zulümlere karşı olduğunu söyleyip hemen yanındaki zalimin elini tutup onu engellemeyen, tam tersine ona destek olduğunu söyleyenler vardır.

Bu zulümler sadece, zalimleri ve avanelerini sorumlu tutmaz. Bu zulümleri engellemek adına hareket etmeyen tüm Müslümanları da sorumlu kılar. Bakın Rabbimiz bu konu hakkında bizleri nasıl uyarıyor:

وَاتَّقُوا فِتْنَةً لا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

"Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır." (Enfal 25) Yani, zalim zulmünden dolayı, mazlum ise zulme karşı sükût ettiği için azaba uğrar. Ebu Bekir es-Sıddık RadiyAllahu Anh, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'den şöyle işittiğini söylüyor:

إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوْا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمْ اللَّهُ بِعِقَابٍ مِنْهُ

"İnsanlar zalimi gördüklerinde elinden tutup engel olmazlarsa neredeyse Allah'ın azabı onların hepsini kuşatıverir." (Ahmed b. Hanbel)

Ancak ne yazık ki günümüz İslâm Ümmetinin yöneticileri gücü ve kuvveti, İman ettikleri İslam'ın yerine, Allah'a, Rasulü'ne, dinine ve Müslümanlara düşmanlık eden sömürgeci kâfirlerin yanında aramaktadırlar. Ne kadar da kötü düşünüyorlar! Rabbimizin şu ayetlerine kulak verseler ya:

يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا لا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لا يَاْلُونَكُمْ خَبَالا وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ اَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفى صُدُورُهُمْ اَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الاٰيَاتِ اِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ

"Ey müminler! Din kardeşlerinizden başkasını (kâfir ve münafıkları) dost edinmeyin: Onlar size fenalık yapmakta, fesat çıkarmakta kusur etmezler ve sıkıntıya girmenizi arzu ederler. Onların size karşı olan kin ve düşmanlıkları ağızlarından meydana dökülmüştür. Kalplerinde gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Onların düşmanlıklarına dair ayetleri açıkladık, eğer düşünür ve anlarsanız..." (Âl-i İmrân 118)

وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه وَلِلْمُؤْمِنينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِقينَ لا يَعْلَمُونَ

"Hâlbuki kuvvet ve üstünlük Allah'ın, Rasûlünün ve müminlerindir; fakat münafıklar bilmezler." (Münafikûn 8)

Ümmet, batılı sömürgecilerin kanlı işgalleri ve zalim rejimlerin baskısı sonucu, uzun yıllar korku sınırının önünde inleyip durmuştur. Temennimiz, Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'de ve şimdi de Suriye'de gündeme gelen izzeti arayış eylemlerinin ümmetin uyanışına vesile olmasıdır.

Ümmet, bugünlerde her zamankinden daha çok birliğe, dayanışmaya ve kardeş olduğunu hatırlamaya mecburdur. Kudüs'ün işgal altında olduğu ve Mescid-i Aksa'nın her gün adım adım yıkılmaya ve karanlık bir meçhule doğru gittiği bir zamanda, Müslümanlar adına iktidarlara gelenlerin; yüreklerinde zerre kadar iman ve tarih şuuru varsa, bu tehlikeli gidişin bir gün bizim de kapımızı çalacağının farkında olarak, İslam'a dayanarak ve Müslümanları kardeş bilerek hareket edip, uluslararası politikalar üretmeleri, omuzlarında kendilerine güven duymuş olan geniş halk kitlelerinin ve tarihimizin hakkıdır.

Bu ümmet izzetine mutlak sahiplenecek ve yeryüzündeki zalimlerin zulmünden kurtulacak ve iradesine vurulan prangaları Allah'ın izniyle yakın bir zamanda kıracaktır.

İslâm coğrafyasında Müslümanların yaşadığı sorunların kaynağı, Allah'ın indirdikleri ile hükmedecek olan bir otoritenin olmamasıdır. Tüm bu sorunların tek ve kesin çözümü ise, ancak İslam'dır. Bakın Rasulullah SallAlahu Aleyhi ve Sellem ne buyurmaktadır:

إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ

"İmam kalkandır, onun arkasında savaşır ve onunla korunursunuz." (Müslim)

Allah'ın izniyle, yakın bir zamanda bu şiddetli zulümlerin ardından kurtuluş gelecek ve karanlık geceleri, aydınlık gündüzler takip edecektir. Unutmayalım ki, gecenin en karanlık anı, şafağa en yakın andır. İslâm, zalimleri şiddetle sarsacak ve İslâm düşmanları hiç hesap etmedikleri bir yerden yakalanacaklardır.

وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لا يَعْلَمُونَ

Allah, emrinde galiptir, (iradesi geri çevrilemez) fakat insanların çoğu bunu bilmezler. (Yusuf 21)

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ

"Zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini görecekler." (Şuara 227)

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.