Operasyonla ilgili Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Canip Yetişir şu talihsiz açıklamada bulunmuştur; "Hizb-ut Tahrir örgütüne yönelik 6 aylık teknik takip sonucu önceki gün operasyon kararı alındı.
Sömürgeci kâfirler tarafından İslam beldeleri arasına çizilen sınırlar Allah'ın izniyle yakında kurulacak İkinci Raşidi Hilafet Devleti tarafından kaldırılacağı için mevcut yönetimin kendi imkanlarıyla bu mayınları temizlemesinde
Hizb-ut Tahrir hakkında yazıp yayınladıkları yalan habere ilişkin görüşme talebini ve iletişim bilgilerini ilgili şahıslara iletmesi için derginin güvenlik elemanına bildirdi.
"Ey Pakistan'daki Müslümanlar! Silahlı kuvvetlerdeki evlatlarınız, Müslüman kardeşlerinizi bombardımana tutmak ve onları katletmekle emredilirlerken bu sessizliğinizi ne zamana kadar sürdüreceksiniz?
"Hizb-ut Tahrir ve İslâmî Ümmet, bu cürümleri emreden ve infaz eden mücrimleri asla unutmayacaklardır.
İslami Ümmetin başındaki bu sefil yöneticilerin, halkının problemlerini çözmek yerine efendilerinin maslahatları için koşuşturdukları bir kez daha gözler önüne serilmektedir.
Anlaşılan o ki; bu yalan haber de öncekiler gibi Hizb'i umutsuzca karalamak isteyen, Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubeleri'ndeki kaynaklarınıza dayanmaktadır.
Muhabirin Türkiye ve dünya gündemine dair sorularını yanıtlayan Yılmaz Çelik, tarihin çöplüğüne gömmek üzere Kapitalizme son darbeyi vuracak köklü çözümlerin İkinci Raşidi Hilafet'i kurmak için çalışan Hizb-ut Tahrir'de olduğunu
Yahudi varlığı “İsrail”, ne İslâm nazarında, ne de insaflı hukuk ölçüleri bazında meşru bir varlık değildir.
"Hizb-ut Tahrir / Afganistan, Hilâfet için çalışanları tutuklayıp onlara işkence yaparak Allah'ın dinine karşı cüret eden Güvenlik İdaresi'ni dizginlemesi, tutuklu şahısları derhal serbest bırakması, bunun sorumlularını muhasebe
Yazar, makalesine Ergenekon davasının 2. İddianamesine ilişkin bir yazı görüntüsü vermiş ama gerçekte Hizb-ut Tahrir'i hedef almıştır.
Ümmetin başına çöreklenen ve Müslümanlardanmış gibi görünen hain yöneticiler ise sömürgeci kafir efendilerinin çıkarları için memleketlerimizde şırça köşklerinde bekçilik yapmışlar.
Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Başbakan Erdoğan ile görüşmelerde bulunup, bu tiksindirici şahsiyetlere Obama döneminde icra edecekleri rollerini kavratarak, gasıp yahudi varlığına geçmek üzere Türkiye'den ayrıldı.
Umuyorlardı ki atılan bu iğrenç iftira, İslami Ümmetin samimi evlatları ile Müslüman Türkiye Halkı arasında bir duvar oluşturur.
Bu hainlerin dile getirdiği "Bağımsız Filistin Devleti" Müslümanlar nezdinde kulağa hoş gibi gelen ancak gerçekte gasıp Yahudi varlığının bekası için tasarlanan ihanet tuzaklarından bir tuzaktır.
İlişkileri tümden iptal etmek şöyle dursun, kamuoyundan Yahudi varlığı ile ilişkilerin askıya alınması yönünde gelen seslere Erdoğan "bekara karı boşamak kolay" sözü ile karşılık vererek bunun imkansızlığına işaret
O kadar kan döküldükten sonra, biraz daha vakit geçmesi gerekiyor, İsrail'in somut adımlar atması gerekiyor.
Amerikan yanlısı laik AKP ile başta ordu olmak üzere uzun yıllardır ülkeye hakim olan İngiliz yanlısı laik Kemalist kesim arasında büyük bir hesaplaşmanın yaşandığı artık bu son olaylarla birlikte iyice açığa çıktı.
Kafir ABD, bu meşum planını gönüllü hizmetkarı AKP çetesi eliyle, Müslüman askerlerimizi kullanarak gerçekleştirmek istemektedir.
İslam Ümmetinin başındaki hain liderlerin muvafakatiyle Gazze Şeridi'nde başlattığı menfur saldırıyla, Allah indinde kabenin taş taş üstünde kalmayarak yıkılmasından daha vahim olan Müslümanların pak kanını akıtma küstahlığına
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay'ın anayasa ihlali yaptığı yönündeki mahkeme kararını açıkladı.
Öyle ki midesini düşünmekten, kendisine bu şartları reva gören kapitalist nizamın çirkefliğini kaderiymiş gibi sineye çekmektedir.
"1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor,
Copyright © 1953 Tüm Hakları Saklıdır.
