Topraklarımız Ancak Raşidi Hilafet ile Korunabilir!

BASIN AÇIKLAMALARI

Topraklarımız Ancak Raşidi Hilafet ile Korunabilir!

Sömürgeci kâfirler tarafından İslam beldeleri arasına çizilen sınırlar Allah'ın izniyle yakında kurulacak İkinci Raşidi Hilafet Devleti tarafından kaldırılacağı için mevcut yönetimin kendi imkanlarıyla bu mayınları temizlemesinde bir sakınca yoktur.

Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşma uyarınca 2014'e kadar mayınlı arazilerini temizleme zorunluluğuna binaen 510 kilometrelik ve 350 metre genişliğindeki Türkiye-Suriye sınır hattında toprağa gömülü 615 bin mayının temizlenmesini, imha edilmesini ve bu şekilde elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması işlemlerine ilişkin esas ve usulleri düzenleyen yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulunda 04 Haziran 2009 tarihinde kabul edilerek yasalaştı. Tasarıya göre mayından temizlenecek alanlar, bu faaliyeti yürüten şirkete bırakılacak ve mayın temizleme süresi 5 yılı, arazinin kullanım süresi ise 44 yılı geçemeyecek. Bu mayınlı araziler, 1959 yılından bu yana hiç dokunulmayıp herhangi bir kimyasalın kullanılmaması itibariyle dünyada revaçta olan organik tarıma elverişli olmasının yanı sıra yer altı zenginlikleri bakımından araştırmanın da yapılmadığı bakir topraklardır. Organik tarıma elverişliliği nedeniyle de mayınlardan temizlenmesinden sonra "İsrail" kuruluşuna verileceği ortaya atıldı.

Sömürgeci kâfirler tarafından İslam beldeleri arasına çizilen sınırlar Allah'ın izniyle yakında kurulacak İkinci Raşidi Hilafet Devleti tarafından kaldırılacağı için mevcut yönetimin kendi imkanlarıyla bu mayınları temizlemesinde bir sakınca yoktur. Ancak arazilerin kullanımına gelince durum değişmektedir. İslam'ın arazilerin işletilmesi konusuna bakışı Kapitalizmin bakış açısından tamamen farklıdır. İkinci Raşidi Hilafet, İslâm beldelerinde İslâmi iktisat politikasını takip edeceğinden tarımsal projelerde arazilere ilişkin şer'i hükümlere göre uygulama yapacak, buna göre tarımsal üretim projeleri devletin tasarrufu altında değil, fertlerin tasarrufu altında bir seyir takip edecektir. Çünkü İslâm'da tarımsal araziler ne kamu mülkiyetinden ne de devlet mülkiyetindendir. Ancak devlet, iş yapmaktan aciz olan çiftçilere parasal destek verecektir. Yer altı zenginlikleri bakımından yapılacak tespite göre de bu araziler devletin kontrolünde işletilecek ve gelirleri Müslümanlara dönecektir.

Kapitalist ideolojinin gıda krizini tetiklediği günümüzde toprakların bir bölümünün bitkisel yakıta ayrılması gibi politikalar yoluyla uluslararası sömürgeci kapitalist şirketler böylesi bakir topraklara göz dikmekte ve bu şirketlerin gıda ticareti, borsaya konu edilerek tekelleşme yoluyla da gıda fiyatlarının zirve yapmasına neden olunmaktadır. Bu nedenle İkinci Raşidi Hilafet tarımsal faaliyetlere ilişkin uygulayacağı İslami iktisat politikasıyla İslam Ümmeti aleyhine kafirleri güçlü kılacak ister bizatihi yabancı uluslararası kapitalist anonim şirketler üzerinden isterse yerli şirketler üzerinden arazilerin kullanılmasına meydan vermeyecektir.

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.