HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Marmara Denizindeki Müsilaj sorunu

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Sayın Mahmut Kar gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. - Marmara denizinde oluşan müsilaj sorunu - Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervi

Haftalık Değerlendirme Toplantısı


MARMARA DENİZİNDEKİ MÜSİLAJ SORUNU


Bu hafta toplantımıza bir çevre sorunu ile başlayacağız. Biliyorsunuz son günlerde Marmara Denizinin derinliklerinde oluşan ve yüzeye kadar çıkarak kendini bize gösteren bir sorun var, müsilaj sorunu… Bugünlerde Türkiye’de bu soruna çözüm aranıyor. Bu sebeple biz de bu hafta gündem değerlendirmemizde bu konuyu ele aldık.  Her ne kadar medyaya bugün yansımış olsa da kamuoyu tarafından yeni konuşuluyor olsa da aslında denizlerimizin kirlilik sorunu eski bir sorun. Akademisyenler, araştırma kuruluşları ve uzmanlar aslında bu sorunu uzun zamandan beri gündemde tutuyorlar. Ama ne fayda! Tabiri caizse, denizin içinde biriktirdiği öfkeyi kusması gerekiyormuş ki, idareciler ve yöneticiler bu sorunu görebilsinler. Sahiller, körfezler deniz salyalarının istilasına uğramalıymış ki medya bu meseleye ışık tutsun! Ne çare ki, Marmara Denizi ölmüş, eskiye döndürmek mümkün mü, mümkün değil… Çünkü olan olmuş, hani her meselede ihanet, ihanet, ihanet diyorlar ya, işte Marmara Denizi’ne bu şekilde ihanet edilmiş. Bu konuda bakanlık ve diğer remi kurumlarda aslında onlarca rapor var ama o raporlar dikkate alınmamış ve sorunu çözmeye dönük adımlar atılmamış. Ne bugünkü belediyeler ne de önceki belediyeler ne bugünkü iktidar ne de eski iktidarlar… Hepsi aynı, hepsi çevreye, denize, doğaya ihanet etti.


Kıymetli Müslümanlar!
Bu müsilaj dediğimiz şey, hemen hemen tüm bitkiler ve mikro organizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir deniz salyasıdır. Denizde nasıl oluşuyor, nasıl ortaya çıkıyor ne peki? Denizler canlıların yaşamasına izin vermeyecek kadar kirli ve sıcak olunca o kiri besin olarak kullanan filanktonların parçalanmasıyla ortaya çıkıyor müsilaj. Denizde uygun ortamı yakaladığı anda da çoğalıp hızla yayılıyor. Uygun ortam ne peki? Denizdeki oksijenin azalması ve kirliliğin artması… Tek gerçek sebep; deniz kirliliğine bağlı olarak canlı türünün azalması ve yine kirli atıklar sebebiyle fosfor ve azot patlamasının yaşanması… Denizlerdeki yerel ısınmanın dış etkenler ile artması ve ısı dengesinin bozulması…  Müsilaj sorununun tek sebebi bu… İşte tüm bunların neticesinde hem denizin alt kısımlarında hem de deniz yüzeyinde ''salgı'' şeklinde bir katman oluşuyor. Haliyle bu durum deniz canlılarını üreme alanlarından mahrum bırakıyor, denizdeki oksijeni azaltarak ölümlerine de sebep oluyor. 


Değerli Müslümanlar!
Denizlerimizdeki kirliliğe sebep olan Müsilaj konusu bundan 4 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın gündeminde yer almıştı. Bakanlık, Denizlerde Kirlilik İzleme Programı kapsamında 2014-2016 yıllarını kapsayan kapsamlı bir rapor hazırlamıştı. Raporda denizlerde bölgesel olarak plankton patlamalarına, denizin renklenmesi ve musilaj olaylarına rastlanıyor denilmişti. Raporda açıkça ifade edilen bu ciddi sorun ne hikmetse problem olarak görülmemiş ve bugüne değin sorunun çözümüne dair somut bir adım da atılmamış. O günden bugüne, denizlerimizdeki kirliliği ve müsilajın yayılmasını önleyici hiçbir adım atılmadı. Şimdi Ulaştırma Bakanı çıkmış konuşuyor. Neymiş efendim, Kanal İstanbul yapılırsa Marmara Denizindeki müsilaj azalacakmış. Neymiş efendim Karadeniz’e dökülen nehir ve tatlı sular Kanal İstanbul ile Marmara Denizi’ne ulaşacakmış ve sorun çözülecekmiş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da şimdi çıkmış müsilaj için seferberlik başlatılacağını duyurmuş. Allah sizi ıslah etsin ne diyelim. 


Kapitalist şirketler daha çok kazansın diye onların fabrika atıklarının denize akmasına göz yumdunuz. Dört tarafı denizlerle çevrili, her tarafı akarsu ve nehirlerle dolu bu ülkede sırf rant için termik santralleri kurdurdunuz. Sonra da bu santralleri çalıştırmak için kullanılan soğuk deniz suyunun 35-40 derece olarak geri denize aktarılmasına göz yumdunuz. Siz kimyasal ürünlerin üretildiği sanayi bölgelerinden, gübre fabrikaları ve plastik fabrikalarından hiçbir arıtma yapılmadan kirli atıkların denize dökülmesini izlediniz. İller Bankası’nın Belediyelere su ve kanalizasyon altyapı projeleri için ayırdığı 11 milyar 775 milyon TL ödeneğin nerede kullanıldığını denetlemediniz. Siz denizleri korumak bir yana daha çok kirletmek için beton projelerine fon aktardınız. Son 15 yılda TOKİ projeleri kapsamında içme suyu ve alt yapı projeleri için 41,7 milyar TL Belediyelere fon aktarmışsınız. Sonuç; bütün bu beton yığınının kirli atığı sadece fiziksel arıtma yapılarak denize dökülüyor. 


Kıymetli Müslümanlar, Sayın Basın Mensupları!
Şimdi buradan güya çevreye ve doğaya duyarlılık gösterdiğini iddia eden yetkililere, yöneticilere sormak istiyorum. Yol yaptınız, köprü yaptınız, rezidans yaptınız, kule yaptınız, direk diktiniz… Peki ya bunca yıldır iktidardasınız, bunca yıldır belediyelerin başındasınız, kirli su derelerinin ve evsel atıkların denizlerimize karıştığı noktalarda kaç tane arıtma tesisi kurdunuz? Endüstriyel atıkların gelişigüzel denizlere akıtılmasına engel olacak hangi adımları attınız? Hangi yaptırımları hayata geçirdiniz? Pazarda, meydanda meyve sebze satan seyyar satıcının tezgahına el koyup emeğini heba eden siz, bütün kirli atıkları denize döken kaç fabrika kapattınız? Denizleri temizleyecek, plastik atıkları geri dönüşüme kazandıracak kaç büyük projeye imza attınız? Bunların hiçbiri sizin gündeminizde yoktu. Çünkü siz kirli para kanalı olan rantın tüm pisliklerini denizlerin derinliklerinde gizlediniz. Ama deniz sizin kirli yüzünüzü, tüm pisliği ile açığa çıkardı. Görüp utanasınız diye bu pislik sahillere, körfezlere kadar vurdu. Ama sizde utanacak yüz mü kaldı? Gösteriş olsun diye sadece deniz yüzeyindeki salyaları temizlemek için flamalı, afişli, bayraklı şölenli seferberlik başlattınız. Sırf yaz Turizmini kurtarmak için denizlerdeki müsilaj ile mücadele ediyorsunuz. Doğayı, ekini, canlıyı ve nesli korumak için değil, rantı ve menfaat çarkını sürdürmek için adım atıyorsunuz. Denizleri kirletenlerden hesap soramadınız, şimdi kirli denizleri temizlemek için milyon dolarlar harcayacak, bu işten de birilerini zengin edeceksiniz, bunu da biliyoruz. Sırf Medyada konu edildi diye, dünya sağlık örgütü tavsiye etti diye adım atıyorsunuz. Denizler bütün kirliliği ortaya saçarken siz Millet bahçeleri açarak çevreci olduğunuzu iddia ediyorsunuz. 


Ey yöneticiler!
Dünya çevre günü gibi göstermelik günlerin hatırına doğa, çevre, deniz ve ormanlar hatırlanmaz. Allah Subhanehu ve Teala’nın emanet ettiği çevreyi, doğayı, nesli korumak sizin asli göreviniz olmalı… İnsanı İslam ile buluşturmak, ona Allah’ın nurunu aşılamak, hakkı ve hakikati hatırlatmak ve Allah ile bağını kurmasına vesile olmak nasıl ki asli görevimiz ise ağacı, suyu ve bizimle birlikte nefes alıp veren, kendisinden istifade ettiğimiz, tüm varlıkların devamlılığını sağlamak ta bizim görevimiz olmalı. Rabbimizin bize emanet olarak bıraktığı nimetlere karşı nankörce davranan bir zihniyet bizi, Müslümanı temsil etmemektedir. 


Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmaktadır: 
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذ۪يقَهُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
“İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rum-41)


Yeryüzünde insana bile değer vermeyen, yeryüzünü imar etmek bir yana, beldeleri harap eden, gıda ürünlerinin genetiğini değiştirerek tahrip eden, merhametten yoksun batılı kapitalistlerin sempozyumlarda, konferans salonlarındaki nutukları sizleri sakın aldatmasın. Onların ''çevremizi koruyalım'', ''doğaya sahip çıkalım'' söylemleri hümanist boş sloganlardır. Çünkü hayata menfaat ve çıkar penceresinden bakan kapitalistler kendi çıkarlarına olmayan hiçbir şeye yatırımlar yapmazlar. Çünkü biz biliyoruz ki batılı kapitalist zihniyet yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcarlar.


Bundan Ötürü Kıymetli Müslümanlar!
Rabbimiz Hud Suresi 61. ayette bizden ''yeryüzünü imar etmemizi'' istiyor! Takvayı kuşanarak yer yüzünü ıslah ve fesadı ortadan kaldırma vazifesi ile donatılan insan, Yeryüzünün en şerefli varlığı, Halife-i Ruy-i Zemindir. O halde bu asli görevi Raşid-i Hilafet Devleti'nin çatısı altında icra etme işi bizim görevimizdir. Bunun için Raşidi Hilafetin ikamesi elzemdir.  İşte böylece, Raşidi Hilafet ile ölüm döşeğinde iken bile ağaç dikmeyi arzulayan, canlılara merhamet etmeyi sorumluluk bilen imanlı ve takvalı bir nesil ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla çevre kirliliği gibi tüm konularda başta ümmetini önceleyen, sonra tüm insanlığa hidayet ve nurun kaynağı olacak olan Hilafet Devleti için her Müslümanın çalışması lazım. Herkesin elinden gelen gayreti sarf etmesi bugün için en önemli en hayatî görevdir. Müslümanların en öncelikli vazifesi, zihinlerini Kapitalist ve Sosyalist çözümlerin işgalinden kurtarıp İslam akidesinden kaynaklanan çözümlere dönmek ve bu uğurda çalışmak olmalı… İşte o zaman Raşidi Hilafet kurulur, işte o zaman insanlık bu kapitalist düzenden kurtulur, işte o zaman çevre doğa ve tüm dünya ferah bulur.  Rabbimiz bize o hayırlı günleri göstersin inşallah...


KARADENİZ’DE BULUNAN YENİ DOĞALGAZ REZERVİ
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir müjde ile karşımıza çıktı ve Fatih sondaj gemisinin Sakarya gaz sahasındaki Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal gaz keşfi yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanı “Petrol yok diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık.” Dedi. 


Kıymetli Müslümanlar! 
Daha önce verilen müjdelerin de halkımıza hayırlı olmasını temenni etmiştik. Ancak keşfedilen bu doğalgaz rezervlerinin halka indirim olarak yansıyıp yansımayacağının takipçisi olacağımızı belirtmiştik. Aynı şey yeni müjdeler için de geçerli. Bu yeni keşifler halkımıza hayırlı olsun. İnşallah sefalet içinde yaşayan insanımızın sırtındaki ağır yük yapılacak indirimler ile bir nebze olsun hafifler. Bu hayal dünyasından gerçeğe döndüğümüzde şunlarla karşılaşıyoruz. Evet toplamda 540 Milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfedildi. Evet Türkiye’nin 10 yıllık ihtiyacını karşılayacak ciddi bir miktar. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğalgaz fiyatını baz alırsak bu rezerv 102 milyar dolar değerinde olduğu söyleniyor. Türkiye’nin gazı pahalıya aldığını ihanete varan anlaşmalar yapıldığını da daha önce söylemiştik bu nedenle bu konuya tekrar değinmeyeceğiz. Ben daha acı bir tablodan bahsedeceğim.


Türkiye 100 milyar dolarlık doğalgaz keşfi yaptı. Peki Türkiye’nin yıllık faize ödediği paranın ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Son 18 yılda yani Ak Parti iktidarı döneminde faize ödenen para 510 milyar dolar. Yıllık 28,3 milyar dolar! Dikkat edin lütfen ortada ana para ödemesi yok. Bunlar sadece ana paranın faiz ödemeleri! Keşif yaparak 10 yılda 100 milyar dolar kar ettik diyorsunuz ama diğer taraftan faiz lobisine 10 yılda 283 milyar dolar faiz ödüyorsunuz. Bu mu sizin müjde anlayışınız! Kokuşmuşluk, rüşvet, ihalelere fesat karıştırma, adama kayırma, ayrımcılık, talan devletin her kademesini sarmışken ne müjdesinden bahsediyorsunuz?


Sayın Erdoğan!
İnanın bu müjdelerinize insanlar artık sevinmiyor. Sevinmiyor çünkü kendisine hiçbir faydasının olmayacağını çok iyi biliyor. Bu yeni doğalgaz keşiflerine iktidarın desteğini hiç esirgemediği enerji şirketleri çok sevinecek. Zira onlar servetlerine servet katacaklarını bildiklerinden şimdiden ellerini ovuşturuyorlar. Peş peşe açıklanan müjdeli haberler iktidarın içinde bulunduğu bataklığı perdeleyemez. Şimdi size bu bataklıktan nasıl kurtulacağınızı söylemek istiyorum. Öncelikle halkın cebinden alarak yaptığınız şu faiz ödemelerini bir durdurun! Faiz haramdır! Faiz Allah ve Rasulü’ne savaş açmaktır! Allah ve Rasulü’ne savaş açanlar kaybetmeye mahkumdur! Tekrar ediyorum, tövbe edin ve faiz ödemelerini yapmayacağınızı borçların sadece ana paralarını ödeyeceğinizi söyleyin. Bunu yaptığınızda Türkiye’nin yıllık doğalgaza ödediği paranın iki katı tasarruf etmiş olacaksınız. Bunu yapın ki halkımız faiz ödemesi yerine bedava doğalgaz kullanabilsin.


Ayrıca devletteki talanı durdurun! Rüşvetçileri ve ihaleye fesat karıştıranları devletin içinden, partilerden her nerede ise oradan temizleyin.  Bakın nasıl ciddi miktarlarda tasarruf sağlanıyor. Kurumlardaki lüks düşkünlüğüne bir son verin. Her konuda liyakat arayın! Bunları yapın çünkü Türkiye’nin doğalgaz keşfinden önce temizlenmeye, arınmaya ihtiyacı var.  Türkiye’nin bu temizliği yapacak bir partisi var mı derseniz yok. Dibine kadar pisliğe bulaşmış Ak Parti bunu yapabilir mi? Hayır! Geçmişi hep talan, dolan ve yolsuzlukla anılan muhalefet bunu yapabilir mi? Hayır! Çünkü iktidarı da muhalefeti de talancı ve sömürgeciler ile kol kola hareket etmektedir. Bu söylediklerimizi yapacak tek güç tek otorite kurulacak olan Raşidi Hilafet Devletidir. Allah’ın izniyle bu devlet kurulduğunda yer ve gök tüm nimetlerini bu devletin üzerine yağdıracaktır. Kuşkusuz bu Allah için hiç de zor değildir Kıymetli Müslümanlar!


Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu
08 Haziran 2021

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.