Yüz Değil Bin Yıllık Plan Yapsanız da Kudüs Bizimdir ve Bizim Kalacaktır!
Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak bu açıklamanın hemen ardından aynı gece harekete geçtik ve Türkiye’nin 15 ayrı şehrinde kitlesel basın açıklaması ve eylem çağrısı yaptık. İlk olarak 29 Ocak Çarşamba günü İstanbul’daki ABD Konsolosluğu önünde yoğun katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Arkasından 31 Ocak Cuma günü Ankara, Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Mersin, İzmir, Tatvan, Van ve Yalova’da Cuma namazı sonrasında Müslümanların iştiraki ile yürüyüş ve basın açılamaları gerçekleştirdik. Son olarak ise 02 Şubat Pazar günü Antalya, Aydın ve Şanlıurfa’da basın açıklamaları yaptık.
28 Ocak 2020 Salı akşamı ABD’nin küstah Başkanı Trump ile işgalci Yahudi varlığının lideri Netenyahu, Beyaz Saray’da kameraların karşısına geçip “Yüzyılın Antlaşması” dedikleri “Barış Planı’nı ilan ettiler. Küstah ve lakayt tavırlarla Filistin için kurdukları yeni komployu ve Müslümanları mukaddes beldeden nasıl tasfiye edeceklerini sözde barış planı olarak açıkladılar.
Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak bu açıklamanın hemen ardından aynı gece harekete geçtik ve Türkiye’nin 15 ayrı şehrinde kitlesel basın açıklaması ve eylem çağrısı yaptık. İlk olarak 29 Ocak Çarşamba günü İstanbul’daki ABD Konsolosluğu önünde yoğun katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Arkasından 31 Ocak Cuma günü Ankara, Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Mersin, İzmir, Tatvan, Van ve Yalova’da Cuma namazı sonrasında Müslümanların iştiraki ile yürüyüş ve basın açılamaları gerçekleştirdik. Son olarak ise 02 Şubat Pazar günü Antalya, Aydın ve Şanlıurfa’da basın açıklamaları yaptık.
Basın açıklamalarında “Yüzyılın Anlaşması” dedikleri komplo hakkında şu önemli mesajları verdik: “Bu necis ve ölümcül planın içeriğine bakıldığında Kudüs’ün bir bütün olarak Yahudi Varlığının başkenti olacağı, Filistin’e de devlet olabilmek için gerekli şartları yerine getirmek için 4 yıllık bir süre tanındığı geçmektedir. Bununla birlikte işgalci Yahudi varlığı Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimlerini istediği zaman işgal ederek genişletebilecek, buna karşın 6 milyonun üzerindeki Filistinli mültecinin, topraklarına dönüş hakkı olmayacak. Mukaddes beldenin dörtte üçü Yahudilere teslim edilecek ve kalan dörtte birinde ise hiçbir tesiri ve gücü olmayan güya bir Filistin Devletçiği kurulacak. Yani bu anlaşma baştan aşağı tüm maddeleri ile zillet dolu bir anlaşmadır!”
Müslümanların başındaki yöneticilere seslendik ve şöyle dedik: “Filistin’e yapılan saldırılar, kardeşlerinizin canlarına, mallarına, kutsallarınıza ve dininize yapılmış saldırılar değil midir? Kadınların çığlıkları, çocukların gözyaşları, annelerin feryatları ve şehitlerin kanları sizleri harekete geçirmek için yeterli değil mi? Kâfirlerin hayatı sevdiği kadar şahadeti seven askerlere, kışlalarda atıl bekleyen silahlara ve uçsuz bucaksız servetlere sahipken daha ne kadar bekleyeceksiniz? Amerika’nın ve Yahudi Varlığının bu küstah tavırlarından, bu pervasız açıklamalarından ve fitne dolu planlarından hiç mi rahatsız olmuyorsunuz?”
Filistin meselesinin gerçek çözümünün ne olduğunu ortaya koyduk: “Bir meselenin asli çözümü, onu ortaya çıkaran unsurların ortadan kaldırılması ile mümkündür. Filistin meselesinin asli çözümü ise Yahudi varlığını mübarek Aksa topraklarından söküp atmakla mümkündür. Bunun dışındaki tüm çözüm planları beyhudedir, asla kabul edilemez.”
Basın açıklamalarımıza katılan duyarlı tüm Müslümanlara teşekkür ediyor ve Allah razı olsun diyoruz. Filistin, Haçlılardan kurtarıldığı gibi Yahudiler ve destekçilerinden de kurtarılacaktır. Elbette ki yarın bekleyen için yakındır. Allah’ın izniyle bu mutlaka gerçekleşecektir. Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
“Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” [Sad 88]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
02.02.2020
PDF'i indirmek için tıklayınız
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!