İdlib Ölüyorken Amerika’nın Kiralık Katili Putin Ankara’da Ağırlanıyor
Türkiye yöneticileri katliamlardan habersiz midir? Rusya ile işbirliği yapmak, Esed rejimi ile işbirliği yapmak değil midir?
Türkiye yöneticileri katliamlardan habersiz midir? Rusya ile işbirliği yapmak, Esed rejimi ile işbirliği yapmak değil midir?
Batının dayattığı fasit fikirler ile seçkin bir nesli inşa etmek imkânsızdır. Toplumu ve geleceğimizi kurtarmanın tek yolu ise; İslam Akidesi üzerine bina edilen bir müfredat, İslami akliyet ve nefsiyet üzerine inşa edilen bir öğretim
Özelde Hizb-ut Tahrir, genelde ise tüm Müslümanlar olarak belki içinden adam gibi bir adam çıkar ve bu zulme son verir diye Arakan’daki zulme sessiz kalan yöneticilere yıllardır çağrı yapıyoruz. Ama ne fayda!
Zulmün kaynağı olan Batılı devletler ve işbirlikçi rejimler, başından beri Suriye kıyamına düşmanca tavır aldılar. Bu İslami kıyamı sonlandırmak adına plan üstüne plan, tuzak üstüne tuzak kurdular. Algı operasyonları ile komplo
İşgalci Yahudiler, gece gündüz Mescid-i Aksa'nın altını kazıyorlar, Müslümanları tahrik etmek amacıyla bazen mescidin içine zorla girip namaz kılanları sıkboğaz ediyorlar, bazen de ayin yapmaları için veletlerini mübarek mescidin içine
Her şekliyle şiddeti ve terörü reddeden Hizb-ut Tahrir üyelerine “terör örgütü üyesi” diyerek zulmettiniz. Gün oldu bu zulmü laik Kemalist İslam düşmanları ile birlikte işlediniz! Gün oldu şu an “FETÖ” dediğiniz kadim refiklerinizle
Ramazan ayı tüm Müslümanlar için hayırlı ve mübarek olsun. Allah Subhanehu ve Teâla Kadir gecesine nail olup onun sevabından faydalanmayı bizlere nasip eylesin. Âmin!
Hangi bahane ve gerekçe altında olursa olsun başta Amerika olmak üzere kâfirlerin Müslümanlar üzerinde otorite kurmaları asla caiz değildir. Dolayısıyla Amerika’nın yaptığı işgallere meşruiyet katan tüm yöneticileri şiddetle kınıyor,
Türkistan bölgesinden Türkiye’ye gelen Müslümanlara yönelik “IŞİD”e üyelik adı altında operasyon ve tutuklamalar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Size soruyoruz! 80 yaşındaki bir kadına terörist damgasını nasıl vuruyorsunuz?
Biz, bundan tam 13 yıl önce, 12 Eylül 2004 tarihinde İstanbul’da düzenlediğimiz konferansta; "Türkiye'nin Yeri; AB Üyeliği mi Yoksa İslam Ümmeti'nin Liderliği mi?" sorusunu sorarak; “Türkiye’nin yerinin sömürgeci Avrupa
Bizim topraklarımız uzun yıllar Hilafete başkentlik yaptı. Bir asır öncesine kadar dünya payitahttan yönetiliyordu. İslam’ın emin bekçileri, mazlumların umudu, korucusu ve hamisi bizler idik. Lakin Hilafet’in ilgasından sonra mazlum
Masuma’nın tüm ailesi Jessore Emniyetindeki İslam düşmanı haydutların bitmek tükenmek bilmeyen eziyetlerine maruz kalmaktadır. Bu haydutlar ayrıca Hizb-ut Tahrir gençlerinden birisini tutuklayamayınca, eşi Sumayatun Nessa Sumaya’yı da
4 Nisan 2017 Salı sabahı dünya, Suriye’nin batısındaki İdlib kırsalında yer alan Han Şeyhun kasabasında işlenen iğrenç bir katliama tanık oldu. Suriye rejiminin zehirli sarin gazı kullanması sonucu 70’den fazla sivil hayatını kaybetti.
Emniyet güçlerinin gözaltına aldığı ifade edilen kişi Hizb-ut Tahrir üyesi değildir ve Hizb-ut Tahrir ile herhangi bir ilişkisi de yoktur. Hizb-ut Tahrir fikri ve siyasi bir çalışma yapan İslami parti olduğu için herhangi bir kişiyi
Müslümanlara sunduğumuz İslami fikirler karşısında aciz kalan makamlar yine o bildik yasakçı alışkanlıklarına başvurmak zorunda kaldılar.
Emniyet güçlerine karşı hiçbir mukavemet göstermeyen, hiçbir canlıya ve hiçbir mala zarar vermeyen, gözaltına alınırken bile asil bir duruş sergileyen yaklaşık 300 kişinin gözaltına alınması, bir utanç vesikası olarak boyunlarınızda
İslam’dan nasibini almamış bu çevrelerin kışkırtmasıyla konferansımızın iptali ise, süslü sözler ve hamaset ile Müslümanları kandıran hükümet yetkililerinin maskesini bir kez daha düşürdü.
Kapitalizmin akidesi olan laikliği İslam’danmış gibi göstermek için ya laikliğin yâda İslam’ın cahili olmak gerekir. Yâda her zaman yaptığınız gibi bu referandum öncesinde de Batı’ya ve laik Kemalistlere şirin gözükmek için
Hizb-ut Tahrir / Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz, 16 Şubat’ta “Hilafet ve Eğitim: Altın Çağın İhyası”başlıklı önemli bir küresel kampanya başlattık. Kampanya, 11 Mart’ta Endonezya’nın başkenti Jakarta’da düzenlenecek
İster parlamenter sistem, isterse başkanlık sistemi olsun her ikisi de İslam akidesine tamamen aykırı olan fasit sistemlerdir. Zira her ikisi de laikliğe ve demokrasiye dayanmaktadır. Dini hayattan ve devletten ayıran laiklik ile hâkimiyeti
Copyright © 1953 Tüm Hakları Saklıdır.