NATO'ya ve Kararlarına Bağlı  Kalmak Şeran Haramdır!

BASIN AÇIKLAMALARI

NATO'ya ve Kararlarına Bağlı Kalmak Şeran Haramdır!

Türkiye'de Ekim ayı ortalarından beri tartışılan bu konuda her şey sanki Türkiye'nin vereceği karara endekslenmiş gibi garip bir hava oluşturuldu.

19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Portekiz'in Başkenti Lizbon'da meşum bir NATO toplantısı daha gerçekleşti. Gerçekte varlık sebebini yitirdiği halde sömürgeci kâfir ABD tarafından ayakta tutulmaya çalışılan NATO'nun bu toplantısında "NATO'nun gelecek 10-15 yılına yön verecek yeni stratejik konsept" ya da "yeni görev tanımı" adı altında, en çok öne çıkan ve tartışılan konu, sömürgeci kâfir ABD'nin projesi olup NATO projesi olarak sunulan ve radar sistemlerinin Türkiye'ye yerleştirilmesinin planlandığı "Füze Kalkanı" meselesiydi.

Türkiye'de Ekim ayı ortalarından beri tartışılan bu konuda her şey sanki Türkiye'nin vereceği karara endekslenmiş gibi garip bir hava oluşturuldu. Zira Türkiye'nin hokkabaz yöneticileri tarafından "bir takım çekincelerin" olduğu ve bu projenin "şartlı olarak onaylanabileceği" dillendirilmişti. Toplantı sonrasında ise "Türkiye'nin şartları kabul edildi", "Türkiye istediğini aldı" şeklindeki haber başlıkları eşliğinde sanki bir "zafer" kazanılmış gibi "güçlü devletlere isteklerini kabul ettirebilen" bir Türkiye imajı oluşturuldu. "Diplomatik zafer" addedilen konu ise füze kalkanı meselesinde "hedef ülke" belirtilmemesidir. Gerçekte ise bunun anlamı ileride herhangi bir ülkede gerçekleşebilecek rejim değişikliği sonrasında balistik füze geliştirilmesi durumunda tehdit algılamasının değişebileceğidir. Sömürgeci kâfir Batı'nın kâbusu haline gelen bu tehdit, İslami beldelerden birinde veya bir bölgesinde yeniden Hilafet'in kurulmasıdır ki; Fransa, kâfir Batı'nın bu korkusunu Lizbon Toplantısı'nda "hedef" olarak "Ortadoğu"nun belirlenmesini talep ederek açığa çıkarmıştır. Öyleyse "hedef"in belirtilmemiş olması "özrü kabahatinden büyük" bir cürümdür.

 

Ey Türkiye'deki Müslümanlar!

Türkiye yöneticileri hokkabaz maharetiyle sömürgeci kâfir ABD yararına sundukları hizmeti bir başarı gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki İslam'ı tehdit olarak algılayan, ABD'nin çıkarlarını korumakta kullandığı maşası NATO'ya bağlı kalmak caiz olmadığı gibi NATO bünyesinde alınan kararlara ve bu kararları uygulamaya koymak için koşuşturan hain yöneticilere uymak, sömürgeci kâfir ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da ve Yemen'de halen işlediği gibi gelecekte işleyeceği cürümlerine de ortak olmaktır, haramdır.  O halde sömürgeci kâfirler ve yerli hizmetkârlarının tasallutundan kurtulmak için Müslümanların koruyucu kalkanı olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet'i kurmak üzere Hizb-ut Tahrir'e desteğinizi artırın.

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ 

"Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir, muktedirdir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler![Yûsuf 21]

 

 

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.