Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi çok can yakıcı bir azâb ile cezâlandırır
Türkiye'yi yöneten hain AKP yöneticilerinden gelen aşağılık açıklamalar ve tavırlar daha vahim olmuştur.
Türkiye'yi yöneten hain AKP yöneticilerinden gelen aşağılık açıklamalar ve tavırlar daha vahim olmuştur.
Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir ve ameli de İslami fikirlerini temel alan siyasettir.
Ancak bu ziyaret sırasında sömürgeci kafir ABD'nin Ortadoğu Barış Süreci adını verdiği konu hakkında AKP yöneticilerinin Medvedev'le neleri görüştüğü kamuoyuna yansıtılmamıştır.
Sayın Genel Yayın Yönetmeni, Hizb-ut Tahrir, köklü, derin bir İslami kültüre sahip, küresel ve İslami ümmetin teveccühünü kazanmış, 57 yıllık temiz geçmişi olan, siyasi bir partidir.
Türkiye'de başkanlık sisteminin yerleştirilmesi meselesi ise AKP'nin başından beri nihai hedef olarak arzuladığı ve gündeme getirmek için fırsat kolladığı bir meseledir.
İslami yargı sistemi, bütün kainatın yaratıcısı Allah [Subhânehu ve Te'alâ] tarafından inzal edilmiştir, tüm bu adaletsizliklerden münezzehtir.
Kısacası bu anayasa değişikliği paketi, İngiliz yanlısı Kemalist laiklerin kalelerini ele geçirmek amacıyla Amerikan yanlısı demokrat laikiler tarafından hazırlanmış bir değişiklik paketidir.
İslam'ın Kur'an ve sünnetle sabit bir farzını tahrif etmeye yönelik beyanlarından dolayı Allah'a tövbe ederek Allah Subhanehu’nun şu kelamına iyi kulak vermelilerdir:
Bu paketin kamuoyuna açıklanmasıyla birlikte İngiliz yanlısı laik Kemalistler ile Amerikan yanlısı demokrat laikler arasında süregelen Anglo-Amerikan çatışmasının dozu bir kez daha arttı.
AKP hükümeti, tepkilerinde samimi olsaydı bu mendebur Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi'ye ziyafet vereceğine, Yahudi varlığı ile ilişkileri derhal kesmesi ve Müslüman Türkiye ordusunu harekete geçirmesi gerekirdi.
AKP hükümetinin zalim emniyet birimleri yüzünden başta Sayın Yılmaz Çelik olmak üzere Hizb-ut Tahrir şebabı sırf Rabbimiz Allah dedikleri için artık hapishane hücrelerini yurt edinmişlerdir.
İşte o gün, tek bir vücut olan İslam ümmetinin yetim kaldığ, dört bir tarafa savrulduğu, çil yavrusu gibi dağıldığı, sersefil olup izzetini ve şerefini kaybettiği gündür.
Müslümanların akidesine aykırı laiklik (dinsizlik) akidesine, yani beşerin çıkardığı kanunlara dayalı olan yargının AKP hükümeti tarafından reforme edilmesi asla Müslümanların lehine olmayacaktır.
05 Şubat 2010 Cuma günü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, "Amirallere suikast" iddianamesini kabul etti.
Doğrusu Amerika'ya dostlukta sınır tanımayan Türkiye yöneticilerinin, sömürgeci kafir Amerika tarafından işgal edilen Afganistan'ı savunan mücahit Müslümanları terörist olarak nitelendirmesi apaçık bir saptırmadır.
Amerika, 2001 sonunda işgal ettiği Afganistan'daki bataklığından çıkış yolları ararken, konuyla ilgili zirve üzerine zirve düzenleniyor.
Geçmiş hükümetlerin yaptığı gibi tüm bütçe açıklarını sizlerin sırtına yükleyen, alacağınız 577 lira asgari ücret rakamını bir iyileştirme olarak gören, yatırımı kamu mallarını özelleştirme adı altında yerli ve yabancı
Gelişen bu olaylar karşısında şaşkına dönen Başbakan dahil tüm hükümet yetkilileri ise cılız ve silik açıklamalar yapmaktan öteye geçememişlerdir.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Türkiye'nin sıcak çatışmaya girmeme sınırlamasını kaldırması gerektiğini söyleyerek Türkiye'nin Afganistan'a muharip asker göndermesi gerektiğini ima etti.
"İmam [Halife] bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."
Hiç kuşkusuz bu zirveye damgasını vuran ve bu örgütün vakıasını ortaya koyan en çarpıcı olay Uluslararası Ceza Mahkemesinin hakkında tutuklama emri çıkarttığı Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in zirveye katılıp katılmayacağı
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi."
Tüm dünya bilmektedir ki Afganistan'da bataklığa gömülen Amerika, iktidara taşıdığı ajanı Pakistan hükümeti ile birlikte hareket ederek Afganistan işgaline ve orada yaptığı vahşi katliama Pakistan'ı da ortak etmek istemektedir.
Hiçbir şiddet ve baskı unsuru kullanmadan sadece İslami fikirleri söylemelerinden dolayı Hizb-ut Tahrir şebabının hapishanelere konulması bu demokratik hak dedikleri şeyin bir safsatadan ve mavaldan ibaret olduğunu göstermiyor mu?
Copyright © 1953 Tüm Hakları Saklıdır.