HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Okullardaki Kemalist Uygulamalar

Mahmut Kar "Cehalet Zincirlerinden Kurtulamamış Laik Kemalist Zihniyet Kalkmış İslam'ın Şiarlarını Aşağılıyor, Çocukları Kemalizme Secde Ettiriyor"

 


OKULLARDAKİ KEMALİST UYGULAMALAR
Geçtiğimiz hafta Gündem Değerlendirme Toplantımızda, Cumhuriyet kutlamaları ile ilgili hem laik Kemalist taifeye hem de statikocu Müslümanlara söyleyeceklerimizi söylemiştik. Cumhuriyet’in fazilet olmadığını, aksine Hilafet’in kaldırılmasıyla Müslümanların durumunda hızlı bir gerilemenin yaşandığını anlatmıştık. Cumhuriyet kutlamaları kapsamında okullarda yapılan törenler ile ilgili bazı görüntüler medya ve sosyal medyada yayınlandı görmüşsünüzdür. Biz koca koca adamların Cumhuriyet kutlamalarına şahit olduk olmasına da çocuklar neyin nesi? Bu görüntüler, tablonun vahametini çok daha fazlasıyla gözler önüne seriyor.


Henüz ilk okul çocukları, körpecik bedenler Mustafa Kemal’in resmi ve büstü karşısında secdeye kapanıyorlar. Peki, bunu çocuklar gerçekten isteyerek, severek, ne olduğunu bilerek ve inanarak mı yapıyorlar? Hayır! Kendini çağdaş zanneden, kafası cahiliye döneminde kalmış, gerici kemalist zihniyete sahip sözüm ona eğitimciler bunu çocuklara yaptırıyor. Secde etmek te nedir Allah aşkına, resmen putperestlik... Çocuklara okullarda putperstliği mi öğretiyorlar. Buna veliler nasıl izin verebilir? Yetmedi densiz bir bayan öğretmen çıkıyor, sınıfta türban ve tesettür düşmanlığı yapıyor. Açılıp saçılmanın iyi bir şey, örtünmenin ise kötü olduğunu gösteriyor. 


Peki kime? Daha 6-7 yaşındaki ilkokul çocuklarına, sanki birifing veriyor. Neymiş, tesettürlü öğretmenin sadece elleri ve yüzü gözüküyormuş bu sebeple güzel değilmiş. Ama kısa etekli, çantalı, foter şapkalı açık saçık öğretmen güzelmiş, “modern” kadınmış. Daha önce de buna benzer benzer birçok video yayınlandı. Balıkesir’de şehir meydanında yapılan resmi törenlerde çarşaflı kadın, zincire bağlanmış gösterildi. Güya zincirler çözüldü, zincirlerden kurtulan açık saçık modern bir kadın ortaya çıktı. Cumhuriyet dedikleri, çağdaşlık dedikleri bu işte. Cehalet zincirlerinden kurtulamamış laik Kemalist zihniyet, kalkmış İslam’ın şiarlarını aşağılıyor, çocukları Kemalizme secde ettiriyor. Tertemiz dimağların laik, seküler düşünceler ile kirletip zehirliyor. 


Biz bütün bu yaşanalar kaşısında şok olduk ve gerçekten üzüldük. Üzüldük çünkü, zihinleri İslam’ın tertemiz fikirleriyle dolması gereken çocuklara İslam dini kötü gösteriliyor. Üzüldük çünkü, 14 asır önce İslam’ın kaldırdığı cahiliye adetleri, putları kutsama ritüelleri yeniden çocuklar üzerinden canlandırılıyor. Kemalizm çocukları kullanıyor, kendi bağnaz düşüncesini yaymak için onları istismar ediyor. Evet üzüldük ama şaşırmadık. Çümkü laikler istedikleri gibi at koşturuyorlar, Kemalistler ne tür etkinlik yapmak isterlerse rahatça yapabiliyorlar. İslam’ın değerlerine saldırmak isteyen dilediği gibi saldırıyor. Ne engelleyen var ne sesini çıkaran ne de uyaran… Engellemiyorlar, çünkü engellemeye gücü yetenler yarın 10 Kasım’da koro halinde Anıtkabir’e ziyarete gidecekler. Taziye ve şükranlarını sunacaklar. Sanki hala yaşıyormuş gibi onunla konuşacaklar, bıraktığın emanete sahip çıkıyoruz, izini takip ediyoruz diyecekler, şükran ve minnetlerini sunacaklar. Cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesine taşımak için var gücümüzle çalışacağız diye de ona söz verecekler. Ne acı değil mi, hem medeniyet diyorlar hem de eski kavimlerin, müşrik toplumların gerici, çağ dışı, bağnaz ve cahilce işlerini taklit ediyorlar. Çocuklar için, gençlik için gelecek için ürettikleri, ortaya koydukları elle tutulur bir şey var mı? 100 yıla yakındır Cumhuriyet inkılaplarından besleniyorlar. Cumhuriyet’ten nemalanıyorlar. Çünkü bekalarını, zenginliklerini ona borçlular. Cumhuriyet devrimleriyle toplumu bozdular, nesilleri laik eğitim sistemiyle ifsad ettiler. O yüzden Cumhuriyeti, M. Kemal’i koruma altına alıyorlar, hiç kimseye eleştiri hakkı tanımıyorlar. 


İşte bu yüzden; siz siz olun bu Kemalizm’den ailenizi, ehlinizi ve özellikle de çocuklarınızı koruyun. İslam’ın ibadetleriyle alay edip, resim ve heykellerin önünde eğilenlerden, büstlere secde edenlerden çocuklarınızı koruyun. Müslümanların rüku ve secde edeceği rableri tektir. O da alemlerin Rabbi olan Allah’tır. Sizinde, çocuklarınızın da rabbi Allah’tır. Resim ve heykeller önünde eğilen, büstlere çocukları secde ettirenlerin de rabbi Allah’tır. Sizin önderiniz Allah’a kul ve Resul olmakla şereflenmiş Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’dir. Sizin Rehberiniz ise tüm zamanların en geçerli kılavuzu olan Kuran’dır.


Rabbinizin şu kavline icabet edin: نَارًا وَاَهْل۪يكُمْ اَنْفُسَكُمْ قُٓوا اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ اَيُّهَا يَٓا
‘‘Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.’’ (Tahrim 6)

 

Biz bu kapsamda kamuoyunda ciddi bir duyarlılık oluşsun, çocuklarımız Kemalist uygulamalardan korunsun diye bazı çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda makaleler yazıldı, kısa video filmler hazırlandı, inşaAllah bu toplantının hemen ardından saat 20.30 da twitter de bir kampanya başlatacağız. #ÇocuğunuKemalizmdenKoru diyeceğiz. Yine yarın akşam değişim TV’de yayınlanacak GÜNDEM ÖZEL Programında  bu meseleyi ele alıp konuşacağız. Biz çocuklarımızı seviyoruz, çocuklar bizim geleceğimiz, onları asla Kemalist uygulamalara mahkum etmeyeceğiz. Susmayacağız, çünkü biz susarsak zulüm yayılır, biz susarsak zalim kazanır! Sizde susmayın, çocuklarınıza, geleceğinize, dininize ve değerlerinize sahip çıkın! 


TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ KÜFÜRBAZ SİYASETÇİLER
Siyasetin gündemi bugünlerde ekonomi, sağlık, pandemi, efendim eğitim sistemindeki sorunlar falan değil... Siyasetin gündemi bugünlerde küfürbaz Milletvekilleri, küfürbaz yöneticiler... Partiler grup toplantılarında küfürbaz vekillerini savunuyorlar. Bizim vekil küfretti tamam ama sizin başkanın ağzı da çok temzi değil türünden açıklamalar yapıyorlar. Bazı partiler de küfürbaz vekilin provakasyona geldiğini söyleyip savcılardan vekil için değil vatandaş için soruşturma talep ediyorlar. 


Ne olmuştu; İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Meral Akşener’in Bingöl ziyareti sırasında şehit yakını olduğunu söyleyen bir vatandaşa sinkaflı küfretmişti. Olayın videosu sosyal medyaya düşünce farklı kesimlerden tepkiler yükseldi. Bunun üzerine Türkkan mecburiyetten bir video çekip özür diledi. Ailesine kürettiği vatandaştan mı? Yok efendim genel başkanı Meral Akşener’den... Niye; çünkü partisini, genel başkanını zor durumda bıraktı. Şimdi bütün cumhur ittifak İYİ Parti’ye yüklenecek. Peki vatandaştan kim özür dileyecek, vatandaşın hakkı, namusu, izzeti yok mu? Milletvekili vatandaşa küfretme hakkını, cesaretini kimden nereden alıyor? Dokunulmazlığı var efendim. Kimse dokunamaz. Vekil polislerin gözü önünde vatandaşa küfeder ama kimse dokunamaz! Ama bu ilk değil ki. Bu ülke vatandaşa söven, vatandaşı kandıran, yalan söyleyen, alaya alan, hakaret eden siyasetçilerle dolu. Bu ülke sırtından beslendiği vatandaşa söven müteahhitleri koruyan parti ve siyasetçiler tarafından yönetiliyor. 


Bu ülkede küfür eden babayiğit oluyor, küfür yiyen suçlu... Anlayacağınız bu ülkede siyasetin ahlakı yok? Nasıl olsun ki? Siyaset ranttan besleniyor, siyaset yalandan besleniyor, siyaset rüşvetten besleniyor. Siyaset ihanetten besleniyor, siyaset  tefecilikten, kayırmacılıktan, hırsızlıktan, dolandırıcılıktan besleniyor. Siyaset faizden, kumardan hatta ve hatta uyuşturucudan besleniyor. Bütün bunlar varken siyasetçiler nasıl ahlaklı olacak söyler misiniz? Elleri pisliğe bulaşmış siyasetçilerin dilleri nasıl temiz olacak söyler misiniz?


Buradan tüm siyasi partilere, milletvekillerine ve tüm yöneticilere soruyorum: Hanginiz geçmişinizle övünebilecek cesarete sahipsiniz? İçinizde ben temizim diyebilecek kaç kişi var acaba? İnsanlar, sizden çok da fazla bir şey beklemiyorlar. Kendileri gibi olmanızı bekliyorlar. Kendi yediklerinden yemenizi, kendileri ile oturup konuşmanızı, dertlerini dinlemenizi, sevinçlerine ortak olmanızı bekliyorlar. Am ne ala, siz halkın yanına inemiyorsunuz, öyle bir kirli balçığın içindesiniz ki bir türlü çıkamıyorsunuz. Çıktığınız oluyor bazen ama bu sefer de halkın yanına gittiğinizde etrafı balçık kokusu sarıyor. Lüks makam araçlarına binseniz de, fiyakalı, markalı takım elbiseler giysenizde o pis kokudan bir türlü kurtulamıyorsunuz. Çünkü siyaset yaptığınız zemin kirli. O ortamın pis kokusundan kurtulmanın yolu belli, Halkın yanına inmenin yolu belli. Kirli ellerinizi yıkayın, tövbe edip Allah’tan affınızı isteyin, halktan da özür dileyin. 


CAMİLERDE SAFLARI SIKLAŞTIRIN!
Dini, sahip oldukları mülkün hizmetinde kullanan siyasetçiler ve onlara çanak tutan alimler maalesef yöneticilerin cürümlerine ses çıkarmıyorlar. Hatırlarsanız Türkiye’de pandemi gerekçesiyle ilk kapatılan yerlerin başında camiler gelmişti. Vakit namazlarının camiilerde cemaatle kılınması yasaklandı, 70 gün boyunca Cuma namazlarının kılınmasına müsaade edilmedi. Halbuki şöyle İslam tarihine baktığımızda, hiçbir dönemde Müslümanlar Cuma farziyetinden geri durmadılar. Ne savaş, ne bulaşıcı hastalık, ne işgal ne  de başka bir şey buna engel olamadı. Camiler ile ilgili alınan bu karar ve uygulamalara şeri vecibe gereği itiraz etmesi gereken alimler, alınan bu kararı onaylayıp meşru hale getirdiler. Alimlerin sessizliği, yöneticilerin istismarcılığı, medyanın manipülasyonlarıyla uygulamaya konulan bu yasaklar Müslümanlar üzerinde de tesir oluşturdu. Müslümanlar da camilerin kapatılmasına, namazların saf düzeninde kılınmamasına tepkisiz kaldılar. Öyle ki oluşturulan algı olası tepkilerin önünü aldı. 


Pandemi yasakları her yerde kalktı, AVM ve stadlar tıklım tıklım, konserlerde iğne atsan yere düşmüyor ama camilerde Müslümanlar birbirine yaklaşamıyor. Fakat 1.5 yıldan fazla zaman geçti camilerde ki saflar arasına mesafe hala devam ediyor.  
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdular: "Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teâlâ'nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz." 
Yine şöyle buyuruyor: "Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir." 


Rasulullah’ın vucubiyet ifade eden bunun gibi onlarca hitabı görmezden geliniyor. Buradan yöneticilere ve özellikle de Diyanet İşleri Başkanı’na sormak istiyorum: Madem ekranlarda her gün halka korku atmosferi vererek büyüttüğünüz pandemi bu kadar tehlikeli,  o halde alışveriş merkezleri nasıl oluyor da hınca hınç dolu oluyor? Bu kadar tehlikeli bir virüs var ise parti kongre salonları, meydanlar  nasıl oluyor da lebalep dolup taşıyor? Gençliğin zehirlendiği belediye konserlerinde binlerce insanın burun buruna yığılması hangi tedbirle açıklanıyor? On binlerce insan, aynı statta saatlerce maç izleyebiliyor bir şey olmuyor, virüs yayılmıyor. Ama 5-10 dakikalık namazda Müslümanların saf tutması yasak, camilerde saf halinde namaz kılınamıyor? Neden virüs yayılıyormuş. Tüm kurumlarda pandemi yasakları kalkmışken neden camilerde hala bu uygulamalar devam ediyor? Allah’ın hükümlerine karşı sizi bu şekilde cüretkar kılan nedir Ey Yöneticiler! Allah’tan korkun ve 1.5 yıldır camilerde cemaatin arasına soktuğunuz bidat zulmünden vazgeçin. 


Siz; minberlerde hakkı haykırmakla mükellef olan imamlar, vaizler, müftüler bu çirkin uygulamaya daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Allah’ın hükmünü kulak ardı eden yöneticilerin bu zulmüne karşı hakkı haykırmayacak mısınız? İtiraz edecek cesaretiniz kalmadı mı?  Sahip olduğunuz ilim sadece cemaate nasihat ilmi mi, zulme, harama, bidate yol açanlara karşı mücadele ilmini tedris etmediniz mi? Evet bu sorumluluğun vebali yöneticilerde  olduğu kadar, onlara hakkı söylemeyen, karşı durmayan ilim ehlinin de üzerinedir. Yine bu uygulamalara ses çıkarmayan kim olursa olsun onunda sorumlu olduğu unutulmamalıdır. Kardeşlerim! Camide saf olmamızın önünde hiçbir engel yoktur, buradan çağrı yapıyoruz: “Safları sıklaştırın.” Saf tutmak, safları sıklaştırmak namaz ile ilgili şeri bir yükümlülüktür bunu hatırlatıyorum. Bizleri sosyal mesafeli saflara alıştırmaya, bu bidati aramızda kalıcı kılmaya çalışanlara sakın ama sakın müsaade etmeyip! İtiraz edin, şeri hükmü hatırlatın, namaz için safları sıklaştırmanın şer’i bir zaruret olduğunu Müslümanlara ve imamlara hatırlatın!


Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
09 KASIM 2021    

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.